İbrahim Karagül
Bu ne öfke böyle!
Türkiye; İsrail'deki diplomatik misyonunu, büyükelçilikten daha alt düzeye çekmeye karar vermiş. İsrail ordu radyosu, Türkiye'nin İsrail'i protesto amacıyla geri çağırdığı Büyükelçi Oğuz Çelikkol'un yerine yeni bir büyükelçi göndermeyeceğini, Tel Aviv'deki temsilciliğinin düzeyine düşürmeye karar verdiğini öne sürdü. Ayı kaynak, Türkiye'nin, İsrail-Türkiye ilişkileri konusunda "tüm opsiyonları masada" tutacağını duyurdu. İddia böyle.
Doğruysa, yerinde, caydırıcı bir karar. Devamı gelmeli. Anlaşmalar dahil, ilişkilerin temelini oluşturan bazı ortamlıklar sorgulanmalı. Çünkü İsrail ilk kez Türkiye'ye saldırmıştır ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını, kendisiyle hiç ilgisi olmayan bir bölgede öldürmüştür. Dahası Türk mallarına boykot kararı uygulamaktadır, şirketlerine sınırlama getirmiştir. Artık güven unsuru tamamen ortadan kalkmıştır. Böyle bir ülke ile artık "orktaklık"tan söz edilemez.
Türk-İsrail ekseni bitmeliydi, bitecek de... Çünkü İsrail ve Türkiye'nin yolları ayrıldı. Türkiye artık İsrail'in gözüyle bölgesine ve dünyaya bakamaz. İsrail'in çıkarlarına göre kendini sınırlayamaz, ona göre komşularıyla arasına mesafe koyamaz. İsrail'in suçlarını hazmedemez, İsrail'e yönelen öfkeyi dizginleyip kötü komşu olamaz. Türkiye, kendine uzun ve ciddi bir yol çizdi, ortaya bir iddia koydu. Burada konu İsrail değil. İsrail'i de aşan bir hesap var ortada. Bundan sonra Türkiye'ye karşı mevzi aldıkça, bu süreci baltalamaya çalıştıkça İsrail'in Türkiye ile arası daha da açılacak.
Bu gerçeklerden sonra bu ülkede bazı çevreler, İsrail aşırı sağı ve ABD'deki neocon çevrelerinin "Türkiye'de darbe yapılmalı, hükümet düşürülmeli, cezalandırılmalı" yaygaralarına bel bağlamış ve öfke saçıyor. İç politik dizayn arayışına giriyor ve kamuoyu oluşturuyor. Türkiye'yi yerden yere vuranlar, dışarıdan bir müdahaleyle hükümetin düşürülmesi ya da Türkiye'nin iç karışıklığa sürüklenmesini içlerine sindirebiliyor. ABD için, İsrail için bu ülkeyi terbiye etme misyonuna soyunabiliyor. O birileri gerçekten bu ülke için neyin iyi neyin yanlış olduğunu hangi kriterlere göre belirliyor? "İsrail'den Türkiye'ye tokat gibi cevap" başlıkları hangi ruh haliyle atılabiliyor? Türkiye'yi cezalandırma yarışına girenler; bu olaylardan hemen sonra terörün tırmanmasına ne diyecek? Anadolu'nun ücra köşelerine giden cenazelerin sorumlusu kim? Kimler bu ülkeyi kanla terbiye etmeye çalışıyor ve siz, bu kanın arkasındaki güçler için seferber olabiliyorsunuz?
İsrail ve ABD'deki bazı aşırı uçlar adına Türkiye'yi hırpalama yarışına girenler, Akdeniz'in ortasında İsrail komandoları tarafından öldürülenleri bile suçlu ilan ediverdi. Onlara göre, Türkiye'yi terörle hizaya sokmaya çalışanlar yüzünden hayatını kaybedenler de suçlu! ABD ve İsrail çıkarları için bu ülke parçalara ayrılması bile umurlarında olmayacak.
Nasıl da öfkeliler, Türkiye'nin onurlu duruş sergilediği her olayda acımasızlaşıyorlar, sağa sola saldırıyorlar. Nasıl da hedef saptırıp aslında hazmedemedikleri şeyi gizleyip detayları esas konu haline getirip zihin bulandırıyorlar! Hadi söylesenize, tüm bu öfkenin kaynağının İsrail olduğunu, gerçek duruşunuzu gösterin de bütün Türkiye görsün. Yok "Hamas-İran eksenine sıkışmışız", yok "Hizbullah'ı savunuyormuşuz", yok "Batı'dan kopmuşuz, Türkiye yalnızlaştırılmış..." Bu sözlerin, yaygaraların geldiği yeri biliyoruz, sizden önce başkaları söyledi, biliyoruz. Siz daha bunları söylemeye başlamadan onlar böyle diyordu. Neden acaba, neden böyle diyorlardı? Türkiye aşkına mı sarfediliyordu bu cümleler!
O birilerinin AK Parti karşıtlığı altında gizledikleri tek şey var; başkaları üzerinden Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak, ellerinin altında tutmak. O birileri gerçekten de başkalarının çıkarlarına göre ayar çekiyorlar hepimize. Gemide öldürülen insanlara karşı öldürenlerle nasıl da aynı safta yer alıyorlar? Neden acaba, düşünebiliyor muyuz? İsrail soruşturma komisyonu kurmuş. ABD ve birçok ülke "Bakın İsrail konuyu soruşturuyor" diyor. Komisyonda kimlerin olacağını ABD-İsrail birlikte karar vermiş. İsrailliler ve İsrail yanında karar verecek isimler... Öldürenler konuyu soruşturacak. Bakın şu işe. Ne de adil bir karar çıkar buradan, değil mi? İsrail'in daha önceki soruşturmalarına bakarsanız, çıkacak sonucu görürsünüz. Ve Türkiye bunu kabul edecek öyle mi? Kabul ederse o birileri destekleyecek, kabul etmezse yine kıyameti koparacaklar.
NATO gemileri Akdeniz'de güvenlik önlemi alacaklarmış, gemileri arayacakmış, Hizbullah'a silah gidip gitmediğini kontrol edeceklermiş. O NATO gemileri, İsrail Akdeniz'in ortasında sivil gemilere, vatandaşlarımıza saldırırken de oradaydılar, cinayete neden müdahale etmediler? Hem Türkiye ittifak üyesi. Bir üyesi saldırıya uğrayan NATO, bırakın 5. Maddeyi işletmeyi, İsrail adına bölgeyi denetliyor şimdi. Bu mu uluslararası sistem dediğiniz şey ve bu sistemden ne bekleyeceğiz?
Türkiye'yi haklı davasında mahkum etmek için dışarıdakiler ve içeridekiler ittifakla bir kampanya yürütüyor şimdi. Hayatını kaybedenlere karşı, bu ülkenin onuruna karşı, birliğine karşı, dik duruşuna karşı...
Kırgızistan için acil çağrı
Kırgızistan'daki etnik çatışma trajik bir hal aldı. Çatışmanın/kıyımın yaşandığı, Celal-Abad kentinde doğup büyüyen, annesi ve babası 3 gün boyunca evin bodrumuna sığınmak zorunda kalan bir Kırgızistan vatandaşının çağrısına kulak verelim:
Sayın Türk Kızılayı yöneticileri, Sayın İnsani Yardım Vakfı yöneticileri..
Kırgızistan'ın Oş ve Celal-Abad eyaletlerinde meydana gelen provokatif eylemler sonucunda, çoğunluğu Özbek asıllı yurttaşlar olmak üzere, yüzlerce Kırgızistan vatandaşı hayatını kaybetmiştir. Binlerce yaralı şuanda hastanelerde hayat mücadelesi vermektedir. Bölgede tam anlamıyla bir insani felaket yaşanmaktadır. Resmi kaynaklara göre, 75 bine yakın Özbek asıllı Kırgızistan vatandaşı Özbekistan'a iltica etmiş durumdadır. Oş ve Celal-Abad kentlerinde aşağıdaki temel tüketim malzemelerine acil ihtiyaç vardır;
1. Gıda malzemeleri: ekmek, un, konserve yiyecekler, çay, şeker, yağ vs. 2. Tıbbi malzemeler: ağrı kesiciler, şırınga ekipmanları, kalp ilaçları vs. 3. Giyecekler: çocuk, bayan ve erkek giyimleri vs.
Geçici hükümetimiz çaresiz kalmıştır ve bir devletin en temel görevi olan asayişi sağlayamamıştır. Bu olaylarda aynı zamanda eski devrilen hükümetin de parmağına rastlanmıştır. Siyasi çalkantılar bir yana, tüm Kırgızistan halkı şu anda sadece Oş ve Celal-Abad kentlerindeki sıkıntıyla baş başa kalmıştır. Kırgızistan devletini tanıyan ilk ülke olan kardeş Türkiye Cumhuriyeti devleti yardımsever insanlarını, felakete yabancı kalmamalarını umuyoruz. Kırgız ile Özbek halkları, asırlardır aynı coğrafyada yan yana yaşamaktadır. Aynı dili konuşmamız, aynı kültüre sahip olmamız ve aynı tarihi paylaşmamız maalesef bu provokatif eylemi düzenleyenlere engel olamamıştır. Halkı kışkırtan ve sinsi amellerine ulaşmak için masum insanların canına kıymayı göze alabilenleri lanetle kınıyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.
yenişafak