Merve Kavakçı
CHP mirası
Kılıçlar çekildi bir türlü kınına girmiyor. Başbakan belgeleri numaralamış bir bir gösteriyor. CHP'nin dine, daha doğrusu camilere verdiği zarar ile ilgili. Belgelerin delillendirdiği ahıra çevrilen camiler mi ararsınız, CHP'ye satılan camiler mi, hepsi var. CHP lideri Kılıçdaroğlu da belge diye iki fotoğraf gösteriyor cevaben. Fotoğrafların ikisi de açılış töreninden. Kurdele kesiliyor bir yerde. Neymiş efendim, AK Parti, Diyanet İşleri Başkanı'na saygısızlık ediyormuş, sebebi de resimlerde Diyanet İşleri Başkanı arkalara itilmiş gözüküyormuş. Şaşırmamak işten değil. İnsan gösterdiği fotoğraflardan böyle bir sonucu nasıl çıkartır anlamak mümkün değil. Ama daha da komiği, veya CHP açısından trajikomiği, elde verilecek bir cevap olmayınca böyle manasız ve komik düşürücü bir mazerete sarılmak. CHP liderinin danışmanları ne ile iştigal ediyorlar bilemiyorum, ama liderlerini yanlış yönlendirdikleri su götürmez bir gerçek.
Oysa... Oysa CHP "kendine doğru" olsa... Türkiye insanına "doğru" olsa. Olduğu gibi anlatsa... yanlıştı, hata yaptık dese... diyebilse. Tarih'i açıp okuyabilse. O zaman öyle düşünmüşler doğru yapmamışlar, ama onlar da insan, biz bunları düzelteceğiz diyebilse. Ama diyemiyor işte! Her şeyi diyor da onu diyemiyor! O kemik tabanında bir kesim var ya din deyince terellelli olan işte onu kaybetmemek pahasına bütün partiyi heba ediyor. Dine olan mesafesini gözden geçirip yeniden düzenlese, AK Parti seçmeninden de çalabileceğini bile bile... buna rağmen yapmıyor... Tabii, bu değilse CHP'nin yaptığı o zaman bir ihtimal daha var. Ben iyi niyetli olarak düşünüp böyle olmaması gerektiğini ümit ediyorum ama ihtimal işte, o da var: CHP'nin zaten din düşmanı olduğu ihtimali bu.
CHP'nin niyet okuyuculuğunu yapmayalım. Kalplerini yarıp bakamayacağımıza göre biz işimize bakalım.
Yani tarihe bakalım. Gerçeklerle konuşalım: Ahırlaştırılan camiler CHP'nin mirasıdır. Bunu bu ülkede CHP dışında herkes bilir. Onlar da bilir de bilmezden gelirler belki de. Dedem İstiklal Savaşı Gazisi Ethem Güngen. Çaycuma'da subay olarak görev yaptığında içine asker postalları doldurulmuş, depoya çevrilmiş bir cami ile karşılaşıyor, göreve başladığı bu yeni yerleşim merkezinde. İlk emri 'camiye geri çevirin' oluyor.. Mekanı Cennet olsun, dedemin... Beş yaşından beri camiye giden, namazlarını cemaatle kılmaya özen gösteren küçük Ethem'den büyüyünce de başka bir şey beklenmiyor...
Benzer bir gerçeği babamdan da dinledim. O da şahit olmuş bu minvalde bir değil bir kaç camiden evrilme gerçeğine. Bu sefer yer İstanbul. Topkapı'da Ahmet Paşa Camii'nin karşısında, son tramvay durağı varmış zamanında, tam orada aid Sarı Beyazıt Camii olsa gerek dedi, Fatih Sultan Mehmet Han zamanından kalma bir cami, tavanı tamamen imha edilmiş, kereste deposu haline dönüştürülmüş, keresteler dikine yanyana dizilmiş gördüm diye anlattı. Anadolu'da da durum farklı değildi diyor babam. Bugün Sakarya'nın Hendek ilçesindeki Merkez Camii'ni de hatırlıyor eski günlerde ve ekliyor "duvarları yıkık, tavanı çökmüş bir haldeydi. İçinde ineklerin yediği saman denklerinin olduğunu kendi gözlerimle gördüm."
Şimdi bu gerçekleri görmezden gelmenin ne faydası var Sayın CHP'liler...
yeniakit