ABD Başkanı George Bush, İsrail Parlamentosu Knesset'teki konuşmasında "Bazıları, sanki ustaca yapılmış bir konuşmanın onları yanlış yolda olduklarını inandıracakmış gibi bizim teröristlerle ve radikallerle görüşmemiz gerektiğine inanıyor. Bu aptalca hayalleri daha önce duyduk. Nazi tankları 1939'da Polonya'ya geçtiğinde bir Amerikan senatörü 'Eğer Hitler'le konuşabilseydim, bütün bunları önlemiş olabilirdim' demişti. Bu duruma ancak tarihte hep tekrarlanmış 'düşmana ödün verme' diyebiliriz" demişti. Bush'un bu sözleriyle, Obama'nın daha önce başkan seçilmesi halinde İran ile görüşebileceğine yönelik sözlerine göndermede bulunduğu yorumları yapılmıştı.

Ardından bir açıklama yayınlayan Barack Obama, Başkan'ın kime göndermede bulunduğunun bile açık olmadığını söyledi. Yardımcıları tarafından dağıtılan yazılı açıklamasında Obama, "George Bush, benim hiçbir zaman teröristlerle anlaşmayı desteklemediğimi biliyor ve Başkan'ın korku politikası Amerikan halkının veya bizim sağlam müttefikimiz İsrail'in güvenliğine hiçbir katkı sağlamıyor" ifadelerini kullandı.

Amerikan Temsilciler Meclisi'nin Demokrat Partili Başkanı Nancy Pelosi de haftalık basın toplantısında Bush'un açıklamalarına değindi. Pelosi, "Başkan'ın bu yaptığının, başkanlık makamının şerefinin altında ve İsrail'de temsil edilmemiz açısından değersiz olduğunu düşünüyorum. Ciddi olan herkesin, kendisini Başkan'ın bu düşüncelerinden uzak tutacağını umuyorum" diye konuştu.

Ancak Beyaz Saray, Obama kampanyasının tepkisini ardından Başkan Bush'un, bu konuşmasıyla Obama'yı hedef almadığını açıkladı. Beyaz Saray sözcüsü Dan Perino, İsrail'de gazetecilere yaptığı açıklamada Bush'un konuşmada göndermede bulunduğu kişinin "Obama olmadığını" söyledi.

Bir Amerikan başkanının "tehlikeli liderlerle" görüşüp görüşmeyeceği, Demokrat Parti'deki adaylık sürecinde de uzun süre polemik konusu olmuştu. Obama, İran, Küba ve Kuzye Kore liderleriyle gerekirse görüşebileceğini söylemişti. Rakibi Hillary Clinton ise bu göüşmelerin propaganda olarak kullanılabileceğini ve kendisinin diplomatik kanallarla daha ileri gitmeyi tercih edeceğini söylemişti.