Dilipak : Bir Hayat’a Çattık ki, Hayat’a Kurmuş Pusu!
Ben savaşa savaş demem, eğer 1 milyondan az insan ölmüşse!?... 1 Milyon üzerinde can kaybına sebeb olan savaşları sıralamaya devam ediyorum.
Derin Gerçekler
(Dün kaldığımız yerden devam edelim...) Ben savaşa savaş demem, eğer 1 milyondan az insan ölmüşse!?... 1 Milyon üzerinde can kaybına sebeb olan savaşları sıralamaya devam ediyorum.
Bu çeteleye bakınca, beyaz adam açık ara önde, Müslüman dünya en masumu. Masumiyet sıralamasında Afrikalılar 2. Sırada ve zaten önemli bir bölümü Müslüman. Adam öldürme konusunda Asya’da, Çin ve Hintliler 2. Sırada. Fransa’dan başlayalım mı? 1562-1598 arasında çıkan mezheb savaşında kimilerine göre 2, kimilerine göre 4 milyon insan öldürülmüş Katoliklerle, karşı olanlar arasında O sıralarda 1568-1648 arasında bir de 80 yıl savaşları var. Ölü sayısı 1 milyon gibi. 1562-1598 arasında Kore Japon savaşı çıkar, 1589’da 1 milyon da orada ölür. 1616-1683 arasında Çin’de Ming hanedanı ile Ping hanedanı birbirine girer, savaş bittiğinde arkalarında 25 milyon ceset bırakırlar. Hani, iyi ki atom bombası falan yok ellerinde!? 1616’da Çinliler birbirine giriyor ya, Avrupa’da da 1618-1683 arası Hasburg yanlıları ile Hasburg karşıtları birbirine girer. Arkalarında bıraktıkları ceset sayısı kimine göre 4, kimine göre 12 milyon. Bu fark şuradan geliyor, taraflar karşı tarafından kaybını çok, kendi kayıplarını az gösteriyorlar. Kamuoyu araştırma şirketleri, partiler de bugün öyle yapmıyor mu, Media öyle yapmıyor mu? 1850’ye kadar ortalık birazcık durulmuş gbi. Taiping Savaşı'nda 14 yılda bir rivayete göre 20, bir rivayete göre 70 milyon insan öldürülmüş. Küsürat bu sayılarda teferruat kalıyor!? 1854-1873 arası Miao isyanı patlar, 5 milyon daha mezar kazılır. 1855-1868 arası Çin’de Ponti-Hakka savaşında 1 milyon, 1856-1873’de Çin-Hui savaşında 1 milyon daha, 1857-58 arasında Hindistanlılar ve İngiliz arasında çıkan savaşta 1 milyon daha, 1861-1865 arada Amerikan iç savaşı çıkar, beyazlar yağmayı paylaşamadıkları için birbirine girer, 1 milyonda orada mezar kazılır. Yaralıları kim sayacak bu arada. Amerikan iç savaşı olurken Çin’de 1862-1877 arasında Hui, Qing ve Kaşgarya’lılar birbirine girer. 8 ilev20 milyon arasında insan ölür.
Kan akmaya başlayınca durmuyor. Paraguay da 1864-1870 arasında 1,2 milyon, Meksika’da 1910-1920 arasında 2 milyon insan daha ölür. Zaten 1914 -19 arası toprak kana doyar 1. Dünya savaşı patlar... 1917-1922 Rus iç savaşında 9 milyon, 1927-1949 arası Çin iş savaşında 10 milyon daha, kızıl bayrak uğruna 30 yılda yaklaşık 20 milyon can daha. Çinlilere dökülen kan az geldi ki, 1937-45 arasında 2. Çin-Japon savaşı başlar.
Ah anam ah... Sahi bu canlar ne için toprağa düştü? 1936-39 arası İspanya'da Milliyetçiler ve Cumhuriyetçiler birbirine girdi. Herkes evine döndüğünde sayıları 1 milyon eksikti. 1939-45 arasında 2. Dünya savaşı başladı. Kimine göre 56, kimine göre 85 milyon insan gömüldü toprağa. Kaldı ki kiminin cesedi bulunamadı. Savaş bitti diye kan durmadı! 1955-75 arasında Vietnam savaşında 4 milyon insan gömüldü toprağa. Bu bitmeden 1967 de Nijerya iç savaşı başladı. 3 yılda 3 milyon insan daha öldürüldü.
Bill Gates tarih okurken her halde, bu kadar cesetten ne kadar et, ne kadar sakatat, ne kadar kemik, deri, kan, gübre ve kompoz üretilebileceğini düşünüyordur. Ne kadar kefen, ne kadar tabut!..
1971’de Hind, Pakistan, Bengladeş savaşında 3 milyon kişi öldü. 1874-91 arasında Etopya iç savaşında 1,5 milyon insan öldü. 1978’de Afganistan iç savaşında 1 milyon insan hayatını kaybetti! Daha sonra SSCB’nin işgalinden 1989'a kadar 2 milyon insan daha. Ve hala insanlar ölmeye devam ediyorlar. 1980-88 İran-Irak savaşında 1 milyon insan öldü. Sonrasında Amerikan işgali, iş savaş ve terör sonucu bir o kadar daha öldü. 1981’de başlayan 1986’ya kadar süren 2. Sudan iç savaşında 2 milyon insan daha öldü. ABD ile SSCB arasındaki soğuk savaş bir dünya savaşına dönüştü. 2. Dünya savaşından 1991’e kadar bu savaşta 11 milyon insan öldü, öldürüldü. Aynı ülkenin çocukları, sağ-sol diye birbirilerini öldürdüler. Birileri bu aynı ülkelerin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretti.
1994’de Ruanda da bir iç savaş yaşandı. Tutsi ve Hutu kabileleri birbirine girdi. Batı bu ülkeyi kendi kontrolüne almak için ülkenin iki büyük kabilesini zayıflatması gerekiyordu. Çünkü zengin kaynaklara sahipti. Bu onlar için hiç de zor olmadı. 1994’de Ruanda’nın nüfusu 6 milyon civarındaydı. İç savaşta 1 milyona yakın kişi öldürüldü, 2 milyon insan sakat kaldı, 3 milyon insan ülkesini terketti. Ülke “insani yardım”(!?) maksadı ile gelen beyazların kontrolüne geçti(!?). Barış sağlandı. Bugün bir Turizm cenneti! Evlerine geri dönenler ve çevre ülkelerden gelen Afrika'lı göçmenlerle Ruanda’nın nüfusu bugün 13 Milyonu geçmiş durumda!
Size “dünya” diye bir gezegende yaşanan bazı gerçekleri yazdım. O dünyanın şairlerinden biri şöyle demiş: “Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek / Siz hayat süren leşler, sizi kim diriltecek!” Bir başkası “Medeniyet denilen” bir “tek dişi kalmış bir canavar” dediği “maskara mahluktan” söz ediyor ve diyor ki: “Medeniyet denilen maskara mahluku görün, Tükürün maskeli vijdanına asrın tükürün”
Selam ve dua ile.
Not 1: Sakın yanlış anlamayın, siz aşınızı olun. Maske ve mesafeye dikkat. HES kodunuzu unutmayın sakın. Karbon ayak izini bekleyin. İklim talimatlarına da harfiyen uyun, sıfır atık biliyorsunuz. Bizon eti, afedersiniz Bizon eti nereden çıktı, onlar gaz çıkartıyor, siz sentetik eti bekleyin, nefis, mis gibi, tadı, rengi, kıvamı, tam istediğiniz gibi, ucuz ve hijyenik. Sizi gidi Z kuşağı çocukları sizi, dedeniz de Amerikan süttozu ve margarinle beslenmişti. Zeytin yağlı yemeyin, basma da fistan giymeyin sakın. Harikasınız! Performans Pass’ınza 10 puan daha Bill amcanızdan, hani şu Sam amca var ya ondan!
Not 2: Bakın size hikayesini anlattığım savaşlarda ölüm rakamı olarak 1 milyonun altına bakmadım, küsüratı da saymadım, yaralılar ve kayıplardan da sözetmiyorum. Zaten Milat’tan önce insan sayısı da çok fazla değildi, Talut - Calud savaşında orduların asker sayısı 170 bin idi. Mesela Çanakkale Savaşı'nda savaşan asker sayısı 158 bindir. Kayıp kişilerle birlikte toplam şehit sayısı 250 bin olarak tahmin edilmektedir. Savaşan asker sayısının da 200 bin’e yakın olduğu düşünülmektedir. 1071 Malazgirt’te Bizans’ın ordusu 200.000, Alparslan’ın ordusu 50.000, Bizans ordusunun yarısı ricat etmiş, Müslümanların kaybı çok az. Yani bu anlamda 1 milyon gibi bir kayıp söz konusu değil. İstanbul’un Fethi deseniz, Fatih’in ordusu 100-120.000 cıvarında, Bizans 7-10.000. Müslümanların şehidi 18.000, Haçlıların kaybı 4000. 30.000 kişi esir alındı. Bunlar bu hesaba dahil değil. “İslam” barışa giden yol demektir. Allah’ın bir diğer adı da “Selam”dır. Yani Barış! Peki bu savaşları kim çıkartıyor? Dün bu vahşeti gerçekleştirenler, bugün ne yapmazlar ki. Öte yandan her zaman Allah'ın ipine tutunanlar kurtuluşa erenler oldu, bu dünyada da, ahirette de!