Bireysel Şeriat Yanlısı Başpiskopos'a Tepki

Bireysel Şeriat Yanlısı Başpiskopos'a Tepki

İslam hukukunda muemalat diye bilinen babta nikah, miras gibi alanları düzenleyen hukuk sistemiden müslümanların yararlanabilmesini savunan başpiskoposa...

İslam hukukunda muemalat diye bilinen babta nikah, miras gibi alanları düzenleyen hukuk sistemiden müslümanların yararlanabilmesini savunan başpiskoposa sözde özgürlükçüler tepki gösteriyor. The Times'daki başyazı;

Şeriata imtiyaz akıldışı

Britanya'daki Müslümanların şeriata uygun yaşamasını 'destekleyen' Canterbury Başpiskoposu'nun unuttuğu bir şey var: Herkesin tek hukuka tabi olması demokrasinin temelidir

Canterbury Başpiskoposu Rowan Williams, İslam ve onun din adamlarıyla yapıcı ilişkiler kurmak bakımından hayran olunası çabalar gösterdi. Müslüman dünya hakkındaki duyarlı sözleri, bazı meslektaşlarının yaklaşımıyla memnuniyet verici bir tezat teşkil ediyor. Can sıkıcı tavırlar sergileyenler arasında öne çıkanlardan biri Rochester Piskoposu'ydu; geçen ay gayrımüslimlerin 'gidemediği' yerler hakkında (oraların nereler olduğunu belirsiz bırakarak) sarf etttiği sözler gereksiz yere kışkırtıcıydı. İngiltere Kilisesi'nin birçok üyesi küplere bindi ve bu sözlerin inançlar arası ilişkileri geliştirmek için gösterilen onca çabaya zarar verdiğini düşündü.

AİHM onay vermiyor
Williams, bu durumu telafi etmek ve hassasiyetleri yumuşatmak çabasıyla dün hiç de hassas olmayan bir şey yaptı. Britanya'da şeriatın
belli kısımlarını kabul etmenin 'kaçınılmaz' göründüğünü söyledi ve evlilik anlaşmazlıklarını çözmek gibi meselelerde 'Müslüman hukukun bazı unsurlarına yapıcı uyum' çağrısında bulundu. Williams'a bakılırsa, Müslümanlar 'kültürel bağlılık veya devlete bağlılığın keskin alternatifleri' arasında seçim yapmak zorunda kalmamalıydı.
Son derece şaşırtıcı sözler bunlar. Çünkü farklı bir kurallar silsilesinin 'bazı kültürel ve dinsel çerçevelere... daha uygun' görünmesi, bir grup vatandaşı parlamentonun koyduğu yasalardan hariç tutmayı meşrulaştırmaz. Herkesin tek hukuka tabi olması bu demokrasinin temelidir. Farklı inançlardan insanlar (Yahudiler, Hindular, Sihler), kendileri için yeni yasalar talep etmeksizin mutlu mesut yaşayıp gidiyorlar. Müslümanların hoşgörülü bir kültüre nasıl başarıyla entegre edileceğini sormak, Müslüman toplumunun bazı kesimleri kendisini daha rahat hissetsin diye hoşgörü kültüründe buna uygun değişiklikler yapmayı istemekten daha faydalı.
Başpiskoposun şeriatın hangi noktaya kadar uygulanmasını önerdiği açık değil. Söz konusu hukukun aşırı biçimlerine karşı olduğu kesin. Şeriatın uygulanışının ülkeden ülkeye çok farklı özellikler gösterdiği de ortada. Fakat asıl mesele bu değil. Britanya'da her vatandaş hukuk karşısında eşittir. Bu dengeyi bozabilecek her şey tümüyle kabul edilmez görülmelidir.
2001'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), şeriatın Avrupa Konvansiyonu'nda dile getirilen insan hakları değerleriyle alenen uyumsuz
olduğunu vurgulamıştı. 2005'te Ontario eyaletinin adalet bakanı, Müslümanların boşanma ve çocukların velayetine dair anlaşmazlıklarını çözmek için şeriat hukukunun benimsenmesini önermesiyle ortaya çıkan insan hakları ve kadın haklarına yönelik kaygılar, Kanada'da gösteri furyasına yol açmıştı. Öneri bütün Kanadalılar için tek hukuk olması gerektiği gerekçesiyle, İslami mahkemelerin kadınlara karşı ayrımcılığa yol açacağı korkuları arasında reddedildi.

Paralel yetki alanı yaratır
Williams Kanada deneyiminden belki haberdar değildir. Fakat 'toplumsal
kuşku' dediği durumu azaltmak arzusunda samimi olsa da, bu meseleyi çözmek için tuttuğu yol daha fazla kuşku ve husumet yaratmanın garantisi gibi
görünüyor. Williams'ın bağlı olduğu kilise, Roma'daki paralel yetki alanından kopmak için kuruldu. Şimdi o kilisenin başkanının 500 yıl sonra, başka bir inanç için paralel yetki alanına dönüşü savunmak inanılır gibi değil.
Uyum içinde yaşamak istiyoruz. Müslümanların Britanya'da kendilerini daha iyi hissetmesi için ne yapılması gerektiğine dair önemli sorular var. Fakat Williams'ınki, bir yatıştırma eyleminden ibaret. Britanya'daki tüm inançların uygulanışı ve parlamenter demokrasimizin gücü açısından zarar verici bir tehdit içeriyor.
(Başyazı, 8 Şubat 2008)

radikal