Hasan Karakaya
Celal Bayar Üniversitesi’nde 11 rektör adayı... Kim, kimdir?
Çözüm Süreci’nin kritik bir dönemece girdiği, PKK’nın ve hattaHDP’nin “Çözüm Süreci’ni bitirmek” için yeni pazarlıklar içine girdiği ve 21 ay öncesine dönüp, yeniden “kan ve gözyaşı”akıtmaya yöneldiği şu günlerde; kalkıp da Manisa’daki “Celal Bayar Üniversitesi”nden ve oradaki “Paralel çöreklenme”den bahsetmek istemezdim..
Ama, konu çok acil...
Zira,Celal Bayar Üniversitesi’nde Perşembe günü “rektörlük seçimi” var!..
Üniversitedeki öğretim üyeleri,“Mevcut Rektör Mehmet Pakdemirli gitsin mi, kalsın mı?” tercihinde bulunmak için “oy” kullanacak...
Son kararı, elbette YÖK veCumhurbaşkanı Tayyip Erdoğanverecek... Ama gerek YÖK’ün “aday sayısını üçe indirmesi”nde, gerek “Erdoğan’ın son kararı vermesi”nde, adayların aldığı oylar dikkate alınacak... Herhangi bir adayın “en fazla oyu”almış olması, elbette “rektör” olarak atanacağı anlamına gelmiyor!.. “Birinci” olmaz da, belki“ikinci veya üçüncü”atanabilir.
Erdoğan, “rektör” atarken, herhalde “başka kriterler” de arayacaktır...
En önemli kriter de;
Rektör adaylarından herhangi birinin “paralelci” olmaması ya da “paralelin dümen suyunda”hareket etmemesi olacaktır!..
DOSYALAR DOLUSU BİLGİ
Peki Celal Bayar Üniversitesi’nde “rektörlüğe aday olan 11 hoca” kimdir?..
Evet, şu anda; mevcut Rektör Mehmet Pakdemirli de dahil, “11 aday” var!.. Kimi paralelci, kimi Atatürkçü, kimi solcu, kimi MHP tandanslı, kimi de Milli Görüş kökenli!..
Malûm, 20 Ağustos 2014 tarihli yazımda, Rektör Mehmet Pakdemirli ve “Üniversite’deki paralel kadrolaşma” konusunda bir yazı yazmış, daha sonra da “Rektör’ün cevabı”nı aktarmıştım...
İşte bu yazımdan sonra; üniversitedeki hocalardan; “yaptığım isabetli tespitler”den dolayı çok sayıda “tebrik” mesajı aldım... Yine çok sayıda “öğretim üyesi”nden “ayrıntılı mektuplar”aldım...
Son “Salihli ziyareti”mde de, gerek Salihli’de, gerek Manisa’da “öğretim üyeleriyle yüz yüze görüşmeler” yaptım... Söylenenleri tek tek not ettim ve elbette “adaylar”la ilgili hem “geniş bir bilgi”ye, hem de “kanaat”e sahip oldum...
Ama bugün, tam da “seçim arefesi”nde kendi kanaatimi açıklayıp da, “yönlendirici” olmak istemem.
Öyle ya; “Kul hakkı” var.
Bugün, aldığım “bilgi”ler ve görüştüğüm hocalardan edindiğim“izlenim”ler doğrultusunda “objektif bir değerlendirme” yapacak, sizin anlayacağınız “adayların fotoğrafı”nı çekmeye çalışacağım!.. Bu fotoğraflar da, “paralelci çete”nin yaptığı gibi,“montajlı fotoğraflar” olmayacak!..
Kim ne ise, o!..
Haa, bu arada; Rektör Mehmet Pakdemirli’nin “dernek merkezi” dediği ama, kapı zilinde“Bilimsel Araştırma” yazan 133 Numaralı Aydoğdu Apartmanı”nı da Manisa’ya gittiğimde gördüm ve fotoğrafladım...
Ve o an, sordum kendi kendime; “Rektör Bey, uzun süredir bu binaya gitmediğini ve orada danışmanları tarafından alınan kararları uygulamadığını söylüyor!.. İyi ama, o adamları, 4 yıldır niye danışman statüsünde tutuyor?”
Yazacak çok şey, sorulacak çok soru var ama, dedim ya; “öğretim üyelerinin iradesini etkilemek” istemediğim için, bu “soruları” şimdilik sormak istemiyorum.
REKTÖR’DEN TELEFON
Ama, şu kadarını söyleyeyim:
Rektör Mehmet Pakdemirli, nereden ve nasıl öğrenmişse öğrenmiş; bugün “üniversite”hakkında yazacağımı öğrenmiş!.. Dün öğleden sonra telefon etti; “adaylarla ilgili ne yazacağımı” sordu!..
Son derece saçma!..
Ne yazacağımı size mi soracağım?.. “Yanlış anlama” dedi; “Yazınızda, bizim cevabımıza da yer verirsiniz diye düşünmüştüm!”
Hoppalaa!..
“Yazılmadık yazıya cevap verildiği” nerede görülmüş?.. Ben yazarım yazımı, siz de cevap verirsiniz!.. Ne yazacağımı nereden biliyorsunuz ki, “cevap” vermek istiyorsunuz!..
PROF.DR. MEHMET PAKDEMİRLİ
Her neyse... Bu “girizgâh”tan sonra, gelelim “11 rektör adayı” ile ilgili değerlendirmeye...
“Kim, kimdir”e geçmeden önce, bir “ön açıklama” yapayım: Adaylarla ilgili bilgiler, “tamamen öğretim üyelerinin ve siyasilerin ortak görüşleri”dir!.. Yani, benim eklediğim hiçbir cümle yok!..
Bunu da söylediğime göre; “liste”ye geçelim.. İlk sırada Pakdemirli var..
lMevcut Rektör Prof.Dr. Mehmet Pakdemirli’nin, “Paralel Yapı’nın rektör adayı” olduğu iddia ediliyor... Mevcut durumunu korumak ve “yeniden rektör seçilmek” istiyor... Önceki seçimlerde122 oy almış... Rektörlüğü döneminde “280 civarında personel” aldığı için, “300’e yakın oy potansiyeli” olduğu tahmin ediliyor.
Bu “300 oy”un; “A-B-C plânı” gereği, seçime girecek diğer “paralel sempatizanı adaylar”a da dağılabileceği ve böylece “ilk üçe, ya da beşe” girecek adayların “paralel”den olmasına çalışılacağı söyleniyor!.. Bu konuda; “ulusalcı” ve “milliyetçi” akademisyenlerle dirsek teması halindeler!..
Pakdemirli, son günlerde “üniversite birimleri”ni tek tek geziyor ve onları “ikna” etmeye çalışıyor!..
Kimine; “Kardeşim Bekir Pakdemirli Binali Yıldırım’ın yardımcısı, kız kardeşim Sağlık Bakanlığı’nda, babam da Mustafa Topbaş’ın yanında” diyerek, “Hükümet benim yanımda”şeklinde bir “algı operasyonu” yürüttüğü iddia ediliyor!..
“Pakdemirli’nin paralelciliği”ni iddia edenler ise; “Bu, yeni değil, çok eskiye dayanıyor”deyip, şunu hatırlatıyor:
“Fetullah Gülen’in arandığı günlerde Mehmet Pakdemirli lise öğrencisiydi ve İzmir’de onun ev hizmetlerini görüyordu!.. Daha sonra ise, Çamlıca’daki evinde bir süre beraber kalmışlar!”
Ama yine de;
“Paralel’in gözden çıkaramayacağı” bir aday değil!.. Pekâla satışa gelebilir!..
PROF.DR. AHMET VAR
l Prof. Mehmet Pakdemirli tarafından “Tıp Fakültesi Dekanlığı”na atanan bir aday... Halen bu görevde... Etrafına; “Paralelle yönetsel fikir ayrılıklarına düştüğüm için yollarımızı ayırdık”dese de; kendisini, oraya, Paralel Yapı’nın getirdiğini bütün hocalar biliyor!..
Bu arada; “Akhisarlı” olmasından dolayı, AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemirtarafından desteklendiği gibi bir şayia var!
PROF.DR. SÜLEYMAN SAMİ İLKER
l Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan Süleyman Sami İlker’in“milliyetçi kökenli” bir aday olduğu söyleniyor... Geçen dönemki rektörlük seçimlerinde “73 oy”almış!..
Demirci Eğitim Fakültesi eski Dekanı Prof.Dr. Yüksel Abalı ve bazı AK Parti milletvekilleri tarafından desteklendiği iddia ediliyor... Ama ben, “o milletvekilleri” ile yaptığım görüşmelerde,“böyle bir desteğin olmadığını” öğrendim.
PROF.DR. ENVER ATİK
l Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Enver Atik’in bu göreve atanmasında, “paralel yapının etkin rol oynadığı” iddia ediliyor!.. Aslında, “Nur Cemaati”nin “Okuyucular”grubundanmış!..
“Halis-muhlis, iyi niyetli bir insan” olduğu ama fazla bir oy potansiyeli olmadığı söyleniyor.
PROF.DR. NACİ KEMAL KUŞÇU
l Tıp Fakültesi Kadın Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan Prof.Dr. Naci Kemal Kuşçu’nun neden aday olduğu merak ediliyor.
Zira, kendisini destekleyen bir grubun olmadığı ifade ediliyor.
“Ulusal sol fraksiyondan” olması dolayısıyla, “itikadi mânâda ciddi sorunları bulunduğu”söyleniyor!..
PROF.DR. NURETTİN LÜLECİ
l Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reaminasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan Prof.Dr. Nurettin Lüleci, seçim çalışmalarında; “kendisinin AK Parti Genel Merkezi tarafından desteklendiğini” ve ayrıca “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ameliyat eden ekibin içinde bulunduğunu” söylemektedir.
Cemaate ait Fatih Üniversitesi Sema Araştırma Hastanesi’nde “Bölüm Başkanlığı” ve“Cemaat’in TV kanallarında program” yaptığı suçlamalarına maruz kalsa da, “Onlarla yollarımı ayırdım” demektedir.
Prof.Dr. Nurettin Lüleci’nin, bu seçimdeki en önemli dezavantajı, “10 yıldır üniversiteden ayrı” olmasıdır!.. Malûm, bu tür seçimlerde, “içimizden bir aday” olmasına çok önem verilir... Prof. Lüleci, niçin “harici bir aday” olduğunu izah edebilirse, şansı olabilir.
PROF.DR. AHMET KEMAL ÇELEBİ
l İktisadi İdari İlimler Fakültesi Maliye Bölüm Başkanı olan Prof.Dr. Ahmet Kemal Çelebi, hem“İmam Hatip Kökenli”, hem “Milli Görüş’çü” ve hem de “Manisa Milli Türk Talebe Birliği Kurucusu” olmak gibi, “daha bizden” görünüyor.
12 Eylül Darbesi öncesinde, mevcut “siyasi görüş ve dik duruş”undan dolayı Ağır Ceza’da yargılanmış!..
Üniversitede, “ulusalcı rektörler”in egemen olduğu dönemde doçentliği ve profesörlüğü geç verilmiş...
“Paralel yapının asla istemediği ve seçilmemesi için yoğun çaba harcadığı” bir rektör adayı!..
Paralel yapı; bütün “strateji, plân ve çalışmalar”ını, Prof.Dr. Kemal Çelebi’nin seçilmemesiüzerine yapıyormuş!.. İşte bu yüzden, “paralel yapı ile en etkin mücadeleyi onun yapacağı”söyleniyor...
Her ne kadar, “Manisalı siyasetçiler tarafından görmezden geliniyor” olsa da, Prof.Dr. Çelebi’ye “Manisa’daki STK’lar” tarafından “büyük bir destek” veriliyor...
İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı, TÜMSİAD, MÜSİAD ve Eğitim-Bir Sen gibi sivil toplum kuruluşları “Adayımız Prof.Dr. Ahmet Kemal Çelebi’dir” diyor...
Bu vesileyle şunu söyleyeyim:
Bir üniversitede rektör, bir vilayette vali, bir ilçede kaymakam, ya da “il-ilçe milli eğitim müdürlüğü” yapacak kişilerin, ilk önce “sivil toplum kuruluşlarıyla barışık” olması, son derece önemlidir.
Bu bakımdan, Prof.Dr. Ahmet Kemal Çelebi’nin adaylığına “STK’ların destek veriyor olması”önemli bir kriterdir.
PROF.DR. NADİR ÖZKUYUMCU
lFen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi olan Prof.Dr. Nadir Özkuyumcu, İlahiyat kökenli olup,“Manisa Ülkü Ocakları Kuruculuğu ve Başkanlığı” görevlerinde bulunmuş.
“Milli Görüş partileri”ne hep mesafeli davranmasıyla öne çıkıyor.
“Aday” olmasına rağmen, her an; diğer milliyetçi aday “Prof. Süleyman Sami İlker lehine adaylıktan çekileceği” söyleniyor.
PROF.DR. SEMRA ÖNCÜ
l İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölüm Başkanı olan Prof.Dr. Semra Öncü’nün,“Ulusalcı ve Masonik görüşlere” sahip olduğu iddia ediliyor.
Son ana kadar aday değildi... Dekan Mustafa Ökmen’in yönlendirmesiyle yeniden aday olduğu iddia ediliyor... Başlangıçta, “Prof.Dr. Nurettin Gülmez’i destekleyeceğini” söylemesine rağmen, şu anda adaylığını açıklamış!.. Burada, “oyları bölme” hesabı var mı, yok mu bilinmiyor!
PROF.DR. TALHA MÜEZZİNOĞLU
lTıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı olan Prof.Dr. Talha Müezzinoğlu’nun“muhafazakâr” bir yapıya sahip, “sakin karakterde” bir insan olduğu söyleniyor.
Ekibi, tam olarak bilinmiyor... Ve tabiî, kimlerden oy alabileceği de tahmin edilemiyor!..
PROF.DR. NURETTİN GÜLMEZ
l Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi olan Prof.Dr. Nurettin Gülmez’in, kendisinin de açıkça söylediği gibi; geçmişinde “Atatürkçü Düşünce Derneği Üyesi” olmak gibi bir dezavantajı var. Ne var ki; “O zamanlar öyle görünmek zorundaydım” diyor!..
Şu anda, “Hükümet yanlısı” bir çizgide ve “paralel yapının tam karşısında” duruyor.
•
Evet, “rektör adayları” ile ilgili bilgiler, şimdilik bu kadar.
En başta dediğim gibi;
“Mevcut Rektör Mehmet Pakdemirli ile ilgili iddialara bugün girmedim... Elbette “kul hakkı”na girmemek ve “akademisyenlerin iradelerini yönlendirmemek” için!..
Şimdi söz, “akademisyenler”de!..
30 Ekim Perşembe günü yapılacak “rektörlük seçimi”nde yarışacak “11 aday” elbette üniversitenin geleceğine yön verecek...
Son olarak söyleyeceğim şu:
“Paralel Yapı ile mücadele”yi en iyi kim yapacaksa, “rektör” olarak da o seçilmelidir!..
Hadi hayırlısı...
***********************************************************************
Demirel “28 Şubat darbesinin mimarı” değil mi?
Televizyonlardan izlediğim ve bugünkü Akit’te de okuyacağınız gibi; “28 Şubat Darbe Dâvâsı’nın 67. duruşması” dün yapıldı... Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada“beyanın alınması” için davetiye çıkarılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, avukatı aracılığı ile mahkemenin talebine cevap vermiş: “Tanıklık yapmayacağım!”
Süleyman Demirel, bence çok haklı!!!..
Çünkü, mahkemeye “tanık” olarak değil, “sanık” olarak çağrılmalıydı!.. Ne var ki, buna da yasalar imkân vermiyor!..
Ama, niye gelmiyor?.. Gelmeli ve “28 Şubat’ın mimarlarından biri” olarak ifade vermelidir!..
“Mahkemeden niye kaçıyor” ki?.
Refahyol Hükümeti’ni, çeşitli “katakulli”lerle iktidardan düşüren Demirel değil mi?.. Batı Çalışma Grubu, Demirel’in bilgisi dahilinde kurulmadı mı?.. 9. Senfoni’yi dinleyip, “İşte Çağdaş Türkiye”(!) nâraları atan Demirel değil mi?..
Uzun lâfın kısası, “28 Şubat Darbesi’nin gerçek mimarı” Demirel değil mi?..
O halde, niye kaçıyor mahkemeden?..
O mahkemede; “bazıları hariç”, birçok gariban yargılanırken, Demirel niye ifade vermiyor?..
Bırakın Demirel’i, bugün “faiz lobisi” dediğimiz “işadamları” ve de “Beşli Çete”nin üyeleri ile“Topyekün Savaş” manşetleri atan “medya” organlarının sahip ve yöneticileri, neden “sanık sandalyesi”nde değil?
Bu, ne biçim dâvâ?!?..
yeniakit