Danıştay Başkanı'ndan Yeni Anayasa Yorumu

Danıştay Başkanı'ndan Yeni Anayasa Yorumu

Danıştay Başkanı Mustafa Birden, hükümetin anayasa değişikliği çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi...

Danıştay Başkanı Mustafa Birden, AKP'nin anayasa değişikliği çalışmalarına vurgu yaparak, "Anayasalarda devletin hukuki yapısı, temel organlarının kuruluşu, görev ve yetkileri ile bu organlar karşısında kişilerin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan ve iktidarın gücünü sınırlayan kural ve ilkelere yer verilir" dedi.

Birden, Danıştay'ın kuruluşunun 141'inci yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, sözlerine 17 Mayıs 2006'da yaşanan silahlı saldırıya dikkat çekerek başladı. Silahlı saldırıda hayatını kaybeden Danıştay Üyesi Yücel Özbilgin'e rahmet dileyen Birden, "Danıştay mensuplarımızdan ebediyete intikal edenlere Tanrıdan rahmet; yasal çalışma sürelerini tamamlayarak emekliye ayrılanlara, sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum" dedi.

Birden, AKP'nin anayasa değişikliği çalışmalarını değerlendirirken de, "Anayasalarda devletin hukuki yapısı, temel organlarının kuruluşu, görev ve yetkileri ile bu organlar karşısında kişilerin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan ve iktidarın gücünü sınırlayan kural ve ilkelere yer verilir" dedi.

Diğer yasalar karşısında da üstün konumları bulunan anayasaların, siyasal, sosyal ve ekonomik yaşama ilişkin getirdikleri temel ilkeler ile o ülkenin rejimini belirlediğine dikkat çeken Birden, Anayasaların sadece bugünün değil, sonraki nesillerin de geleceğini düzenleyen toplumsal sözleşmeler olduğunu vurguladı.

-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞMALARI-

Anayasaların, içeriği gibi, hazırlanış yöntemlerin de önemli olduğuna işaret eden Birden şöyle dedi:

"Anayasal metinlerin oluşum sürecine toplumun tüm kesimlerinin iradelerinin yansıtılması, değişiklik çalışmalarının her evresinin kamuoyuna açık olması ve herkesin bundan yararlanmasına olanak tanıyacak şekilde yürütülmesi; demokrat, çağdaş ve çoğulcu bir anayasa için ön koşuldur. Anayasaların kalıcılığı, istikrarı, toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını, beklentilerini dengeli bir şekilde karşılamasına bağlıdır. Bu temel ilkeyi karşılamayan, ülke ve dünya koşullarında yaşanan gelişime ayak uyduramayan anayasaların, er veya geç değişikliğe uğraması kaçınılmazdır."

-UZLAŞI ÇAĞRISI-

Anayasa hazırlık çalışmalarında başta siyasi partiler olmak üzere tüm çevrelerin katılımıyla yürütülmesi gerektiğini ifade eden Birden, " Başka bir anlatımla, ortak konsensüsle hareket edilmelidir" dedi.
Birden, "Çeşitli kurum veya kuruluşlarca ileri sürülen anayasa değişikliği önerileri, peşin ve siyasi önyargılarla reddedilmemeli, toplumun beklentileri, kamu yararı, anayasanın bugüne kadar uygulanan kurallarının ortaya koyduğu olumlu-olumsuz sonuçları gözetilerek değerlendirilmelidir" diye konuştu.

-ANAYASA DEĞİŞTİRME KEYFİ DEĞİLDİR-

Anayasayı değiştirme yetkisinin, keyfi ve sınırsız bir yetki olmadığını ifade eden Birden, "Yasama organı, kendisine hukukilik veren temel çerçevenin dışına taşmamalıdır. Bir anayasa değişikliğinin hukuki çerçeve içinde cereyan etmesi, anayasada öngörülen usul ve şekil şartlarını taşımasının yanında, anayasanın ruhuna ve hukukun evrensel ilkelerine uygun olması ile mümkündür" dedi.
Birden, halen yürürlükte olan 1982 Anayasası'nın değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddeleri ile bu maddelerin göndermede bulunduğu, başlangıçta belirtilen temel ilkelere riayet etmek, Devletin kuruluş felsefesine aykırı olmamak kaydıyla Anayasada değişiklik yapılmasının da mümkün olabileceğini kaydetti.

-TÜRBAN VURGUSU-

Birden, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen, türbanın üniversitelerde serbestini öngören, Anayasa'nın 10 ve 42. maddelerini hatırlatarak, "Cumhuriyetimizin özü ve ulusal yaşamımızın temeli olan laiklik ilkesi ve laik eğitim kurallarını dolaylı dahi olsa erozyona uğratacak hiçbir düzenlemenin iç hukukumuzda yeri bulunmadığı gibi, uluslararası hukuk ve hukukun evrensel ilkeleri bağlamında da koruma ve himaye görmesi söz konusu değildir. Nitekim bu husus, Anayasa Mahkemesinin, Anayasanın 10'uncu ve 42'nci maddelerinde yapılan değişiklikleri iptal eden kararında nihai olarak belirlenmiş bulunmaktadır" diye konuştu.

-ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNDE LAİKLİK KORUNMALIDIR-

Birden, anayasa değişikliklerinde laiklik ilkesinin korunması gerektiğini savunarak, şöyle dedi:
"İnsan hak ve özgürlüklerinin temelini oluşturan; devletin, farklı inanç ve yaşam felsefelerine eşit mesafede durmasını sağlayan; egemenliğin kaynağını millet iradesine bağlayan laiklik ilkesi, anayasa değişikliği çalışmalarında özenle korunması gereken temel kazanımlarımızın başında gelmektedir.Türkiye, laiklik ilkesine sıkı sıkıya bağlılıktan uzaklaşarak, ne insan hak ve özgürlüklerini daha da ileriye götüren bir anayasa değişikliğini yaşama geçirebilir; ne de, yaklaşık elli yıllık bir geçmişe sahip Avrupa Birliğine tam üye olma hedefine ulaşabilir."

-CUMHURBAŞKANININ GÖREV SÜRESİ-

AKP'nin, anayasa değişikliği hazırlığı çerçevesinde önce metne koyduğu ardından da geri çektiği cumhurbaşkanının görev süresini 7 yıla çıkaran düzenlemeyi de gündeme getiren Birden, " Halk oylaması süreci devam ederken metin değişikliği yapma yoluna gidilmesi; değişikliklerin bir kısmının Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması; anayasa değişikliğinin, görevdeki cumhurbaşkanı ve meclisin görev süresi bakımından etkisi ile yeniden cumhurbaşkanı seçilebilme imkanı ve sayısına ilişkin hususların hukuki tartışmalara açık bulunması, gündemdeki anayasa değişikliği çalışmaları konusundaki eleştiri ve kaygıların ne derece haklı olduğunun en bariz göstergeleridir" dedi.

-YARGI-

Birden, Anayasa değişikliğinin yoğunlukla gündemde olduğu ve bu değişiklik çalışmalarında Anayasanın yargı ile ilgili kurallarının ağırlıklı olarak yer alacağı yolundaki açıklamaları, "Anayasa değişikliği çalışmalarının yargıya ilişkin kısmının, Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği arasında, Birliğe katılım yolunda yürütülen müzakere süreci kapsamında hazırlanan, 'Yargı Reformu Stratejisi Taslağı' ile birlikte düşünülmesi gerekmektedir" sözleriyle ifade etti.

-ANAYASA MAHKEMESİ'NE BİREYSEL BAŞVURU HAKKI-

Birden, AKP'nin anayasa hazırlığı metninde yer alan ve Anayasa'ya ilk kez girecek maddeler arasında yer alan, "Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı"nı getiren düzenlemeyi doğru bulmadıklarını dile getirerek, "Temel hak ve özgürlüklerin korunması konusunda hukuk sistemimizde ciddi bir boşluk varmış gibi gösterilmesi, üstelik bunun da kapsamı, içeriği ve gerekliliği ortaya konulmamış anayasa şikayeti yöntemi ile karşılanması önerisini doğru bulmuyoruz" diye konuştu.

Birden şöyle dedi; "Anayasa şikayeti konusu daha çok, Anayasa Mahkemesi çatısı altında ve bu yola mevzuatında yer veren ülkelerin uygulayıcıları ile bu başvuru yolunun gerekliliğine inanan akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşen sempozyumlarda irdelenmiş, farklı görüşlerin yer aldığı geniş platformlarda tartışılmamıştır. Yargı düzenimizde, gerek kurumsal, gerekse yargılama usulü bakımından çok önemli etki ve sonuçlar doğuracak olan Anayasa şikayeti yoluna, başta Danıştay ve Yargıtay olmak üzere diğer yüksek mahkemelerin görüş ve önerileri dikkate alınmadan Anayasa değişikliği paketinde yer verilmesini isabetli bulmuyoruz."