Dilipak Konferans'da Konuştu

Dilipak Konferans'da Konuştu

Ebrar Eğitim ve Dayanışma Platformunun düzenlediği ‘İslami Düşünce Konferansları’ üst başlığıyla gerçekleştirilecek olan programlardan ilki ‘’Ortadoğu’da Halk Ayaklanmaları ve Müslümanlar’’ konulu konferansla başladı.

Giresun'un Eynesil ilçesinde Ebrar Eğitim ve Dayanışma Platformunun düzenlediği 'İslami Düşünce Konferansları' üst başlığıyla gerçekleştirilecek olan programlardan ilki  ''Ortadoğu'da Halk Ayaklanmaları ve Müslümanlar'' konulu konferansla başladı.

Sunuculuğunu Halil İncekara'nın yaptığı program İlçe Merkez Yeşil Camii müezzini Bahaddin Tufanoğlu'nun Bakara Suresi 174-177. ayetler ve mealini okumasıyla başladı.

Kuran tilavetinin ardından platformu tanıtan bildiriyi takdim etmek üzere Beytullah Güdük kürsüye çıktı. Ebrar Eğitim ve Dayanışma Platformu'nun kuruluş amacı olarak yaşadığımız coğrafyanın Kur'an ile uyarılmaya muhtaç olduğunu, insanımızı Kur'an dışı bidat, hurafe, ahlak ve davranışlarından vazgeçirmeyi hedeflediklerini belirten Beytullah Güdük insanlara hakkı, sabrı ve merhameti tavsiye etmeyi amaçladıklarını böylece rabbimize karşı belki bir mazeretimiz olur belki de muhataplarımız sakınır diye ümit ediyoruz dedi. Güdük, Ebrar Eğitim ve Dayanışma Platformu'nun bir ''Öze Dönüş'', bir ''Kur'an Nesli'' projesi olduğunu ve bu projenin mimarlarının ulusçu değil ümmetçi bakış açısına sahip olduklarını belirtti.

Program, Abdurrahman Dilipak'ın kısa özgeçmişinin bildirilmesinin ardından ''Ortadoğu'da Halk Ayaklanmaları ve Müslümanlar' konulu konferansı tebliğ etmek için davet edilmesi ile devam etti.

Ortadoğu diye belirtilen coğrafyanın aslında İngiliz ideolojisi ve bakış açına göre böyle isimlendirildiğini aslında bu adlandırmanın doğru olmadığını belirten yazar konuya ilişkin şunları söyledi: bu coğrafyada yaşanan gelişmelerin Amerika, batı ya da başka güçler tarafından planlanan, programlanan olaylar olmadığını olayların kendiliğinden geliştiğini buralarda yaşayan halkın kendini savunmak için ayaklandığını belirterek onlara gerekli desteklerin sağlanması gerektiği çağrısında bulundu. Arap Baharı'nın "yeşerdiği" Tunus'ta Muhammed Buazizi adlıüniversite mezunu bir seyyar satıcının bedenini ateşe vermesiyle başlayan halk ayaklanmasının yıllardır baskı altında yaşayan Ortadoğu ülkelerinde domino etkisi yaparak çok hızlı bir şekilde geliştiğini söyledi ve bugün de bu ayaklanmaların Amerika'ya kadar yayıldığını belirtti. İlk başta ayaklanmaların başlamasında İslamcıların bir etkisi olmasa da Allah'ın yardımıyla Müslümanlar bu gelişmelerin doğal lideri konumuna yükseldiler dedi. Dilipak, ayaklanmaların İslami kesimler tarafından başlatılmasa da ilk 'Cuma'dan sonra İslami bir karakter kazandığını belirtti.

Mısır ve Suriye'nin en kritik iki ülke olduğunu belirten Dilipak özellikle Suriye konusunun çok karışık ve karmaşık olduğunu bildirdi.Uluslar arası güç dengeleri açısından Suriye, birçok ülkenin çıkarlarının kesiştiği bir noktada bulunuyor, "Suriye"de ne olacak?" diye sormanın anlamsız olduğunu, olanları anlamaya çalışarak yapmanız gerekeni yapın, insanlara gerçekleri anlatın ve onları haktan yana tavır almaya çağırın. Çünkü bizi asıl ilgilendiren de bu dedi.

Mısır'da da Devrim sürecinin devam ettiğini, gelişmelerin doğru yönde, ileri doğru devam ettiğini söyledi. İlk olarak her kesimden insanın sokakta olduğu daha sonra siyasi İhvan tutukluları dışarı çıkınca ayaklanmanın İslami bir karakter kazandığını, İhvan üyelerinin lider olmak gibi bir çabalarınınolmadıklarını sadece halkın hizmetkârı olduklarını ve bu bağlamda halka ilaç, battaniye gibi yardımlar yaptıklarını belirtti. Bu davranışlarının da toplumun tüm kesimlerini yanlarına alabilme başarısıyla sonuçlandığını aktardı.

Libya lideri Kaddafi'nin de yıllarca batılı ülkeler tarafından kullanıldığını ve yaşanan son süreçte muhtemelen konuşmaması için hunharca katledildiğini belirten yazar sevmesekte, nefret te etsek İslam da eman müessesesinin bulunduğunu ve bir kişinin yakalandıktan sonra bu şekilde öldürülmesinin yanlış olduğunu belirtti.

Tunus'ta yapılan seçiminde çok önemli olduğunu belirten Dilipak, küçük ve az bir nüfusu olmasına rağmen seçimlere 81 partinin katılacağını söyledi. Bu partiler içerisinde ise galibiyete en yakın olan partinin İhvanı Müslimin çizgisinden sayabileceğimiz Raşid Gannuşi'nin lideri olduğu en-Nahda partisi olduğunu belirtti.

Geçtiğimiz hafta Sudan Darfur'da olduğunu söyleyen yazar burada da 'öz ümmet', 'hakiki ümmet' gibi içerisinde ümmet kelimesi bulunan 5 parti bulunduğunu bununda birlikte iş yapabilme açısından ne kadar geride olduklarının delili olduğunu dinleyicilere aktardı.

Mehdi beklemenin hayalcilik olacağını söyleyen Abdurrahman Dilipak, yeni bir Kur'an gelmeyecek, yeni bir peygamber de gelmeyecek o zaman yapmanız gerekenleri yapın, uymanız gereken kurallar bugünden belli. Uyun o zaman. Mehdi gelse de gelmese de cennete gideceksiniz. Uymanız gereken kurallara uymazsanız Mehdi ve Mesih gelse de gelmese de cehenneme gideceksiniz. Allah'ın bizi nasıl imtihan edeceğini bilmiyoruz. Hz. Nuh'un oğlu gemiye binmedi. Hz. Lut'un karısı peşinden gitmedi. Yakub aleyhisselamın 11 oğlu Yusuf'u öldürmek için plan yaptı. Bunlar peygamber ocağında oldu. Ama Firavun'un sarayında Musa, Harun, Yuşa (AS) yetişti. Azer'in put hanesinden Hz. İbrahim çıktı. Hz. Ali zamanında Mekke'de yaşayıp cehenneme gitmek, Stalin zamanında Moskova'da yaşayıp cennete gitmek mümkün. Eğer Hz. Ali'nin oğullarına kılıç çektiyseniz vay halinize. Siz Şeyh Şamil'seniz ne mutlu size! dedi.

Konferans dinleyicilerden gelen sorular ve Abdurrahman Dilipak'ın bu sorulara verdiği cevaplarla devam ederken önümüzdeki ay, 25 Kasım Cuma günü de Ramazan Kayan'ın sunumuyla gerçekleşecek olan ''Vahyin Gölgesinde Kimlik İnşası'' adlı programın duyurusu ile nihayete erdi.

Fotoğraflar: Rahman Yetim

Haber: Halil İncekara 

eynesil-20111025-1.jpg

eynesil-20111025-2.jpg

eynesil-20111025-3.jpg

eynesil-20111025-4.jpg

eynesil-20111025-5.jpg

eynesil-20111025-6.jpg

eynesil-20111025-7.jpg