Bir Ziyaretçimizin Paylaşmak İçin Gönderdiği Yazısı
Ruhumun derinliklerinden maziye bir bakış konduruyorum son günlerde. Neler geldi geçti diye. Geçen çok seyler oldu hayatımız da.
Kutsallık Anlayışı Üzerine Ruhun Sancısı
Ruhumun derinliklerinden maziye bir bakış konduruyorum son günlerde. Neler geldi geçti diye. Geçen çok seyler oldu hayatımız da. Kaybettiklerimiz kazandıklarımızın yanında çok fazla. Müflis tüccarın eski defterleri karıştırması gibi bir hal bende ki durum. Maziyle bir hesaplaşma mı?! Yoksa ileriye dönük bir ışık arama yolumu diye!!
Neler üretmişiz ruh dünyamız da. Din adına neler yaşamışız. Ve de anlatmışız. Dinin; insanların dünya ve ahireti için gönderilmiş bir yol olduğunu tariflerinden öğrenmemize rağmen, farklı boyutlarda yorumlayıp durduk. Din mi insanlar için !? Yoksa insanlar mı din için!? Maalesef elçilerin akabinde ikinci sorunun cevabını yaşıyoruz hala. Elbette ki bu sorgulamayı ilahi kaynaklı dinlerin perspektifinden bakarak düşünüyorum. İlahi kaynaklı dinlerin içinde hak olduğunu iddia eden İslam ki Hakk´tır - ´ın temsilcilerine ki bu temsilcilerin içinde ben de varım- yönelik düşüncelerimi aktarmaya çalışıyorum. Müslümanlar olarak neredeyiz, ne yapıyoruz. Acaba kimliğimizi temsil edebiliyor muyuz? Ve daha nice sorular...
Şekilciliğe verilen önemin bizi nasıl hristiyanlaştırdığının farkına varamıyoruz. Kitap ve Sünnet´ten ne deliller çıkarıyoruz. Sakala metre boyu, elbiseye milimlik hesaplar, yiyeceklerin haline ne kılıflar. Lakin gerçek ve ideale götürecek olanları bir tarafa itiyoruz, bilerek ya da bilmeyerek. Din; dünya ve ahiretin mutluluğu için bir yol olduğunu, şekilden öze çevirmemiz gerekiyor. Sosyal hayata nasıl aktarırızın derdini yüreğimizde hissetmeliyiz İslam´ı. Din; yemeklerin sonunu temizlemek, sakala metre vurmak, elbiseye, kafaya bir şeyler geçirmeye çalışmak değildir sadece. Kardeşinin derdini unutup kardeşinin sakalıyla uğraşmak, borcu olan komşusunun ihtiyacını gidermek yerine onun elbisesine kafayı takmak, namazı sosyal boyuta taşıyamayanın namazı huşu içinde takkesiz kılana takvanın takke ile olacağına iknaya çalışmak.
Müslümanlar yeniden, ilahi ışığı ruhların derinliklerine doğru çevirmeli. Nesillerin O´nun rızasını kazanacak yolları aramalı. Allah Resulu´nun bize bırakmış olduğu anlayışı kavramalı ve dünyaya bu ışığı O´nun bize aktarmış olduğu şekilde yansıtmalıyız. Liderlerin, hocaların, şeyhlerın anladığı şekilde değil. İmam Gazali´nin " İman şüpheyle başlar cümlesini yaşadığımız tecrübelerle daha iyi anlamamız gerekiyor.
Ruh dünyamızda kurduğumuz kutsalları yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Laik düzende müslümanlarin durumu, Mısır´dan büyük bir mucize ile kurtulan ve Musa ( a.s )´ın kırk günlük Rabb"i ile randevusu esnasında Fravun´un diniyle Hak dini karıştıran Musa´nın ashabı gibi. Kendisini ezen, sömüren efendinin kendisine sevdalanması gibi bir durum. Ne acınacak halimiz var.
***
Düsünmüsümdür Dini siyasete alet etmek nasıl bir şey diye. Yıllarca aynı hareketin içinde mücadele etmiş bir kişi olarak, şimdi iktidarda olan partinin beraber mücadele ettiği hareketten ayrılıp yeni bir hareket oluşturmasından sonra eski topraklardan birinin Köln´e yakın bir camide teşkilattan ayrılan bu arkadasların durumu sorulduğunda Onlarla aramızdaki durum; Bedir de Abdullah ile Ebubekir´´in durumu gibidir sözü üzerine bir arkadaşımızın İslam´ı anlatmak (! ) ve yaşamak sadece sizin tekelinize mi verildi?! sorusuna soğuk duş etkisini kimse fark etmemişti o zamanlar da.
Şimdi de aynı istikamette farklı cümleler işitiyoruz bu hareketin liderinden. Cehenneme bilet kesmeler. Kişilerin özel hayatına varıncaya kadar hakaret dolu cümlelerin sarf edilmesi. Hem de din adına. Çok yazık. İnsanın kendisini dinin temsilcisi görüp de karşısındakini cehenneme yollamanın neye faydası var. Yoksa din üzerinden siyaset yapmak bu mu?!!.
Bir dost olarak bu tür cümlelerin ne kadar yanlış ve tehlikeli olduğunu hatırlatmak isterim. Yoksa birbirimize hatalarımızı söylemediğimiz müddetçe hatasız olduğumuzu kendi dünyamızda bir kutsala dönüştürmeye başlıyoruz.
Yeniden ilahi öğretilerin ışığında dinin, dünya ve ahiretin mutluluğu için bir yol olduğunu anlama umuduyla.
Tevhid Haber