Selâhaddin Çakırgil
‘Bu mektebler olmasa, eğitim gül gibi olurdu!’
Bir mühendis olan Başbakan Binali Yıldırım’ın sahasında çalışkan birisi olduğu, 13-14 yıllık Bakanlığı sırasında uhdesine tevdi olunan işlerindeki başarılarından da anlaşılabilir.
Ancak, Binali Bey’in, konuşmalarında aynı şekilde dikkatli olduğu söylenemez.
Sözgelimi, son Anayasa değişikliği günlerinde bir AK Parti m.vekili, ‘Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez..’ denilen ilk 4 maddesinin savunulacak bir tarafının olmadığını söylediğinde.. Binali Bey, ‘Bu 4 maddenin devletin temeli olduğunu’ söylemesi karşısında, niceleri, ‘Haydaaa!.’ demekten kendilerini alamamışlardı. Çünkü, darbecilerin jakobenist- tepeden inmeci dayatmalarını ‘devletin temelleri’ olarak ifade edivermişti.
Yıldırım’ın, 18 Eylûl günü Urfa’da, TEOG (Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş..) imtihanlarının kaldırılması konusundaki sözlerini de Ana Muhalefet başkanı söyleseydi, kesinlikle eleştirirdik..
***
Bilindiği üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’a giderken, ‘Ben TEOG’u yanlış buluyorum, kaldırılması lâzım..’ demiş ve hemen ardından da bu imtihanların artık yapılmayacağı ilgili makamlarca açıklanmıştı.
Cumhurbaşkanı, New York’tan dönüş yolunda da 22 Eylûl günü, konuya müdahale sürecine açıklık getiriyor ve, ‘…Ben o açıklamayı yapmamış olsam, hâlâ ülkenin gündeminde kalacaktı. Baktım ki, bu işe yeterince kulak asılmıyor. En iyisi açıklama yaparak gündeme taşıyayım istedim bunu. Çünkü ailelerin hali ortada. Çocuklar bindirilmiş kıta. TEOG ne kazandırıyor bize? Sadece stres, stres, stres... Masraf, masraf, masraf... (…) Sen devlet olarak çocuklarını yetiştiremiyorsan bir yerde suç bizimdir.‘ diyordu. Demek ki, önce gerekli hatırlatmayı yapmış, ama, sözünü dinletememişti.
Başbakan Yıldırım ise Urfa’da şöyle diyordu:
"… 8'inci sınıfı bitirdiğinizde hangi tarafa ilginiz varsa.. 'Spor'.. Buyur git!. 'Bilim adamı' daha çok matematik, fizik-fen lisesi, sen de oraya git! 'Ben edebiyatçı olacağım, şiir yazacağım, masal yazacağım' diyorsan sosyal bilimlere git! 'Ben din adamı olacağım, fıkıh öğreneceğim' diyen de imam-hatibe gitsin’!!
Hatırlayalım, laik kesim itirazlarını yıllardır, ‘Bu kadar İmam-Hatib’e ne gerek var. İhtiyaç kadar öğrenci okutulsun..’ diye dile getiriyorlardı.
Binali Bey ise, İmam-Hatib okullarına niçin gidilebileceğine dair bir hedef gösteriyor. Halbuki, halkımız çocuklarını bu okullara, sadece ‘fıqıh öğrensin, imam olsun’ diye değil, ‘Dinine- diyanetine dair bir şeyler öğrensin.’ diye gönderiyor.
***
Binali Bey, 23 Eylûl günü Kırşehir’de yaptığı konuşmada da, ’yüce Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini’ söylüyordu. Siz böyle dediğiniz zaman, Barzanîde mensubu olduğu kavmin bağımsızlığı üzerinde aynı hassasiyetle konuşursa, haklı olmaz mı? Geçenlerde bir Başbakan Yardımcısı da, ‘Biz, bize sığınanı asla teslim etmeyiz..’ diye öğünüyordu. Ama, başka ülkelerin de kendilerine sığınanları bize iade etmemelerini ağır şekilde eleştiriyorduk.
***
Milletin itimad ve iradesiyle 15 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin en az başarılı olduğu alanın eğitim ve kültür alanı olduğunu bizzat Tayyib Bey, itiraf etmedi mi?
İnsana bir bakıma, ‘Ahh, bu mektebler olmasaydı, maarifi gül gibi idare ederdim..’ diyen Osmanlı vezirinin sözünü hatırlatan bir durum.. 15 yıllık uygulama içinde, şimdiki Eğitim Bakanı, 6’ncısı..
Halbuki, her birisi iddialı programlarla gelmişlerdi. Bu başarısızlığın temel sebeplerinden birisi, 90 yılın korkuluklarından korkulması ve bertaraf edilememesi..
***
Rahmet dileği: Üsküdar’da, evinde, bıçaklanarak alçakça bir faili meçhul cinayete kurban giden Suriye’li insan hakları aktivistlerinden Oruba Berekât hanım ile gazeteci kızı Halla’nın cenaze namazları ve Mısır Müslümanlarının seçkin liderlerinden Muhammed Mehdi Âkif’in General Sisî’nin zindanında 76 yaşında hayata vedâ etmesi üzerine kılınan gıyabî cenaze namazı Cumartesi öğle namazından sonra İstanbul- Fatih Camii’nde binlerce insanın gözyaşları arasında edâ olundu.. Bu mazlumlar yolumuzu aydınlatsın. Allah rahmet eyleye..
stargazete