Boşuna Uğraşmayın, Nureddin Şirin Çamur Tutmaz!
Tevhid dergisinde ve Selam gazetesinde yıllarca Kudüs’ü yazdı. İnternet sitesi Velfecr’de yıllardır Kudüs’ü yazıyor.
Tevhid dergisinde ve Selam gazetesinde yıllarca Kudüs’ü yazdı.
İnternet sitesi Velfecr’de yıllardır Kudüs’ü yazıyor.
Kudüs’le ilgili yüzlerce toplantının organizasyonunda yer aldı, yüzlerce afiş ve bildiri hazırladı, yüzlerce –belki de binlerce- konuşma yaptı.
Ve Kudüs için çeşitli aralıklarla en az 10 sene hapis yattı.
Her senesi, her ayı, her haftası, her günü, her saati, her dakikası, her saniyesi Allah rızası için özgür Kudüs davasına adanmış 10 koca sene…
***
Nureddin Şirin’den söz ediyoruz.
Haçlıların Tapınak Şövalyeleri varsa bizim de ‘Aksa Fedaileri’miz var ve Türkiye’de o fedailerin başını Nureddin Şirin çekiyor.
Nureddin Şirin denince akla Kudüs gelir.
“Kudüs’ün özgür ve aydınlık şafağı”nı müjdeleyen bir isimdir Nureddin Şirin.
Siyonizm’e karşı mücadele azmini ifade eden bir isim.
Daima hürmetle anılmayı ziyadesiyle hak eden bir isim.
Hizip kavgalarında, ucuz polemiklerde, kaba-saba tartışmalarda harcanmaması gereken bir isim.
***
Kudüs’ün kurtuluşu için bir şey yapan veya hiç değilse bir şey söyleyen kim varsa, Nureddin Şirin’i muhakkak yanında bulur.
Her fırsatta Siyonizm’in alçaklığına işaret eden ve Kudüs’ün özgürlüğüne adanmış İslami kurtuluş ordularını açıkça destekleyen Necmeddin Erbakan liderliğindeki Milli Görüş Hareketi de elbette Nureddin Şirin’den teveccüh görecekti.
Büyük davaların hızla irtifa kaybettiği bir ortamda Saadet Partisi ve Anadolu Gençlik Dergisi’nin sıkı bir anti Siyonist retorikte ısrar etmesini fevkalade önemli buluyor Nureddin Şirin.
Anti Siyonizm’in bu topraklardaki bekası ve yükselişi için Milli Görüş camiasıyla dayanışmaya girmesi gerektiğini düşünüyor.
Doğru düşünüyor veya yanlış düşünüyor, ama kesinlikle halis düşünüyor.
Nitekim, Milli Görüş’ten hiç hazzetmeyen birçok kardeşimiz, Nureddin Şirin’in bu hareketle irtibatını eleştirirken insafı elden bırakmadı ve samimiyetsizlik gibi bir suçlamada bulunmayı aklının ucundan bile geçirmedi.
Fakat ne yazık ki, Milli Görüş camiasının düzenlediği toplantılarda Kudüs davamızı anlatan Nureddin Şirin’in bunu maddi menfaat için yaptığını iddia edebilecek kadar densiz, arsız, edepsiz, hayasız, terbiyesiz kardeşlerimiz de var.
Nureddin Şirin’in Velfecr’deki son yazısı (“Yiğit Olan Meydana Gelsin”), onlara cevap mahiyeti taşıyor.
Okuyalım:
Milli Görüş hareketi’nin kurumsal organları Saadet Partisi ve Anadolu Gençlik teşkilatlarının düzenlediği programlara katılmamız ve bu programlarda yaptığımız konuşmalar her nedense bazı çevreler ve kişilerde bir rahatsızlık oluşturdu
Bazı kardeşlerimizin iyi niyetli tepkilerinin yanı sıra, çoğunlukla hem seviye hem edep açısından alabildiğince düşük bir düzeyde gösterilen tepkileri ibretle izlemekten başka bir şey yapamıyorum. Bu kişilere ne oldu ki gayret damarları alabildiğince kabardı ve öfke tepkilerini sağanak sağanak üzerimize yağdırmaya başladılar? Acaba yıllardır savunduğumuz ve uğruna her şeyi göze aldığımız hedeflerimizden mi saptık, yoksa, İslam ümmetinin maslahatlarını çiğneyen bir ihanet hattına mı katıldık?
Birilerinin sinesinde saklayıp durduğu Erbakan ve Milli Görüş hazımsızlığı bizim üzerimizden mi kendini göstermeye çalışıyor, ya da, birilerinin keyfi, menfaati, dar ve kısır hesapları mı bozuluyor? Nedir sizin alıp vermediğiniz? Sizler İslam’ın ve ümmetin azgın ve küstah düşmanlarına karşı yiğitçe bir mücadele içine girdiniz de Milli Görüş camiası kalkıp elinizi ve ayağınızı mı tuttu? Sizler, yere düşen İslam’ın kutsallarını kaldırmaya çalıştınız da birileri gelip elinize mi bastı? Sizler “yardım edin ey Müslümanlar!” çığlıklarını işitip mazlum, mahrum ve mağdur Müslümanların yardımına koştunuz da, birileri önünüze çıkıp yolunuzdan alıkoymaya mı çalıştı? Sizler hakkı savunmak için er meydanlarındaydınız da, birileri gelip sizi bu meydanlardan boşaltmaya mı uğraştı..?
…Müstear isimlerin gölgesine sığınarak kahramanlık yapmayın; klavye tuşlarına basarak düşmana kurşun sıktığınızı, zalimlerin dişlerini kırdığınızı, müşriklerin putlarını yıktığınızı sanmayın; düşmanın nerde olduğu, zalimlerin nerede durduğu belli; buyrun yürüyün o tarafa doğru.. Eğer varsa o tarafa doğru gitmek niyetiniz, gelin üzerime basarak geçin, ayaklarınızın altında paspas olayım…
Genelde tüm dünyada, özelde ülkemizde, hangi kesimden olursa olsun İslami camianın tüm muhlis, gayretli ve mücadeleci müslümanlarıyla omuz omuz omuzayız; birini alıp diğerini atmaz, birini yüceltip diğerini alçaltmayız; Müslümanlar arasında hizip, mezhep ve kavim ayrımı yapmaksızın, İslami vahdet sorumluluğuyla hepsini yüreğimizde taşıyarak uhuvvet yurdunda İslam ve Müslümanların izzetini gözetmekten öte bir şey yapıyorsak, eğer dünyevi bir çıkar ve menfaat elde etmek için, -maalesef birilerinin sıkça vurgulama ihtiyacı hissettiği üzere- belli kesim ve kurumlardan nemalanma durumundaysak, Rabbim bizleri ertesi güne çıkarmasın; ama sizler böylesi aşağılayıcı şekilde nitelemelerde bulunmakla, en azından zan ile hükmederek günaha girmiş olmuyor musunuz? O zaman buyrun, Kur’an’da belirtildiği üzere, “mübahele” yapalım; burada belirttiklerimizin aksine bir durum varsa Allah’ın ve tüm lanet edicilerin laneti üzerime olsun! Peki siz de aynısını söyler misiniz?
İstanbul dışında programlara giderken, bazı teşkilatların “bizden herhangi bir ücret talebiniz var mı?” sorusuna “yol paralarını karşılayabilirseniz, hepsi bu kadar” dememizden öte bir talepte bulunduysak, bunun aksine herhangi bir parasal menfaat gözettiysek, kuruşuna kadar hepsi bize haram olsun… (Kaynak: www.velfecr.com)
***
Yukarıdaki satırları okurken içim parçalandı.
Nureddin Şirin’in böyle bir açıklama yapmak zorunda kalmış olması ne hazin.
Yaşadığı hayat, verdiği mücadele, bu mücadele uğruna ödediği ağır bedel ortada iken, onu Milli Görüş’ten nemalanmaya çalışmakla suçlayanlara yazıklar olsun!
***
Milli Görüş toplantılarında holding reklamı mı yapıyor Nureddin Şirin?
Üç ayda yüzde kırk kâr payı mı taahhüt ediyor?
Kendinize gelin efendiler!
Özgür Kudüs davamızı tekrar tekrar anlatmak için kendisine sunulan imkânları çocuklar gibi sevinerek değerlendirmekten başka ‘suç’u olmayan bir dava adamından söz ediyoruz burada!
Siz o adamın tırnağı olamazsınız!
Hakan ALBAYRAK / Gerçek Hayat