Davul zurnayla Kutlu Doğum olur mu!

Davul zurnayla Kutlu Doğum olur mu!

Bir İl Müftülüğü, Kutlu Doğum Haftası’nı davullu, zurnalı yağlı güreş şampiyonası ile kutlayacak

Davul zurnayla Kutlu Doğum olur mu!

Mehmet Talü /Milli Gazete



Bir İl Müftülüğü, Kutlu Doğum Haftası'nı davullu, zurnalı yağlı güreş şampiyonası ile kutlayacak

Bu İl Müftülüğü, Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimizin doğum günü için ilk defa yağlı güreş organizasyonu düzenliyor. Programın afişlerinde duyurulan; 'davulcular, cazgırlar ve folklor ekibi gösterilerinin' programın ruhuna uygun olup olmadığı tartışması çıkardı.

Ata sporu güreşin Müftülük organizasyonu ile Kutlu Doğum Haftası etkinliği olarak düzenlenmesi oldukça garip karşılanırken, programın içeriğindeki bazı etkinlik ve gösteriler de şaşırtıcı bulundu. 'Folklor gösterileri, davulcu ve başcazgırların' katılacağı duyurulan programda, bu tür faaliyetlerin kutlu doğum ruhuna uygun olup olmadığı sorusunu gündeme getirdi.

Yanlış uygulamaların önünü açar

Diyanet ve müftülüklerin bu tür programlarda halka hangi mesajı ne tür etkinliklerle vermesi gerektiğini çok iyi tespit etmesi gerekir. Ata sporu olan güreş, ülke genelinde oldukça yaygın bir spordur. Ama davul ve zurnanın, kutlanılan mana ile çok fazla uyuştuğunu düşünmüyorum. Özellikle müftülüğün bu konudaki önder vasfını düşünecek olursak, yarın birileri çıkıp başka şeyleri ben böyle anlıyorum, böyle kutluyorum deme hakkını vermiş olabilir. Yanlış birtakım girişimlere de ön ayak olmuş olabilir

Mevlana'nın 800. doğum yıldönümü 2007 yılında UNESCO tarafından hoşgörü ve sevgi yılı olarak kutlanırken; manasına uygun olmayan şekilde Hıristiyanlık dinin ritüellerinden olan oratoryolarla anıldı. Mevlana'nın hayatında hiçbir zaman yan yana gelmeyeceği unsurlarla, biz böyle anlıyoruz, böyle kutluyoruz diyerek farklı birtakım girişimleri milletimiz üzüntüyle izlemişti.

Müftülüğün önder ve örnek olma konumunda olduğu için bu tür faaliyetlerde hassas olması gerekir. Hele konu Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ise, bir değil bin kez düşünerek hareket etmek gerekir. Kutlu Doğum ile zurna ve davulu yan yana getiremedik. Bir takım yarışmalar düzenlenebilir. Ama bu, milletimiz tarafından çok da benimsenecek bir davranış olmamıştır. Müftülüğün öncülük yaparak nasıl kutlama yapılması gerekiyorsa öyle kutlanması hususunda azami dikkat göstermesi gerekir. Yetkililer bu konuyu yeniden ciddi bir şekilde düşünmelidir.

Peygamber aşığı bir millet olarak Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizi tanımak, anlamak, yaşamak en tabi vazifemizdir. İslâm dini haktır, Peygamberi de Haktır. İslâm Dini ve Peygamberi bir zümreye, bir millete ve bir kavme gelmemiştir. Dini evrensel olmakla beraber Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de bütün insanlığa gelmiştir.

Kur'ân-ı Kerim Lisanıyla Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz

Yüce Yaratıcımızın âlemlere rahmet olarak seçip peygamber olarak gönderdiği Resûl-i Zişân Efendimizi tavsif eden, O'nun yüce sıfatlarını ve özelliklerini gösteren Kur'ân-ı Kerim âyet-i kerimelerinden bazılarını vermek konumuza ışık tutacaktır:

"Biz seni ancak âlemlere rahmet olmak üzere gönderdik." (Enbiya sûresi:107)