Darbeler hayatı yok ediyor

Darbeler hayatı yok ediyor

Darbeler hep ekonomik siyasi yönleriyle konuşuldu. Darbedeki "insani" yönü, insanın yüreğini yakan kısacık bu hikayedeki tek diyalogda bulacaksınız.

Nazlı Ilıcak/Sabah

Darbe ve sevgi

Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ferhat Kentel, darbelerin ülkeye zararını çok veciz birkaç cümleyle özetledi: "Darbeler hayatı yok ediyor; siyah/beyaz diye ikiye bölüyor; gücü kutsallaştırıyor. Silâha sahip olan, kendini, herkesten daha bilgili, daha güçlü ve daha meşru sayıyor."

Bu noktada Kentel, "Ağlayan Dağ, Susan Nehir" romanıyla Orhan Kemal Edebiyat Ödülü'nü alan Ayşegül Devecioğlu'nun, Taraf gazetesindeki bir söyleşisine temas etti.

1980 öncesinde, Devecioğlu, Dev-Yol mensubu. Eşi Behçet Dinlerer, operasyonda yakalanıyor. Çok uzun süre kara gömdükleri için böbrekleri çalışmıyor; bir hastanede, doktorlar, onu ölüme terk ediyorlar. Behçet, 26 yaşında; Ayşegül 24.

Behçet eşini görünce, "Seni çok özledim" diyor. Ayşegül ise, "Konuştun mu?" diye soruyor. Devecioğlu, "O şartlarda önemli olan konuşmamış olmasıydı. Ama Behçet, yaşadığı korkunç işkenceye rağmen 'Seni özledim' demek gücünü bulmuştu. Kendimi hiç affetmeyeceğim" açıklamasını yapmış.

Ferhat Kentel, darbelerin hayatı yok ettiğini işte bu anıyla vurguluyor. Darbeler, insanın birbirine duyduğu sevgiyi, hasreti bile yok ediyor.