Mısır'da 23 Temmuz 1952 devriminin yıldönümü münasebetiyle yaptığı televizyon konuşmasında Sisi, ülkesine yönelik eleştirileri kabul etmediğini belirterek, "Mısır, Filistin davasına 100 bin şehit verdi. Bu sayı, Filistin davasının tarihi boyunca verdiği ölü ve yaralı sayısından daha fazla. Batı Şeria'da 3 Yahudi yerleşimcinin kaybolmasının ardından olayın daha da büyümemesi için çabaladık, sağduyulu olmaya çalıştık" dedi.
Ateşkes girişimine de değinen Sisi, "Mısır'ın girişimi, ateşkesi ve kan dökülmesini engellemeyi hedefliyordu. Girişim, hiç bir tarafın şartlarını içermedi. Sadece ateşkesin sağlanması ve ardından sınır kapılarının açılmasıyla tüm krizlerin ele alınmasını içeriyordu" diye konuştu.
Sisi, Mısır'daki gelişmeler konusunda ise şunları söyledi:
"Kimse halkı, hezimete uğratamaz. Bu halk ve yönetim, her türlü zorluk ve meydan okumanın üstesinden gelmeye kadirdir. Ülkemiz, devletin bekaasını istemeyen, bunun için planlar yapan kişiler ve oluşumlarla mücadele içindedir. Mısır'ın önünde iki seçenek var. Mısır, ya diğer ülkelerin yaşadıklarını yaşayacak ya da ordu ve polis Mısırlılar için kendini feda edecek. Biz ikincisini tercih ediyoruz çünkü Mısır'da ordu, vatanın babasıdır ve halkını hayal kırıklığına uğratmayacaktır."
Mısır'daki devrimlerin hedefinin sosyal adalet olduğunu savunan Sisi, "Ülkenin yaşadığı devrimler, özgür hayat, sosyal adalet ve onurlu bir yaşamı hedefliyordu. Devrim süresince gerçekleşen bazı hedefler var, bazıları ise tatmin edici düzeyde değil. Temmuz devrimi, 'sömürgeciliğe ve feodalizme son vermek, güçlü bir milli ordu kurmak, sosyal adaleti sağlamak, ülke sermayesini kontrol altında tutmak' amacını taşıyordu. Bu amaçlar gerçekleşti" şeklinde konuştu.
Eski Cumhurbaşkanlarından Muhammed Necib, Cemal Abdunnasır ve Enver Sedat'a selamlar gönderen Sisi konuşmasında, devrik lider Hüsnü Mübarek ile ordunun yönetime el koymasının ardından görevinden uzaklaştırılan seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin adından söz etmedi.