Diriliş Saati Dergisi'nden Vahdet Vurgusu
Diriliş Saati Dergisi, Sakarya'da liseli ve üniversiteli gençler tarafından çıkartılan ve ayrı bir okul olma özelliği taşıyan gayretli bir çalışma.
İki aylık periyotlarla Sosyal ve Kültürel alanda çıkan dergi, 7.yılında Ağustos-Eylül aylarını 45. sayısıyla geride bıraktı. Bu sayıda İslam Ümmeti'nin en büyük ihtiyaçlarından biri olan VAHDET konusu 'Diriliş Dosyası'nda ele alınmış ve Somali'deki sıkıntılara bir nebze de olsa değinilmeye çalışılmış. Somali'deki içler acısı durumun Ümmetin parçalanmışlığıyla ilişkisi olduğuna dikkat çekilen dergide özellikle VAHDET konusundaki söylemleriyle tanıdığımız Lübnanlı alim, Fethi Yeken'in hayatı, "Kuran'ın Kurduğu Şahsiyetler" sayfasında ele alınmış. VAHDET olgusunun Ümmet'te oturması gerekliliğine binaen ele alınan yazılardan biri olan 'Vahdet'e Köstek Olmayın' başlıklı yazıda birlik olma adına adım atmayan Müslümanların, en azından bu uğurda gayret gösteren grup ve şahsiyetlerin önüne engellerle çıkmaması gerektiği vurgulanmış.
Dergi Editörü'nün son sayıyla ilgili yazısını istifadenize sunuyoruz:
Bismillahirrahmanirrahim,
Bereket dolu, hakikat dolu, vahiy dolu bu mübarek zaman dilimine bizleri eriştiren Allah'a hamdolsun. Rabbimiz Şehr-u Ramazan'ı bizler için ibadet dolu, huzur dolu, vahyi idrak dolu bir hayatın vesilesi kılsın inşallah.
Ruhlarımız aç ve organlarımız aç"
Ramazan ayımda ise ruhlarımız tok ve uzuvlarımız tok inşallah" Çünkü hakkıyla ifa edilmiş bir oruç ibadeti ruhlarımızı beslerken gözlerimizden dillerimize; kulaklarımızdan ellerimize ve ayaklarımıza kadar bütün organlarımızın kendine gelmesi için ortamlar hazırlar. Orucu tuttunuz mu mideniz acıkır amma nefsiniz doyar/-tatmine ulaşır ve mutmain olmayı öğrenir-.
Ümmet aç; müstekbirler tok!
Afrika'dan çıkalım yola: Açlıktan ölen on binlerce insanı düşünelim birkaç günde" Aman çok fazla düşünmeyelim! 'Elimizden bir şey gelmiyor ki!'; 'Bütün bir kıtayı senle ben mi doyuracağız?'. Müstekbirlerse kaşıyorlar domuz eti yiyerek şişirdikleri karınlarını" Dünya umurlarında değil; yalnız, bir de şu Müslümanlar olmasa" Daha rahat edecekler sanki geniş koltuklarında" Korkuyorlar Müslümanlardan, korkuyorlar Bizden" Ya gidip onları da kaldırırsak o geniş ve rahat koltuktan diye" Çünkü biliyorlar Müslümanlar bir birlik olursa, vahdete bir doyarsa; tutamaz onları zincirler çelikten olsa"
Bu sayıda sizlerle paylaşmak istediğimiz değerli ve gerekli bir konu: VAHDET.
İslam Ümmeti'nin uzun zamandır aç bırakıldığı diğer bir mevzudur o. Yıllardır, üstü hep bir şekilde örtülmüş, yok sayılmış" "Muhakkak ki, bu sizin ümmetiniz tek bir ümmettir; çünkü hepinizin Rabbi Benim. Öyleyse bana karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun!" (Mu'minun 52) demişken Allah; ümmet kendi içinde ümmetçiklere bölünmüş. Bir bakmışız herkesin ümmeti, mezhebi, meşrebi, cemaati kendine olmuş" Vahdet meselesinin, artık üzerindeki tozlardan arındırılıp parlatılması gereken bir mesele olduğunu hatırlatmak için çıktık bu sayıda yola. Ümmetin aç kalmışlığına 'yeter!' diyoruz. Vahdete doyduğumuz zaman; daha rahat doyuracağımızı biliyoruz Ümmetin karnını" Afrika'nın aç kalmayacağını; satmayacağını imanını bir aylık erzak uğruna! Onların da olacağını bu kervanın içinde, biliyoruz! Başına çalacağımızı kafirin ayrıştırıcı boş hedefini.
Özellikle 'Suriye meselesi' ile gündemlerimiz daha da meşgul etmeye başlayan 'birlik' meselesi, ince elenip sık dokunmadığı sürece ilerleyen günlerde başımıza büyük belalar açacak gibi görünüyor. En kötüsü ne biliyor musunuz? Allah'a karşı sorumluluğumuzu unutup; bilinçsiz bir şekilde hareket etmek anlamına gelen vahdetsizlik, hepimizin ahirini cehennem eylemeye yeter sebeptir. -Allah-u Alem.-
Allah bizleri, yolunun yolcusu kılsın...
Ve 'vahdet'ten ayırmasın. Amin"