Ceza evleri ölüm evlerine dönüşüyor
Türkiye''de ceza evlerinde halen tutuklu veya hükümlü bulunan bir çok sanık veya hükümlü, yaşamlarını tehlikeye bırakan ağır hastalıklarına rağmen serbest bırakılmamaktadır.
Bu durum üzerine MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk ÜNSAL bir açıklama yaptı.
CEZA EVLERİ ÖLÜM EVLERİNE DÖNÜŞÜYOR
Türkiye'de ceza evlerinde halen tutuklu veya hükümlü bulunan bir çok sanık veya hükümlü, yaşamlarını tehlikeye bırakan ağır hastalıklarına rağmen serbest bırakılmamaktadır. Ancak bunlar yanında Ergenekon davası sanıkları ise tatmin edici deliller olmadığı halde sağlık gerekçesiyle tahliye edilebilmektedir. Bu durum Adalet mekanizmaları aracılığıyla çifte standart niteliğinde eşitlik hakkının ihlali olarak değerlendirilebilir.
Kanser hastası olup 14 yıl cezaevinde olan Güler Zere (DHKP-C hükümlüsü) hakkında, Adana'daki hastanenin Adli tıp servisine göre Kanserin 4. devresinde 'Ağır yaşam riski var' raporu verildiği halde, İstanbul Adli Tıp Kurumu ise tahliye yerine "hastane şartlarında yatırılarak infazına devam edilmesinin uygun olduğu"nu bildirir rapor vermiştir. Farklı hastanelerde de daha önce Zere'nin sağlık durumunun yaşamsal tehlikede olduğu tespit edilmişti. İstanbul Adli tıp kurumu daha önce verdiği kararlar nedeniylede tartışmalıydı. Aynı hastalığa rağmen bu derece farklı sağlık raporlarının verilmesi, Adil ve tarafsız bir sağlık sistemimizin ol(a)madığı, sağlık raporlarının yaşamı koruyamadığını göstermektedir.
Kan kanseri olup 16 yıldır cezaevinde kalan Abdulsamet Çelik (PKK hükümlüsü) hakkında Numune hastanesinin cezaevi koşullarında ilik naklinin olamayacağına dair rapora rağmen İnfazı durdurulmayan veya Cumhurbaşkanlığı tarafından henüz affedilmediğinden hayati tehlike yaşamaktadır.
Ağır Hepatit hastası olan ve yaklaşık 8 yıldır cezaevinde kalan Yasin Demir (Hizbullah hükümlüsü), henüz teşhisi bir türlü konulamayan yaklaşık 15 yıldır cezaevinde kalan Seyit Ali Demirkol (Hzb.H.) da İnfazlarının durdurulmaması, Cumhurbaşkanlığı tarafından henüz affedilmediklerinden hayati tehlike yaşamaktadır.
Mide kanseri olan İsmet Ablak 15 yıldır cezaevinde, defalarca ameliyat olmasına rağmen halen mahkum koğuşunda tedavi edilen bu kişi yaşam riski olan bir hastadır.
Yukarıda sayılanların dışında da birçok ağır hasta halen sağlık - yaşam mücadelesi vermektedir. Serbest bırakılmayıp tutuklu-hükümlü olarak tedavi edilen bu hastalar bodrum katlarında veya kapalı, sağlık koşulları uygun olmayan mekanlarda tedavi yapılmakta. Bu durum dahi hastalar için tehlikeler barındırmaktadır.
MAZLUMDER olarak;
- Tutuklu veya hükümlülerin işledikleri belirtilen suçlardan bağımsız olarak ekstra cezalandırmaya tabi tutulmamaları gerektiğini,
- Ağır hastaların serbest bırakılarak sağlık ve yaşam haklarının korunması için daha duyarlı olunmasını,
- Hastalar arasında çifte standartlı davranılıp, devlet içinde aldıkları görevleri ve nüfuzlarının etkisiyle bazı sanıkları hak etmedikleri halde serbest bırakıp diğer insanları ölüme terk eden anlayıştan vazgeçilmesi yaşam hakkının korunması gerektiğini belirtiriz.
Ahmet Faruk Ünsal
MAZLUMDER Genel Başkanı