Hasan Karakaya
Dünya; terör örgütü arıyorsa, İsrail’e baksın!
Dün de yazdım... Bir “terör devleti” olan İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Paris’teki “Teröre Lânet” yürüyüşüne katılması kadar“ironik bir durum” olabilir mi?..
Ve yine; Türkiye’de 30 yıl boyunca “terör” estirmiş ve bu ülke insanlarından “40-50 binin canına kıymış” bir örgütün, evet, PKK’nın Paris’teki “Barış Yürüyüşü”ne katılıp, “bayrak” sallaması “büyük bir tenakuz” değil midir?..
Gördünüz işte;
“2 saldırganı yakalamak için 90 bin polisini seferber eden” Fransa, önceki gün de “90 bin kişiyle, 2 saldırganın eylemini protesto” eden bir gövdegösterisi yaptı!..
Peki, “terör” ne olacak?..
Korkacak mı bu gösteriden?..
“2 saldırgana karşı 90 bin polisle yapılan operasyon”nasıl ki bir“çuvallama” ise,“90 bin kişiyle yapılan yürüyüş” de, terörü küçültmez, aksine büyütür!..
Fransa, yine çuvallamıştır!..
Öyle ya;
Terörü besleyen, “korku”lardır!.. Sen, 90 bin kişi ile yürürsen,“korkuyorsun” demektir!.. Bu yürüyüş, “terörün ekmeğine yağ sürmek”ten başka işe yaramaz!..
İnsanlar korktukça, devletler tarafından böylesine “dev gösteriler”le lânetlenmiş “muhatap” alındıkça, terör “azmaya” devam edecektir!..
Çözümün yolu, “protesto gösterileri”nden değil, “terörü üreten bataklıkları kurutmak”tan geçer!..
Peki, Fransa veya Avrupa, ya da Amerika, terörün beslendiği “bataklıkları kurutmak” gibi bir çaba içine girdi mi?..
Tam aksine, “bataklık kurumasın” diye, o bataklıkları “su” ile besledi ve sürekli “terörist” üremesini sağladı!..
Terörizm, bir “bumerang” gibidir!.. Bir gün geri döner ve “sahibini”vurur!..
Fransa’yı vurduğu gibi!..
HAYDİ YAHUDİLER, İSRAİL’E!
Ben, yine de işin orasında değilim... Çünkü ben; “Rüzgâr ekenin fırtına biçeceğine” inanan bir insanım!..
Derdim, bir “terör analizi” yapmak değil... Derdim; “Paris’teki saldırı”üzerine, “durumdan vazife çıkarmak” isteyenİsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun sözlerine dikkat çekmek...
Netanyahu, bu olay üzerine verdiği uzun demecinde, özetle demiş ki;
l “Avrupa’daki tüm Yahudilere; İsrail’in, sizin yalnızca kıblenizin yönü olmadığını, bilakis eviniz olduğunu söylüyorum... Bu hafta, bakanlardan oluşan özel bir ekip antisemitizmin korkunç yönüyle karşılaşan Fransa’daki ve diğer Avrupa ülkelerindeki Yahudilerin İsrail’e göçünü artırmak için bir araya gelecek...”
l “İsrail’e göç etmek isteyen her Yahudi, burada sıcak bir kalp ve açık bir kucakla karşılaşacak... Aynı zamanda sizin de devletiniz olan bu ülkenin sizi de içine almasına yardımcı olacağız.”
l “Bu saldırılar radikal İslam’ın çağdaş dünya ve Batı’nın özgür medeniyetine karşı başlattığı savaşın devamı niteliğindedir. (...) Kolları dünyanın dört bir yanına uzatan terör dalgası eğer bir an önce önlem alınmazsa, daha da güçlenmiş bir şekilde özgür dünyanın her yerinde daha güçlü darbelerle vuracaktır.
Radikal İslam’ı benimseyen terör örgütleri Hamas, Hizbullah, IŞİD, El-Kaide, Nusra Cephesi, İslami Cephe, Boko Haram gibi farklı isimler taşıyor. Bunların amacı insanlığı bin yıl geriye götürmek.”
l “Eğer birleşirsek terör bize galip gelemeyecektir. Gerçek sorunun köklerini görmezden gelirsek, bu; terörün istediği Yahudi halkı da dahil Batı medeniyetini radikal İslamiyet eliyle yok etmek. Paris’teki yalnızca bir başlangıç. Bunu korkutmak için değil, gerçek olduğu için söylüyorum. İtiraf etmenin vakti gelmiştir.”
TERÖR ÜSSÜ İSRAİL!
Gördüğünüz gibi, Netanyahu;“Hamas’ın terör örgütleri listesinden çıkarıldığını” bile bile, onu da “terör örgütü” olarak görüyor...
Ve tabiî;
İsrail’in bir “terör devleti” olduğunu hiç gündeme getirmiyor!.. dahası, “İsrail’in geçmişi”ni de hiç hatırlamıyor!..
Söyleyin Allah aşkına;
Şeyh Ahmet Yasin gibi, “felçli” bir adamı, hem de “tekerlekli sandalye”sinde; “helikopterden atılan füze” ile paramparça eden bu İsraildeğil mi?..
Sabah namazından çıkan Şeyh Ahmed Yasin’in “ölü” kararını veren, “İsrail Bakanlar Kurulu” değil mi?..
Bu, bir “devlet terörü” değil mi?..
Hele söyleyin;
Yeryüzünde, “Bakanlar Kurulu kararıyla terörist saldırı” düzenleten bir başka ülke var mı?
“Plajda oynayan 6 yaşındaki çocukları öldüren” de İsrail’di!..
İsrail’in “terörist devlet” olduğunu, Filistin topraklarını “işgal” ettiğini, İsrail’i kurup “Başbakan” veya “Devlet Başkanı” koltuğuna oturanların “eli kanlı, azılı birer terörist” olduğunu bilmeyen mi var şu dünyada?..
Yıl, 1948’in Mayıs ayı... BM, o yıl, Wisborg Kontu Folke Bernadotte adlı görevlisini İsrail ile Filistin arasında “arabuluculuk” yapması için Kudüs’e gönderir... Kont Bernadotte, “Kudüs’e, milletlerarası bir yönetim atanmasını” istediği için, 17 Eylül 1948’de öldürülür...
Cinayetin üzerinden seneler geçer... Araya savaşlar, katliamlar ve hiç bitmeyecek mücadeleler girer... Kontu öldüren örgüt LEHI de zamanla dağıldı ama LEHI, suikasttan tam 35 sene sonra, 1983’te yeniden gündeme gelir...
Örgütün liderlerinden olan ve “Kont Bernadotte’un ölüm kararı”nı verenYitzak ismindeki terörist, bu defa İsrail’in başına geçmiştir... Adı Yitzak Şamir’di, ve o, artık “İsrail’in başbakanı”dır...
ÖNCE TERÖRİST, SONRA BAŞBAKAN!
“Teröristten Başbakanlığa terfi” eden tek cani, elbette Yitzak Şamirdeğildi!..
Daha nice “eli kanlı terörist” vardı ki; daha sonra İsrail’e “devlet başkanı”ve “Başbakan” oldular!..
Bugün, bir “Müslüman” herhangi bir eylem gerçekleştirdiğinde, anında damga vuruluyor:
“İslâmcı terörist!”
Ama, her nedense;
Daha dün İsrail’in “Başbakanlık” koltuğuna oturan Ariel Şaron adlı adam,1940’lı yıllarda kurulan Irgun Zvei Leumi adlı “terör örgütü”nün açtığı yoldan ilerlediği için gündeme getirilmiyor!..
Dahası, aynı Ariel Şaron’un “meslektaş”ları olan Menahem Begin veYitzak Şamir’in de, “Stern Çetesi” olarak bilinen “en kanlı terör örgütünün iki aktif militanı” olduğu hiç hatırlanmıyor!..
Tabiî;
Aynı Şaron’un “Sabra ve Şatilla katili” olduğu da!..
Ama, “Müslüman” ise,
Bas damgayı;
“Terörist!”
Şunu herkes bilsin ve herkes kafasına soksun ki, Ortadoğu’nun “terör”le tanıştığı yıllar, “İsrail’in kurulduğu” yıllardır!..
Şamir neciydi peki?..
Ariel Şaron neciydi?..
Menahem Begin ve Şamir, hem “terörist”, hem “gangster” oldukları için İngiltere tarafından “wanted” ilânlarıyla “aranıyor” değiller miydi?..
“Wanted” ilânlarıyla aranan bu “terörist”ler daha sonra “Başbakan”olmadılar mı?
Haa, unutmadan söyleyeyim;
17 Ekim 2001’de öldürülen Rehavam Zeevi de, “eli kanlı bir terörist”ti... Filistinlileri; “ezilmesi gereken bir bit” ve “kesilmesi gereken bir kanser uru” olarak gören bu adam, “yeraltı” eylemleri düzenleyen Palmach adlı“terör örgütü”nün bir üyesiydi vakt-i zamanında!..
Bakmayın siz öldürüldüğünde “75 yaşında” ve “bakan” olduğuna!.. Filistinlilere “insan muamelesi” yapılmasına hâlâ karşı çıkıyordu!..
Zaten;
Ariel Şaron gibi bir kasap ve katili bile “yumuşak” bulduğu için istifa etmişti kabineden!..
İşte, böylesine “terörist” biriydi Zeevi!..
Ne var ki;
Eski “terörist”leri kırpıp kırpıp “bakan” veya “başbakan” yapan İsrail ve onun şimdiki Başbakanı Netanyahu, kalkmış; “Hamas terörü”nden şikâyet ediyor, iyi mi?..
Gel de gülme!..
Unutmadan söyleyelim;
“Mavi Marmara’da 10 Türk’ü katleden” de, Netanyahu’un başında bulunduğu İsrail’den başkası değildir!..
Siz, “terörist” mi arıyorsunuz?..
İsrail’e bakın!..
Netanyahu gibi, “Terör Devleti’nin Başbakanı” olan bir kişi; “Paris’teki yürüyüşün en ön saflarında” ise, daha ne diyeyim?..
“Teröre lânet” ha!..
Güldürmeyin insanı!..
ALMANYA VE HİTLER!
Haa, Netanyahu’nun; “İsrail, Avrupa’daki tüm Yahudilerin evidir... Yahudi göçünü arttırmak için toplantılar yapacağız” sözü üzerinde de, ciddiyetle durmak gerekir!..
Demek oluyor ki;
Netanyahu, “Yeni gelen Yahudilere yer açmak” için, “Filistin topraklarında genişlemeye” ve nihayetinde Filistinlileri “kendi topraklarından atmaya”başlayacak!..
Kimbilir; “Paris’teki saldırı”ların arka yüzünde, belki de böyle bir “plân”vardı!..
Tıpkı, Almanya’da olduğu gibi!..
Ayrıntılarına girmeyeceğim.
Siyonizmin kurucu önderlerinden Theodor Herzl, Hitler’e verilen “Yahudi desteği”ni şöyle itiraf eder:
“Willhelmstrasse’nin gizli arşivleri; Hitler İmparatorluğu ile Yahudi örgütleri arasında, Alman Yahudilerinin Filistin’e göçlerini kolaylaştırmak amacıyla bir anlaşma imzalandığını ortaya koymaktadır!!!” (Theodor Herzl, Paris/1960-A.Chouragui, sh. 225)
Biliyorum, soracaksınız;
“Peki, o gaz odaları, Yahudilerin günlerce yakılıp sabun yapıldığı fırınlar, Almanya’dan kaçma çabaları ve toplama kampları neyin nesi?”
Siz bunu sorarsanız, ben de şunu sorarım size:
“Milyonlarca dolar alıp, yularını siyonist örgütlere kaptıran bir Hitler’in, Yahudilere bu zulümleri yapabileceği akla ve mantığa uygun mu?”
Öyle ya;
Hitler’in attığı her adım ve aldığı her nefesten, adamların haberi var!.. Ve hatta, “hangi adımı atması gerektiğini” bile dikte eden onlar!.. “Hitler’i 2. Dünya Savaşı’na sokan” da onlar!..
Eee, onu böylesine “kontrol” altında tutan bu adamlar, “toplama kampları”na, “gaz odaları”na veya “sabun yapılan fırın”lara göz yumarlar mı hiç?..
Demek oluyor ki;
İşin içinde, “hinlik”ten de öte bir “Siyonistlik” var!..
Dahasını da söyleyeyim:
Hitler’in kurmaylarından olan Nazi subayı, yani Gestapo Şefi Reinhart Heydrich, Naziler’in resmî yayın organı Das Schwarze Korps’a, “Filistin’e kavuşacağınız günler uzak değil” diye yazabilmiştir!..
“Filistin’e göç” de, bir başka Gestapo Şefi Adolf Eichmann’ın gözetimindegerçekleşmiştir, iyi mi?.. Evet; 250 bin Yahudi’nin Filistin’e göçünü sağlayan Eichmann’dır!..
Hem de, “Hitler’in talimatı” ile!..
Ya, “Hitler’in Propaganda Bakanı” olan ve aslında Hitler’i “Hitler” yapanPaul Joseph Goebbels’e ne diyelim?!?
Hem de, “bakan” iken, “Hücum” adını verdiği 12 sayfalık bir kitap yazdığını ve bu kitapta “Siyonizme övgüler yağdırdığını” biliyor muydunuz?..
Sözün özü a dostlar;
Bu pilâv, daha çook su kaldırır!..
Onun için; siz, siz olun, her “görüntü”ye ve her “söylenene” inanmayın!..
Amaç, “göç”ü sağlamaktı!..
Amaçlarına ulaşmak için de; o gün Adolf Hitler’i kullandılar, dün, Bush oğlu Bush’u, bugün de, galiba “Fransa’daki saldırı”yı kullanmak istiyorlar!..
Amaç, “Yahudi göçü”nü sağlamak!..
Netanyahu, öyle diyor!..
*******************************************************************************************
İkiyüzlü Facebook... Gezi Kalkışması’na destek, Dilipak’a köstek!
Size, “çok enteresan bir gelişme”den söz etmek istiyorum... Tarih, 11 Ocak 2015... Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, terörden en fazla etkilenen “AB üyesi 11 bakan”la yaptığı toplantıdan sonra; bir açıklama yapıp demiş ki; “AB yasaları, terörle mücadele için yeterli değil!”
Ardından eklemiş: “Radikal grupların internet üzerinden terörü teşvik etmeleri konusunda ciddi tedbirler alınmalıdır!”
“Fransız bakan”ın bu açıklamaları, Anadolu Ajansı’ndan, 11 Ocak’ta, yani“önceki gün saat 15.12”de geçti!..
Vee, saat 18.12... Yani, Fransız bakanın “tedbir alınmalı” demesinden, sadece “3 saat sonra!..”
Facebook adlı sosyal paylaşım sitesi, “Fransız bakanın talimatı”na hemen uydu ve Abdurrahman Dilipak’ın, hem de 10 Ocak’ta yazdığı “Kork Fransa... Ağla ey Paris” başlıklı yazısını önce “engelledi”, sonra da“tamamen kaldırdı!”
Bu, resmen “sansür ve ambargo” idi!..
Aynı Facebook, “Peygamber Efendimiz’e hakaret” eden “karikatür”leri yayınlarken, “eleştiri özgürlüğü” diyordu!..
Ve aynı Facebook, Taksim’deki “Gezi kalkışması” esnasında paylaşılan“sahte görüntüleri” de, hiç sansürlemeden yayınlıyordu!.. Dilipak’ın“durum tesbiti” yapan yazısına ise, “sansür ve ambargo!”
Bunun adı “çifte standart”tır, “ikiyüzlülük”tür, “sahtekârlık”tır!..
Tek kelimeyle, “yuh” diyorum!..
yeniakit