Dünya Kudüs Günü mü, haftası mı?
Emin Güneş /islamianaliz
Dünya Kudüs Günü mü, haftası mı?
Kudüs, dünyanın en alçak, en zalim ve Müslümanlara düşmanlıkta en şedit olan lanetlenmiş bir kavmin işgali altında sürekli kan kaybediyor. Dünyanın bütün vicdanlı, duyarlı ve şuurlu Müslümanları Kudüs’ün Kurtarılması meselesini meselelerinin en başına koymuşlardır. Sadece Müslümanlar değil, Küresel Siyonizm’in barbarlıklarına karşı direnen her dinden ve milliyetten insanlar bu meseleyi sahiplenmişlerdir.
İşte bu meseleye dünya çapında bir duyarlılık oluşturmak, belirlenen bir günde bütün dünyayı ayağa kaldırmak, görkemli protestolar yapmak ve dünyaca zulme karşı hakkı haykırmak için her yıl ramazanın son cuması merhum İmam Humeyni tarafından “dünya Kudüs günü” olarak ilan edilmiştir.
İmam Humeyni 7 Ağustos 1979’da Dünya Müslümanlarına şu hitapta bulunmuştu: ''Ben uzun yıllar boyunca gasıp İsrail tehlikesini Müslümanlara hatırlatıp durdum; bugünlerde Filistinli bacı ve kardeşlerimize karşı saldırılarını artırmış durumda. Bilhassa Güney Lübnan'da; Filistinli savaşçıları ortadan kaldırabilmek için evleri teker teker bombalıyorlar. Ben bütün Müslüman devletler ve dünya Müslümanlarından bu gasıp ve destekleyicilerinin ağzının payını verme amacıyla birleşmelerini istiyorum. Keza bütün dünya Müslümanlarına; Filistin halkı için kader belirleyici olabilecek olan ve Kadir günlerinden de sayılan mübarek Ramazan ayının son Cuma gününü ‘Kudüs Günü’ olarak seçip bu günü Müslüman Filistin halkının kanuni haklarını destekleme konusunda dünya Müslümanlarının milletlerarası dayanışma günü olarak belli program ve merasimlerle geçirmeyi öneriyorum. Allah Teâlâ'dan Müslümanları küfür ehline galip kılmasını dilerim.''
1979 yılından itibaren dünya Kudüs günü etkinliklerimizin hiç birine iştirak etmeyen, işgal rejimini “otorite” kabul eden bir cemaat Paralel bir devlet inşa etmiş bu devletin kolluk kuvveti eli ile Kudüs gönüllülerine özellikle bu etkinlikleri tertip etmekte etkin olanlara kumpaslar kurmuş düzmece soruşturmalar açmış, bir kısmını da zindanlara tıkmayı başarmıştır. Ancak arzulanan sonuca ulaşamamış, kendini yalnızlığa terk etmiştir.
Bu yöntemle Dünya Kudüs Günü kutlamalarına zarar veremeyeceklerini anlayan, İsrail’le normalleşenler tarafından fonlanan çevreler farklı bir yönteme başvurdular. Paralel bir hafta ilanı ile tefrika çıkarmaya çalıştılar. Kuşkusuz bunlar da selefleri gibi başarılı olamayacaklardır. Tıpkı dırar mescidi inşa edenlerin ileri sürdükleri masum görünen gerekçeler ileri sürerek tevhidi tefrikaya dönüştürmeye çalışıyorlar. Bunların beklentisi artık dünya Müslümanlarının aynı gün Kudüs için ayağa kalkmamasıdır. Kudüs haftasında etkinlik düzenleyenler Kudüs günü etkinliklerine, Kudüs günü etkinliklerini düzenleyenler Kudüs haftası etkinliklerine mesafeli olacaklar! Bu tam da dırar mescidi inşasından amaçlanan hedefler gibi ümmeti bölme, ikilik çıkarma amaçlıdır. Biz her iki etkinliği de kutlarız diyenlerin tavrı “Mescid mescittir, mescitler arasında ayrım gözetmeyiz” deyip dırar mescidini mescidi nebeviyle aynı düzeyde konumlandırmaktır. Doğru olan vahdete zarar verecek faaliyetlerden uzak durmaktır.
Rabbimiz vahyiyle efendimiz uyarmamış olsaydı belki de Efendimiz o dırar mescidini bir vakit namazla meşrulaştıracaktı. Tevbe Suresi 107-110 ayetleri ile Rabbimiz adı ve görünümü “mescit” dahi olsa birliğimizi bozacak aramızda bozgunculuğa neden olacak etkinliklerden uzak durmamızı emretmektedir.
Mesela Kudüs haftasının ilan edildiği basın açıklamasında: “Aldığımız bu kararın İslam ümmetine, başta Filistin ve Suriye olmak üzere tüm işgal ve zulüm altındaki mazlumlar için kurtuluşa vesile olmasını diliyoruz" ifadesi manidardır. Filistin’den başka İşgal edilmiş bir Müslüman ülkeden söz edilecekse öncelikle topraklarının yarısına yakını Amerikan üslerine tahsis edilmiş ülkelerden söz edilmesi gerekmez miydi?!
Hem dünya çapında kutlanan hangi günün alternatif günü vardır. Dünyadaki bütün “günler” yılın aynı gününde kutlanır. Paralel veya alternatif günler (haftalar) icat ederek fitne çıkaranlar muhtemelen bu fitneye karşı uyarı görevini ifa edenleri de fitne çıkarmak ile suçlayacaklardır. Olsun! Sonuçta her hesabın görüleceği günde mümin ve münafık, salih ve fasık ortaya çıkacaktır. Vesselam!