Bush Kendini Özgürleştirsin!!!

Bush Kendini Özgürleştirsin!!!

Bush'un önce kendi beynini özgürleştirmesi, siyonizmin istilasından kurtarması ondan sonra özgürlükten bahsetmesi gerek…

Abdülkadir Özkan-Milli Gazete

Afganistan, özgürleştirilmek için işgal edildi.. Ardından Irak Saddam zulmünden ve despotluğundan kurtarılarak özgürleştirilmek adına işgal edildi.. Bunları göre göre Bush'un Körfez ülkelerinde yaptığı konuşmada, "İran'ı özgürleştirmek için orada olacağız" demesi yeni bir felaketin açıkça ilanı anlamına geliyor. Çünkü, Bush'un önce kendi beynini özgürleştirmesi, siyonizmin istilasından kurtarması ondan sonra özgürlükten bahsetmesi gerekiyor.

Büyük Ortadoğu Projesi'nin hedefeleri arasında bölge ülkelerinin ufak ufak parçalara ayrılmasının geldiğini biliyoruz.. Bu bakımdan ABD'nin Ortadoğu'da girişeceği her hareketin esas hedefi bölge ülkelerini güçsüz kılmak., bunun için parçalara ayırmak olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekiyor. Bu gerçek biline biline başta Körfez ülkeleri olmak üzere bölgedeki diğer ülkelerin Afganistan ve Irak'ın ardından İran konusunda da aynı yanlışa düşeceklerini sanmıyorum. Çünkü şimdiye kadar Bush'un özgürleştirmekten ne anladığını gördük. Bush'un özgürleştirmek dediği şey ülkeleri işgal etmektir. işgal ile özgürlüğün yanyana gelemeyeceğini bugün ilkokul öğrencileri bile bilirler. Bu gerçek biline biline Bush'un İran'a karşı muhtemel bir saldırısına destek verecek olan bölge ülkesi varsa bilinmelidir ki, çok geçmeden sıra kendilerine gelecektir. Bir bakıma Bush'a destek vermek kendi ipini çemek demektir.

Bu bakımdan yapılması gereken şey, Bush hangi ülkeye gidiyor ve İran'ı özgürleştirmek(!) için destek istiyorsa o ülke yöneticileri açıkça Bush'a, "Biz senin özgürleştirmeden ne anladığını biliyoruz. Bölgeden elini çek, git kendi işine bak.. Bölgemizin sorunları seni değil bizi ilgilendirir" demelidirler

Bunun aksi bir davranış yani Bush'a istediği desteği vermekle sadece ABD'nin bundan sonra gerçekleştireceği bir saldırıya destek verilmiş olmaz, aynı zamanda kendilerinin ve ülkelerinin temeline de dinamit koymuş olurlar. Her halde aklı başında, ülkesini seven hiçbir yönetici böylesine bir yanlışığı bile bile yapmaz. Böyle bir yanlışlık makam sevdası ile de izah edilemez.

***

Geçtiğimiz Kasım ayının başında Başbakan Erdoğan'ın, daha sonra da bu ayın başında Cumhurbaşkanı Gül"ün ABD ziyaretinin hemen ardından Bush'un bölgeye gelmesi, önce İsrail'i ziyaret edip bağlılıklarını yenilemesinin ardından diğer bölge ülkelerine geçmesi ve Körfez'de yaptığı açıklamada "İran'ı özgürleştirmek için orada olacağız. Sizlerden İran tehlikesine karşı destek bekliyoruz" demesi dikkat çekicidir.. Bush'un bu gezisi ve yaptığı açıklamanın bazı ön mutabakatlara dayanmamış olmasını dilerim. Çünkü, bunun bazı ön mutabakatlarının olması demek, bazı bölge ülkelerinin Bush'a İran'a karşı muhtemel bir müdahalede destek sözü vermiş olmaları anlamına gelir ki, bu da bölgede onarılması mümkün olmayan yaralar açar.. Bölgesel sorunların çözümünü uzaklardan buralara el atan ABD'ye ihale etmek anlamına gelir ki, bunun sonu topyekün sömürgeleşmeye gider. Sözde bağımsız ama, yönetime kimlerin geleceğini bile ABD'nin belirlediği ülkeler oluşor. Bu arada, her ülke içindeki ayrılıkçılara gün doğar. Bu da karmaşa ve ölüm demektir.

Hemen belirteyim ki, ABD'nin İran'a müdahalesi sanıldığı kadar kolay olmaz. Olsa bile kendisini büyük bir ihtimalle yeni bir bataklığın içinde bulur. Bu ise ABDimparatorluğunun(!) çöküşünün hızlanması demektir.

Peki Bush ABDimparatorluğunun çöküşünü hızlandırmak gibi bir görev üstlenir mi? Beynini istila etmiş olan inanç ve düşünceden kurtarıp beynini özgürleştiremediği sürece yapabilir. Görünen o ki, Bush'un mensubu olduğu inanç O'na İsrail'in güvenliğini ABD'nin güvenliğinden önde tutmasına yol açıyor.. Bu mantık elbette sağlıklı değildir.. Özellikle bölgemiz ülkelerine daha fazla zarar vermeden Bush kendi kazdığı kuyuya düşer de hem bölge ülkeleri hem de dünya ülkeleri, işgal ederek özgürleştirmek(!) gibi bir çarpık mantığın sahibinden kurtulmuş olur.