Bunlar da yılın sazanları!
Kim mi bu SAZAN'lar ? Vakit yazdı....
Peygamber Efendimiz'e hakaret ettikten sonra Baykal'ın "Gazetecilerin yanında daha dikkatli olun.." emriyle kayıplara karışan; ancak bir süre sonra Vakit gazetesi tarafından devletin bir valisi ile yakalanan Önder Sav'ın Millî Şef dönemini andıran konuşmalarının ve Peygamber'e hakaretinin gündeme getirilmesi beklenirken, ülkenin iri adamlarının Vakit'in görüşmeyi nasıl elde ettiğine takılması, Türkiye'de bilimin ve mantığın nasıl can çekiştiğini gözler önüne serdi.
İşte; cehalet, art niyetten ya da paranoyadan kaynaklanan açıklamaların sahiplerine, önümüzdeki günlerde gerçek ortaya çıktığında hatırlatacağımız sözleri:
Deniz Baykal: Bu bir ortam dinlemesi. Dinlemenin servis edildiği dinci gazete ile dinlemeyi gerçekleştiren devlet içindeki bu yapılanma arasında, çok yakın bir bağ var. İktidarın kontrolü altındaki insanlar. Bu, AKP'nin derin devleti olayının en sorumsuz örneklerinden biri. Emniyet içinde F tipi yapılanma var.
Önder Sav (Peygamber'e hakaret eden ve Baykal'ı umursamayan CHP Genel Sekreteri): Belli ki; daha gelişmiş bir teknoloji kullanılıyor. Ben emniyetin veya istihbaratın bir organının veya içerideki bir şebekenin dinlediğine yüzde 100 eminim. Öyle bir şebeke utanmadan, sıkılmadan bir basın organına servis yapıyor. Dışarıdan bu işin yapılması mümkün değil. Bu alçaklık, bu şerefsizlik nerede yapıldıysa, devletin onun üzerine gitmesi lazım. 3 gün önce odamda bir merkez valisiyle yaptığım sohbet, A harfinden Z harfine kadar aynen bir gazetede haber olarak çıktı. Dinlenilmekten korkmuyorum. Ama üzerimde bir baskı kurmaya çalışan soytarıların, önemli işadamlarına baskı kurup şantaj yapmayacaklarının ne güvencesi var?
Mustafa Özyürek (CHP Genel Saymanı): Böylesine teknik dinleme araçları sadece emniyet istihbaratlarında var. Bu dinleme de emniyet tarafından yapıldı.
Zeki Sezer (DSP Genel Başkanı): Önde gelen yargı mensuplarını, siyasetçileri dinleme gibi ucuz ama diktatöryal yola başvurmalarını kabul etmemiz, içimize sindirmemiz mümkün değildir.
Milliyet: Türkiye, ortam dinlemesi olarak nitelenen; ancak nasıl yapıldığı ispatlanamayan bir dinleme terörüyle karşı karşıya. Önder Sav ile bu soru işaretlerine bir yenisi eklendi. Dinleme amaçlı cihazlar, emniyet, MİT ve jandarmanın elinde bulunuyor. Ancak teknolojik gelişmeler, herkesin herkesi dinleyebileceği ortam yaratıyor.
Melih Aşık (Milliyet gazetesi Yazarı): CHP Genel Merkezi'ni dinleyenler, belli ki; yaptıkları dinlemenin meydana çıkmasını da umursamıyorlar. Hatta istiyorlar. Görüşmenin yandaş basına kısa sürede aynen taşınması bunu gösteriyor... Keşke Baykal duruma o zaman el koysaydı. Emniyette veya bizim bilmediğimiz kimi merkezlerden gelen bir dinleme faaliyetinin yürütüldüğünü görmek için kâhin olmaya gerek yok. Çok muhtemelen TSK üst düzeyi de dikkatle dinleniyordur.
Taha Akyol (Milliyet gazetesi Yazarı): Yapılan ikili görüşmenin, ideolojik kimliği bilinen Vakit gazetesinde yayımlanması, fevkalade ciddi bir skandaldır... Konuşma metninin, ideolojik tavırları ve aşırılığı ile bilinen Vakit gazetesine sızdırılmış olması da, ister istemez "dinci bağlantı" şüphesini akla getiriyor. Bu kanunsuz dinlemeyi güvenlik güçleri içindeki "dinci" elemanlar mı yaptı? Dinleme deyince akla ilk gelenler Emniyet, MİT, Jitem gibi kuruluşlardır, ama çete veya mafya tipi yapılanmalar da mümkündür.
Fikret Bila (Milliyet gazetesi Ankara Temsilcisi ve Yazarı): CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın makam odasında yaptığı konuşmanın dinlenmesi ve basına sızdırılması karşısında Baykal, haklı olarak Başbakan'dan tepki göstermesini, hem de gerekeni yapmasını bekliyor.
Ahmet Hakan Coşkun (Hürriyet gazetesi Yazarı): İkilinin görüşmesi, hepimizi ama hepimizi ilgilendiren muazzam bir hak ihlâlidir. Ergenekon kadar mühimdir. Susurluk kadar ürkütücüdür... Karşınızda yakalanmaktan, deşifre olmaktan, bela çıkarmaktan, skandal yaratmaktan çekinmeyen, CHP Genel Merkezi'nde Genel Sekreter'in makam odasında ortam dinleyen, cüretkâr mı cüretkâr, tehlikeli mi tehlikeli bir odak! Adamlar, Ana Muhalefet Partisi'nin ikinci adamını dinliyorlar... Hem de "dinleme böceği" falan yerleştirmeden... Uzaktan ortam dinleme yöntemiyle...
Yılmaz Özdil (Hürriyet gazetesi Yazarı): Dinledi mi, dinledi. Kaydetti mi, kaydetti. Niye gazeteye verdi? Din'i bu kadar alet etmelerine göz yumarsan, sonuçta ne olur? Din'leme cihazı...
Mehmet Y. Yılmaz (Hürriyet gazetesi Yazarı): CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın, odasında yaptığı bir özel görüşmenin kayda alınarak, siyasal İslâm'cı bir gazeteye servis edilmesi, "sıradan bir olay" değildir. Bu ağır suçu işleyenlerin cezasız kalmayacağını hepimiz görmeliyiz. Ancak Başbakan, sanki böyle bir olay yaşanmamış gibi -akşam saatlerine kadar- sessizliğini koruyor. Farkında değil ki; bu rezalet, bugün üzerine gitmezse, gelecekte kendi başına da gelebilir! Çünkü devlet içindeki bu tür çeteleşmeler, eninde sonunda kendine çalışırlar. ABD'deki ünlü 'Watergate' skandalı ile Önder Sav'ın odasının dinlenmesi olayı arasında hiçbir fark yok.
Can Ataklı (Vatan gazetesi Yazarı): CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın odasının dinlenmesi ve bunun AKP'li medyaya servis edilmesi, dünya çapında bir siyasi skandaldır.
Ertuğrul Özkök (Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): İki günden bu yana CHP Parti Merkezi'nde patlayan dinleme skandalıyla ilgili haberleri, büyük bir üzüntüyle okuyorum. Toplumumuz, bir türlü kontrol altına alınamayan bu keyfî dinleme terörü altında inlemeye başladı. Bu, herkesten önce iktidarın sorunu. Keyfî dinleme ve dinlemeyi bir siyasi terör aracı olarak kullanmak, kimseye, ama kimseye yarar sağlamaz. Bugün size hizmet eden dinleyiciler, yarın emin olunuz ki ötekine hizmet edecektir. Ve emin olun, dinlenmek çok kötü bir şeydir. O nedenle İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, "Bu işin üzerine gideceğiz" sözünü tutmasının, bütün ülke için yararlı olacağına inanıyorum.
Cumhuriyet: Yargı üyeleri, askerler, rektörler ve gazetecilerden sonra telekulak, Ana Muhalefet Partisi'ne kadar uzandı. CHP, Genel Sekreter Önder Sav'ın Vali Serindağ ile yaptığı görüşmenin Vakit gazetesine sızdırılması üzerine Başbakan hakkında gensoru önergesi verme kararı aldı.
Radikal: Telekulak, sistematik kullanılıyor. Sav ile valinin dinlenmesi, son iki yılda ortaya çıkan telekulak vakalarına yeni bir halka ekledi.
Vatan: Böyle dinliyorlar (Sürmanşet). Telekulak çetesi devletin içinde (Manşet).
Güngör Mengi (Vatan gazetesi Yazarı): Bu da AKP'nin Ergenekon'u mu? Baykal dün Parti Genel Sekreteri'nin makam odasında yaptığı bir özel görüşmenin dinlendiğini, bu işi de "iktidarın kontrolü altında güvenlik güçlerinin yaptığını" iddia etti. Konuşmaların üç gün sonra "kelimesi kelimesine" bir dinci gazetede yayınlanması, iddiayı kanıtlıyor" Böyle bir namussuzluğa karşı "Gelin beraber araştıralım" çağrısına olumlu karşılık vermemek, iktidar için savunulamaz.
Mehmet Tezkan (Vatan gazetesi Yazarı): Zamanlamayı kim belirledi? AKP'ye yakınlığı ile tanınan Vakit" Görüşme doğru mu? Doğru... Görüşmenin kayıtları var mı? Var... Vakit'in elinde" Yayınlandı mı? Yayınlandı" Vaka tüm çıplaklığıyla ortadayken, üretilen komplo teorisinin anlamı ne? Siyaseten anlamı var tabiî" Ortalığı bulandırmak, kafaları karıştırmak, Baykal'ı müfteri göstermek, dinleyeni kamufle edip, dinleneni suçlamak" Paksüt'e yapıldığı gibi"
Mustafa Mutlu (Vatan gazetesi Yazarı): CHP Genel Sekreteri ile bir Merkez Valisi'nin ikili görüşmesinin tüm detayları Vakit isimli dinci gazetede yayınlandı, Ankara karıştı... Uzunca bir süredir "devletin her kademesinde sessiz ve derin bir örgütlenme çalışmasına giren" Fethullah Hoca'nın müritleri! Reis Bey, keşke polisteki tarikatçı örgütlenmeyi gündeme getirebilseydi... Kim bilir; belki o zaman Genel Sekreteri dinlenmezdi!
Bilal Çetin (Vatan gazetesi Ankara Temsilcisi ve Yazarı): Hukuk dışı dinleme olayı ilk kez yaşanmıyor Türkiye'de, ama bu kez durum çok farklı. Son olay bu rezilliği çok vahim bir noktaya taşıyor.
Sebahattin Önkibar (Yeniçağ gazetesi): Dinleme çetelerinin son marifeti CHP Genel Sekreteri'nin dinlenmesidir. Önder Sav, makamında yaptığı özel konuşmaları ertesi gün Vakit gazetesinde okudu. Belli ki; dinleme çeteleri sızdırmış bunu... ABD'de buna benzer bir olay geçmişte Başkan Nixon'un istifasına sebep olmuştu, Türkiye'de ise bırakın Başbakan'ın istifa etmesi, bu rezillik ülkede satılan, pardon pardon, dağıtılan gazetelerin yarısında haber bile olmuyor...
vakit