Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Domuzdan mutant insan üretimi!

Çok mu ağırınıza gitti! Ayı olsa daha mı iyi olurdu?! Zaten birileri atalarımızın maymunlar olduğu söyleyip durmuyor mu? Hani şu varoluşçular, Darwinist’ler, “evrimciler” ne diyorlar?.

Biz “yaratılış”a iman ediyoruz. Adem’in çocuklarıyız. Aklen, ahlaken bir tekamülden söz ediyoruz. Sadece tekamülden değil, tereddiden de söz ediyoruz. İnsan “ekmel-i mahlukat”, “eşref-i mahlukat” olabileceği gibi “belhum adal” yani hayvandan da aşağı olabilir.

İns’in Şeytanı, yapıp-ettikleri ile gerçek Şeytanı kıskandırabilir. İyi bilin, onlar aramızdalar, nefsimize taht kurmuşlardır. Kendilerini “ıslah ediciler” olarak takdim etmektedirler.

Maide 60: De ki: “Allah katında, ‘kesinleşmiş bir ceza olarak’ bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah’ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır.”

Maymunlar ve domuzlar kılınmak ne demek? Evet, Kur’an’da böyle bir haber var. Kim bilir belki bir gün, bu CoVID, 5G, Starlink, Neuralink, Chip teknolojisi ile insanoğlundan bazıları Mustasyona uğrayacak ve onlara domuz ve maymundan gen aktarılarak onlar kısmen ya da tamamen önce Siborg, zamanla Klonoide dönüştürüleceklerdir. Şimdiden din, tarih, gelenek, hatta yaratılıştan soyutlanmış cinsiyeti bile belli olmayan bir “MAHLUK”a dönüştürülüp, nüfus kaydımıza bile bu Şeytani “GENDER” damgası vurulduğuna(!) göre, bu BİREY’ler zaman içinde neden TRANS HUMANİZM dedikleri bir sürecin sonunda aşağılık MAYMUN ve DOMUZ’lara dönüştürülebilirler. Zaten Neuralinkle beynimiz EŞİTLENMEK istenmiyor mu?

Bakın bu Lobi aslında KOKAİN MAFİASIndan daha tehlikelidir. Ama birileri “gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, kalpleri var hissetmiyorlar.”

Tarihte olanlar, bugün için bir işaret olabileceği gibi “Bill’in adamları” eliyle “BİLİMSEL BİR GERÇEĞE” dönüştürülebilir. İşte onlar aslında, HAKİKAT YOKSUNU, KİTAP YÜKLÜ EŞEK hükmündedirler ve onlar CEHALETİN BABASI’dırlar.

İçimizden birileri, peşine takıldıkları, kendilerinin “ıslah ediciler” olduklarını söyleyen “Şeytanın dostları” sizi TAĞUT’a çağırıyorlar.

Tağut ve ona tapanlar kimler?!

İnsanlara Rablik ve İlahlık taslayanlar, haddi aşanlar TAGUT’turlar. “Din ve devlet büyüklerini İlah ve Rab edinmek” yok! 

Sırat-ı Mustakim de olanlar, insanları, HAK’ka, yani sizi ADALET’e, BARIŞ’a, HÜRRİYET’e çağıranlardır. Kul’a kulluk yok! TAĞUT kendini en ulu, yüce, zirve, başkalarının kuralına tabi olmayan, mutlak irade sahibi, sözü hakikatın kaynağı ve ölçüsü olan, insanların önünde eğildikleri, her şeyi ifade eder. O şey PUT’laştırılmış olur. Ve onların velisi İBLİS’dir. Müslümanlar “LA İLAHE…” derken bu duruşu ifade ederler. 

TAĞUT kelimesi Kur’an-ı Kerim’de 8 ayette geçer. Mesela Lat, Menat, Uzza için de kullanılır. Arab dilinde ayrıca insanların inançlarını yasaklayan, onların 5 temel emniyetine karşı çıkan belirli bir zorba, bir kahine veya insanları peygambere isyana çağıranlar için de kullanılır. HAK-BATIL SAVAŞI’nda, Batılın safında savaşanlar ŞEYTAN’ın safında, TAĞUT’un safında savaşmış olurlar.

İŞTE O TAĞUT’UN EMRİNE UYAN, ONA İNANARAK ONUN PEŞİNDEN GİDENLER.. GIDA, İLAÇ VE / VEYA AŞILANARAK, GENİ İLE OYNANMIŞ ÜRÜNLER ÜZERİNDEN BİR ŞEKİLDE MAYMUN VE DOMUZ GENİ İLE KENDİ GENLERİ SENTEZLENEREK “KİMERİK BİR CANLI TÜRÜ” ORTAYA ÇIKABİLİR!

Bakın bugün bu dediğim bitkilerde denendi ve başarıldı. Hayvanlarda deneniyor. Zaten bu “müjde”(!)yi Elon Musk veriyor. “Hayvan Hakları sözleşmesi ve yasası” da aslında belki bu yönde düşünülmüş bir ara dönem düzenlemesi. Birileri şimdiden onun için “Sentetik Temiz Et” üretimi için yola çıkmıştır. Şeytan ve işbirlikçileri fazla mesai yapıyor anlaşılan. Şimdi sıra insanlara geldi. Chiplenerek beyin, karaciğer gibi kan değerlerinin manipüle edildiği merkezler artık birilerinin kontrolünde. Dahası mRNA başlı başına bir felaket. Global bir ifsad hareketi ile karşı karşıyayız. Uluslararası Tağut güçleri NESLİ İFSAD yolunda FITRAT’I BOZMAK İÇİN seferber olmuş gözüküyor.

Bakın birileri “beynimizi klonlamak”tan söz ediyor. Birileri “ölüleri diriltmek”ten söz ediyor! Artık sanal alemde onları Avatarlar olarak hayata döndürmek mümkün. Yapay zeka ile onları kendi yüz, ses ve mantıkları ile sanal alemde cisimleştirebilir ve günümüzle ilgili bir mseleyi onlarla konuşabilirsiniz.

Daha da ötesi, onların organlarından bir parçayı alıp, onların DNA’sını kopyalayarak yeniden onları “Ruhsuz canlılar” olarak hayata döndürmek mümkün. Eflatun’la, Mevlana’yı karşı karşıya getirip, bugünün meselesini konuşturabilirsiniz. Böyle bir dünya sözkonusu bugün. Din büyüklerinin, ideolojik önderlerin yeniden hayata döndürüldüğü bir dünya. Birilerine göre, her ölümlü Ashab-ı Kehf’in andıran bir şekilde Siber yöntemlerle ölüm uykusundan uyandırılabilir!? Canlı organizma, madde ve enerjinin gizli dünyası bir ölçüde aydınlatıldı. Uzay yolculuğuna çıkıyor insanlık. Hz. Nuh’un gemisi denizde yüzüyordu, birileri Aya yolculuk (!) için Uzay gemisi inşa ediyor. İş geldi, zamanın sırrını çözmeye. İsra’nın sırrına! Bunun arayışına girdiler. Oysa Asrın ve Arşın sırrına, Ruh’un sırrına ilişkin biraz daha bilgiye sahib olsalar da sırrına eremeyecekler. Ama bu yolda yürürken Fıtrata müdahale ettiklerinin farkında değiller sanki. Yeryüzünü fesada verdiklerinin farkında değiller mi yoksa.

Bir yandan insanın geni ile oynarken bir yandan da “Din”in ve “Ahlak”ın aslına müdahale etmeye, en azından insanların din ve ahlak algısını dönüştürmeye çalışıyorlar.

İyi bir gözlemci bunu, çevresini gözlemleyerek görebilir. Media, Mafia, Sermaye, Siyaset STK, Akademi vd. sanki yokuş aşağı koşar gibi bu cehenneme doğru koşuyor. Yanılıyor muyum yoksa!. 

Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 891 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar