Sütü çok severim, özellikle soğuk içmeyi. Bana her içtiğimde Allah Teala"ya karşı ihlaslı olmayı hatırlatır. Ne kadar güzel bir içimi vardır, geride güzel bir tad ve zevk bırakarak kayıp gider boğazınızdan. Hiç birimizin aklına gelmez ki, yahu bu içtiğimiz süt hayvanın dışkısının, idrarının ve kanının arasından gelmektedir, aslında içmeden önce iyice düşünmeliyiz, daha doğrusu içmemeliyiz diye.

Fakat hiç kimsenin aklına böyle bir şey gelmediği gibi, içip içmeme konusunda asla tereddüt etmeyiz. Halis mi halistir, ihlas budur işte, ihlas kelimesi ancak bu kadar net ve berrak bir şekilde ortaya konulabilir.

"Şüphesiz ki hayvanlarda sizin için büyük ibret vardır. Onların karınlarından, dışkı ile kan arasından size bir süt içiriyoruz ki, içenlerin boğazından afiyetle kayıp gider, halis mi halis." (16/66)

Rabbimiz bu hayvanların ne idrarından, ne dışkısından ve ne de kanından hiç bir şey bulaştırmadan bize böylesine bir süt içiriyorsa, bizler de Rabbimize böylesine temiz ameller ve eylemler sunabilmeliyiz.

Bir tarafımızdan şeytan, bir tarafımızdan nefsimizin bizi kuşatmasına rağmen, amellerimize bir şeyler katıp bozmak için yanıp tutuşmalarına rağmen, onların arasından süzüp çıkarmalıyız amellerimizi.

Allah"a şükürler olsun, bir Kutlu Doğum mevsimini daha dolu dolu yaşamak nasip oldu. Bugünkü geldiğimiz noktaya, binlerce kardeşimizin bu şekilde ihlaslı ve samimi koşuşturmaları sayesinde gelmiş olduğumuzu asla unutmayalım.

Şeytandan ve nefislerinden hiç bir şey bulaştırmadan ortaya koydukları çalışmaya elhamdülillah bizler şahitlik ediyoruz.

Öncelikle, elde ettikleri bütün bu başarının tamamen Allah Teala"ya ait olduğunu ikrar ettiler, itiraf ettiler, kendilerine hiç bir pay çıkarmadılar.

Başarı ortaya çıktığında da, onu başka şeylere tahvil etmediler, oradan başka yerlere sıçramaya kalkışmadılar, bu başarıyı başka şeylere dönüştürme yoluna gitmediler.

Yine sütün diliyle söyleyecek olursak, bu kardeşlerimiz biliyorlar ki, bir kova sütün içerisine dışardan bir damla kanın, bir damla idrarın karışması, o sütün devrilip dökülmesini gerektirdiği gibi, Allah korusun, içerisine riyanın ve gösterişin karıştığı, dünyevi bir beklentinin karıştığı bu başarıların elimizden derhal geri alınacağından asla şüphemiz olmamalıdır.

En ufak bir yamuk yaptığımızda bize lütfedilen bütün bu güzelliklerin derhal elimizden alınacağını unutmayalım. Bu korku bizden hiç eksik olmamalıdır.

Bu ihlas çizgisini sürdürüp gitmeliyiz. Kendi kendimizi yoklamalıyız ve Rabbimizi razı etmekten başka içimizdeki bütün arzuların, özlemlerin üzerine birer çizgi çekmeliyiz.

Çünkü böyle durumlarda şeytan ve nefis üzerimize geldikçe gelir, bizlere binlerce seçenek sunar.

Unutmayalım ki, böyle günlerde bizim en büyük düşmanımız, bizim bu çalışmalarımızda önümüze engeller çıkaran, bizim önümüzü kesmek için çırpınan, insanımızın bu etkinliklere katılmaması için ev ev, dükkan dükkan dolaşan kişiler ve guruplar değil, bizi ihlas çizgisinden dışarı iteleyen, Allah"ın rızasının dışına atmaya çalışan nefsimiz ve şeytandır.

Kısacası, ihlas ve samimiyet çizgisi üzerinde yürümeye, bugün her zamankinden daha fazla titizlik göstermeliyiz.

doğruhabergazetesi