Ahmet Taşgetiren
Bu cinlik işe yarar mı?
Ak Parti’nin bir süredir hesap şaşkınlığı sebebiyle sormayı unuttuğu bir soru ile girelim yazıya:
-2019 yerel seçimlerine İstanbul’da 16 binlik farkı Cumhur İttifakı aleyhine 800 bine çıkarıp sembol bir şehrin elden çıkmasına yol açan sebep nedir?
Siyasi ahlak dersidir değil mi? Ak Parti’nin, ortağı ile birlikte nalıncı keseri gibi her şeyi kendine yontma, devleti kendi siyasi çıkarları için kullanma, adaleti kanırtma, ahlakı ıskalama, vatandaşın erdem duyarlılığını dikkate almama…
Çok önce bir ara “Ak Parti ahlaki üstünlüğünü kaybetti” diye yazmıştım. Siz “Önce ahlak ve maneviyat” diye bir yoldan gelmişsiniz, adınızın başına “Adalet”i koyarak o insani duyarlılığı şiar edinmişsiniz ve şimdi “siyaseten başınız dara düştüğü” için çok açık yoldan çıkışlara bile tevessül ediyorsunuz.
Siyaseten başınız dara düştüğü için… Hesap tutmuyor bir türlü. Yüzde 50 artı 1 toplanamıyor. Epeydir bir katakulli aranıyor. Son seçim yasası değişikliği Arşimed’in “Buldum” heyecanı gibi bir duyguyu yansıtıyor.
Buldun da, sor hele neyi buldun?
Barajı yüzde 7’ye indirme… Belli ki “ihale yasaları” gibi adrese teslim MHP’yi kurtarma düzenlemesi. Tabii MHP yüzde 7’yi bulabilirse… Sonrası, yani illerde ittifakın iki yanına imkan sağlayan ve bir anlamda herbir oyun Meclis’te temsilini mümkün kılan “bakıye – artık oy” düzenlemesini kaldırmak niye?
Orada “siyasi hinlik - cinlik” devreye giriyor: MHP’yi de vuracak, tabii asıl rakip sahada oynayan yeni kurulmuş partileri vurmayı hedefleyen, ama illerdeki oy dağılımına göre herhangi baraj sıkıntısı olmayan partileri de kazanç – kayıp telaşına sürükleyecek, ittifak hesaplarında dağılmaları planlayan bir proje…
Ve “Burası çok önemli!” Sanki Cumhurbaşkanlığından ümidini kesmiş de, hiç olmazsa mesela İstanbul’da Belediye Meclisi’ndeki çoğunluğu “ana muhalefet” gibi kullanma hesabında olduğu gibi Meclis’te çoğunluk elde etme düşüncesi…
Bu algı düşünülmedi mi? Tayyip Erdoğan vatandaşın bu algıya sürüklenmesine kendi siyasi itibarı açısından nasıl razı oldu?
MHP Türkiye genelindeki yüzde 7 barajıyla kurtulmaya fit olurken, il barajı sebebiyle vereceği firelere nasıl razı oldu? Yoksa oldu olacak MHP’lilerin, tabii Büyük Birlikçilerin Ak Parti listelerinden aday gösterilmesine mi gidilecek?
Bütün siyasi yorumcuların, Millet İttifakı ile temas halindeki Gelecek, DEVA, Saadet ve Demokrat Parti’nin pozisyonuna yoğunlaşması tabii. Evet, bu tuzak onlara. “Tayyip Erdoğan affetmez” diye bir kanaat dolaşır siyasi kulislerde. Bu proje, böyle bir “siyasi intikam” altyapısı ile malül.
Ama kim bilir, islâmî ıstılahta çok kullanılan “size şer gibi görünen işlerde belki de hayır vardır” yaklaşımından bakıldığında başka gelişmeler olabilir.
Bu iş biraz bilardoya benziyor. Bir topa vuruyorsunuz, istemediğiniz kombinezonlar ortaya çıkıyor. “Salto atmak”tan bahsetmiştim dış politikada güç kullanma sadedinde. Kendi oyununa gelmek hani… Alt alta üst üste boğuşmalarda, ya düelloda bir patlama sesi duyulur, bir süre sonra yere cansız düşene göre kimin vurulduğunu öğrenirsiniz.
DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti…
Önce DEVA ve Gelecek kurucuları karşılaştı o soruyla? “Neden ayrı ayrısınız?” Babacan, Davutoğlu’na kaç yerde, kaç dost tarafından kaç kere sorulmuştur. Sonra Saadet için sorulmuştur aynı soru. Belli ki Yeniden Refah Partisi kurulduğunda da aynı sorular akla gelmiştir? Neden ayrışma?
Tabii Ak Parti’deki ayrışmaların muhasebesi…
Bilmem, özellikle DEVA ve Gelecek’in ayrı partileşmelerine soranları tatmin edecek bir cevap verilebilmiş midir?
Bu işlere kafa yoran bir dost, whatsapp mesajıyla “İşte birleşme zamanı” diye yazmış.
Nasıl olur, ne yapılır, nasıl formül bulunur bilmem, ama “şerden hayır çıkacaksa” onun vakti gelmiş olmalı.
Ak Parti kitlesi… Muhafazakar – dindar kitle. Böyle zamanlarda şu ikilem yaşanır: Her şeye rağmen adalet ıskalanmamalı ya da “Harp hiledir.”
Bu ikincisi, ana değerlerden kopuş sırasında yaslanılan “meşrulaştırma” sapmasının manivelasıdır. Ama başkaları tarafından görülür bu sapmalar ve en çok “Değerlere bağlılıktaki samimiyet” sorgulamalarına gidilir.
Bence iyi olmaz. “Değerler” adına iyi olmaz. Onun peşinden İstanbul’da 16 bin olan farkın 800 bine çıkması gibi bir “ahlak tokadı” gelir.
Bence yüzde 7 ülke barajı ile MHP’yi kurtarın yeter, diğer kısmı için AKP’yi Ak parti olmaya davet ederim.
BERAT KANDİLİ MAHŞER DUYARLILIĞI
Ramazana 15 gün kaldı. Bu gece üç ayların son kandilini yaşayacağız. Berat gecesi, bize, mahşer ortamından ak yüzle çıkabilmeyi hatırlatmalı. Oradan ak yüzle çıkabilmek, burada temiz kalmakla mümkün. Kirli gidilirse ak yüzle çıkılmaz, bu çok açık. O yüzden Kur’an uyarıyor: “Herkes yarına ne gönderdiğine baksın.” Ahiret inancımız böyle bir duyarlılık sağlıyorsa içini doldurabilmişiz demektir.