Dilipak: Batı’nın Taşeronluğu Konusunda Sağı, Solu, Liberali, Milliyetçisi, Dincisi Aynı Çizgide Buluşuyor

Dilipak: Batı’nın Taşeronluğu Konusunda Sağı, Solu, Liberali, Milliyetçisi, Dincisi Aynı Çizgide Buluşuyor

"Bunların kimliğini, oy birliği ile çıkarttıkları yasalar ve sözleşmelerden anlamalı idik aslında"

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak bugünkü yazısında “Batı’dan gelen talepler söz konusu olduğundan birçoğunun birbirinden hiç de farkı yok. Hepsi batının taşeronluğu konusunda aynı çizgide buluşuyorlar aslında. Sağı, solu, liberali, milliyetçisi, dincisi fark etmiyor” görüşünü dile getirdi.

Dilipak, Batı ve yeni dünya düzeni ile ilgili değerlendirmelerde bulunduğu bugünkü yazısında “Bunların demokrasileri, insan hakları dedikleri şey, hukuk devleti ya da çevrecilikleri hepsi bir illüzyondu. Oltaya taktıkları yemlerden ibaretti. Ve artık bu maskelere de ihtiyaçları kalmadı” diye yazdı.


'Yeni normal' dönemde eski normal dönemin fantezilerine gerek kalmadığını yazan Dilipak, “Öyle kamuoyu, parlamenter demokrasi, katılımcı, çoğulcu bir yapı filan diye bir şey yok. İnsan artık bir nesne! Sistem onun zihnine yükleme de yapabiliyor, gerekirse silebiliyor da. Dahası artık size ihtiyaç yoksa resetleniyorsunuz” diye yazdı.

“O 500 milyon da birey. Din, ahlak, gelenekten ve cinsel kimlikten bağımsız birer Siborg, ya da Klonoid veya X-enebot nesneler olacaksınız. Bunlar dilerlerse, resetlenen bireyleri avatarlar şeklinde MetaVerse’de yaşatacaklar” diyen Dilipak, özetle yazısına şöyle devam etti:

“Z kuşağı, yeni dünya, yeni bir uygarlık, yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat hayali ile astral yolcuklara hazırlananlar, yönlendirilecekleri bir rüya âlemine hazırlananlar kendilerini nasıl bir cehennemin beklediğinin pek farkında değiller sanki.

Bakın o arıların, böceklerin, kelebeklerin ve solucanların başına gelenler bizim de başımıza gelecek.

Önce pandemi ile oyaladılar, şimdi savaş çanları çalıyorlar. Peki, bundan sonra sırada ne var.

Birçok ülkede insanlar meydanlarda. Biz seçim söylentileri ile vakit geçiriyoruz. Aslında batıdan gelen talepler söz konusu olduğunda birçoğunun birbirinden hiç de farkı yok. Hepsi batının taşeronluğu konusunda aynı çizgide buluşuyorlar aslında. Sağı, solu, liberali, milliyetçisi, dincisi fark etmiyor. Bu açıdan baktığınızda farkı fark etmiyorsunuz. Bunların kimliğini, oy birliği ile çıkarttıkları yasalar ve sözleşmelerden anlamalı idik aslında. Olan oldu. Bari bundan sonra aklımızı başımıza toplasak. Yarın çok geç olabilir.”