İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

Bunlar ne ki! Daha ne bilgiler çıkacak ortaya

Bir karanlık tarih, bazı istihbarat bilgilerinin, gizli belgelerin açıklanmasıyla aydınlanabilir mi? Elbette hayır. Ama gerçeklere ulaşmak için bir kapı aralayabilir. Demokrasi ve özgürlük savaşı veren devletlerin, bu söylemlerin ardına gizlenerek insanlığa ettiği kötülükler hakkında kanaatimizi güçlendirebilir. İyi ve kötünün, doğru ve yanlışın bize öğretilenler gibi olmadığını gösterebilir. Resmi tarihe yazılanların dışında utanç verici bir gerçeğin varolduğunu üstelik bu gerçeğin, öğretilenlerden çok daha doğru olduğunu anlamamıza yardımcı olabilir.

Wikileaks adlı bir internet şirketi, ABD ordusunun ve müttefiklerinin Afganistan'daki gizli savaş günlüğünden doksan binden fazla belgeyi deşifre etti. ABD ve Avrupa'nın büyük yayın organları, bu bilgileri eleyerek okuyucusuna ulaştırdı. 2004 ile 2009 arası askeri faaliyetleri kapsayan bilgiler, artık kanıksadığımız bir savaşın ürpertici yüzünü tekrar düşünmemizi sağladı.

İnsan avı yapan gizli birliklerin faaliyetlerini, otobüs bombalayan Fransız askerlerini, düğün vuran Polonya askerlerini, öldürülen kadın ve çocukların nasıl dünyadan gizlendiğini, Nevada Çölü'nden düğmeye basıp insansız hava araçlarıyla nasıl katliamlar yapıldığını, Taliban'ın elindeki füzeleri, bu tarih aralığında Afganistan'da yaşanan tüm çatışmaları, öldürülen sivilleri ve ölen askerleri ve savaşın gidişatıyla ilgili tüm bilgileri bu bölgelerde öğreniyoruz.

Hepsini mi? Elbette hayır. Aslında çok azını öğreniyoruz. Her altı ayda bir başlatılan ve fiyaskoyla sonuçlanan büyük nihai operasyonların aslında yalan ve imaj kurtarmaya yönelik olduğunu, savaşın asla kazanılamayacağını, terörle mücadele gerekçesinin sadece aptalları inandırmak için uydurulduğunu, savaş ne kadar ölümcül olsa da kimsenin Afganistan'dan çekilmek istemediğini çünkü ortada başka bir büyük hesabın bulunduğunu, on milyarlarca dolarlık uyuşturucu parasının nasıl paylaşıldığını, Obama döneminde Afganistan-Pakistan savaşının neden daha fazla şiddetlendiğini, Pakistan'ı da aynı kötü duruma çekmek içine tür planlar yapıldığını bu bölgelerden öğrenemiyoruz maalesef.

2004'ten öncesini de öğrenemiyoruz. İlk işkence merkezinin Afganistan'da kurulmasını, ardından dünyanın her yerinden insanların kaçırılıp Avrupa'dan Uzakdoğu'ya ve Afrika'ya kadar bir çok ülkede kurulan gizli esir kamplarına kapatılmasının Afganistan'la başladığını öğrenemiyoruz. CIA ile esir ticaretinin Afganistan'la başladığını, bu ticaretin içinde olan ülkeleri, yüzlerce uçak seferlerinin detaylarını öğrenemiyoruz.

Daha işgalin ilk günlerinde, Cenk Kalesi'nde yüzlerce esiri nasıl öldürdüklerini televizyon ekranlarında naklen izlemiştik. Bir zafer havasında izlemiştik. Kötü insanlar, dünyayı kana bulayan insanlar demokrasi ve özgürlük savaşçısı ABD ve İngiliz özel birlikleri tarafından imha ediliyordu. Bazılarımız seyrederken alkış tutmuştu. Ardından binlerce insan, esir Mezar-ı Şerif'teki hapishanelerden alınıp kurşuna dizildi ve çöllere gömüldü. Esirler boyunları kırılarak, üzerlerine asit dökülerek, çöle götürülüp toplu şekilde kurşuna dizilerek öldürülüyordu. Köpekler cesetleri parçalamasaydı haberimiz olmayacaktı. İnsanlığı kötülüklerden kurtarmak için yapılmıştı her şey.. Kimse bu cinayetlerin hesabını sormadı, soramadı.

Peki gerçek neydi? Gerçek, özellikle son on yıldır bir propaganda mekanizmasının gözlerimizi kör eden, zihinlerimizi rehin alan, vicdanlarımızı susturan yalanları mıydı? O gün başlatılan ve insanlığın en temel değerlerini ayaklar altına seren süreç hala devam ederken, neden bunları sorgulayacak mecalimiz kalmadı? Biz neyi kaybettik?

Türkiye dahil, hiçbir ülke Afganistan'daki işgale, savaşa meşruiyet sağlayacak hiçbir gerekçeye sahip değil. Her ne sebeple olursa olsun, Afgan halkının kalbini ne kadar kazanırsa kazansın, böylesine kirli, tarih önünde yargılanacak, utanç verici bir işgale katılmanın, birilerinin büyük hesaplarına katkıda bulunmaktan başka hiçbir anlamı olmayacak. Tarih bunu böyle yazacak. Gelecek nesiller bunu böyle sorgulayacak. Bu iki yüzlülüğü bırakalım artık. Hemen her gün yüz masum sivilin hayatını kaybettiği, ABD'deki üslerden düğmeye basıp insansız uçaklarla öldürmelerin devam ettiği, iyi ve kötünün sadece bu savaşı başlatanların çoğumuzun bilemediği özel hesaplarına göre şekillendiği bir savaş, Türkiye'nin hafızasına hiç de iyi anılar bırakmayacak.

Sızdırılan bilgiler sadece Bush dönemini kapsıyormuş, Obama döneminde planlar tamamen değişmiş. En son yalan da bu olmalı. Asıl Obama döneminde bu savaş şiddetlendi. Üstelik Pakistan'da iç savaş başlatıldı. Bush döneminde yapılan her şey aynen devam ediyor. Artık kanıksadığımız bu savaş ve işgali zihinlerimizde ve kalplerimizde bir yere oturtabilmek için böylesine istihbarat belgelerine ihtiyacımız olmamalı. Çünkü biz bunlardan çok daha fazlasını biliyoruz. Bu kirli dosya bir gün tüm ayrıntılarıyla ortaya serilecek.

yenişafak

Bu yazı toplam 1569 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar