Maşaallah şu günlerde İslamcı ağabeylerimiz Kürt sorununu çözmek için heyecanlı bir şekilde koşuşturuyorlar, ardı arkası kesilmeyen etkinlikler düzenliyorlar.
PKK eylemlerinin artış göstermesi, buna paralel olarak cenazelerin çoğalması ve ülke gündemini işgal etmesinden dolayı İslamcı enteller olarak ağabeylerimiz bu konuda kendilerini sorumlu hissetmiş olacaklar ki, peş peşe paneller, açık oturumlar düzenliyorlar, silahların susması için yürüyüşler yapıyorlar, sivil toplum kuruluşları olarak basın bildirileri yayınlıyorlar, başkalarının bildirilerine imza atıyorlar, televizyon ekranlarında akıldâneler olarak arzı endam ediyorlar, makale yayınlıyorlar, yeni yeni kitaplar çıkarıyorlar.

Bu etkinliklerin en belirgin özelliği, hiç değişmeyen ortak noktası nedir biliyor musunuz?

Defalarca ve gittikçe artan bir şekilde Diyarbakır meydanını dolduran yüz binlerce  Peygamber Sevdalısının buralarda temsil edilmemesi,

Tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş bir şekilde meydanlara sığmayan Batmanlı Müslümanları temsilen birilerinin orada yer almaması,

Stadyumlara sığmayan Bingöllü Müslümanların, Vanlı Müslümanların temsil edilmemesi,

Doğu ve Güneydoğunun bütün merkezlerinde artık salonlara sığmadığı için meydanlara taşan Müslümanların yanı sıra, artık batıdaki merkezlerde de aynı şekilde var olan bu kitlelerin temsil edilmemesi, bu entel ağabeylerimizin etkinliklerinin hiç değişmeyen özelliğidir.

Bundan daha hayret ve dehşet verici bir şey söyleyelim mi?

Bu entel ağabeylerimizin etkinliklerinde söz konusu bu muazzam kitlenin temsil edilmemesi bir yana,

Böyle bir kitlenin varlığından hiç mi hiç söz edilmemesi, hiç yoklarmış gibi konuşmalar yapılması, hiç yoklarmış gibi yazılıp çizilmesidir.

Bu muazzam kitle hiç yokmuş gibi davranılması, o şekilde hesaplar yapılması ve çözümler üretilmesidir.

Bu gerçekten dehşet verici bir durumdur, bakmayın bizim tebessümle karşıladığımıza.

Bu muazzam ve bilinçli kitleden eğer mutlaka söz edilmek zorunda kalmışlarsa, sadece ve sadece, "Efendim Kürt halkı dindardır" diye bir cümlecikle geçiştirivermişlerdir.

Yani ağabeylerimize göre bugün meydanları dolduran bu muazzam kitle kendiliğindendir, "Kürtler zaten dindardır, zaten Peygamberi severler, çağrıldıklarında bu şekilde meydanları doldururlar"

Bütün bunların ta 1980 öncesine dayanan şuurlu ve disiplinli bir çalışmanın karşılığı olduğunu, bunun için çok büyük bedellerin ödendiğini ısrarla görmemezlikten gelir bu ağabeylerimiz.

Kürt sorununun çözümü için çırpınan İslamcı entel ağabeylerimizin değişmeyen bir diğer özellikleri de,

PKK ile Devlet arasında ara buluculuğa soyunmaları,

PKK"yi Kürt halkının tek olmasa da, en önemli temsilcisi olarak görmeleri,

Etkinliklerinde mutlaka ve mutlaka PKK ağzıyla konuşan birini bulundurmaları,

Etkinliklerin sonunda yayınladıkları bildirilerinde, "mazlumun dini sorulmaz, kim olursa olsun, mazlumların hakkını koruma" adına başta Diyarbakır Cezaevi olmak üzere PKK"nın doğuş sürecinde ve daha sonraları rejimden gördüğü zulüm mutlaka dile getirmeleri"

Bunun yanında bölgedeki bu Müslümanların ödedikleri bedellerden hiç mi hiç söz etmez bu ağabeylerimiz.

Ağır ve inanılmaz işkencelerden geçmemiş bir tek cemaat mensubunun bulunmamasından, önceki kadar olmasa da, günümüzde bile sürmekte olan zulümden ve baskıdan hiç söz etmez ağabeyler.

Fakat siz yine de sessiz olun, ağabeylerimiz Kürt sorunu çözüyor!

doğruhabergazetesi