Merve Kavakçı
Açı
Fransa’nın 11 Eylül’ü olarak addedilen saldırıların ardından dünya haftasonu Paris’te yapılan protesto yürüyüşüne kilitlendi. “Fransa 11 Eylül’ünü yaşıyor”du çünkü. 11 Eylül, Fransa gibi bir batı ülkesi olan ABD’ye aitti ve İngiltere’nin 7/7’si de, İspanya’nın 11 M’si de Paris’te yaşananları tasvire yetmiyor, okyanus ötesinden yapılan alıntıyla Fransızların duygularına ancak tercüman olunabiliyordu. Böylece Fransa’da kaybedilen hayatlarla New York’takiler arasında bir bağ kuruluyordu.
28 Şubat’ın Amiral Gemisi bir Doğan gazetesi, Fransa’daki saldırıların hemen akabindeki halk protestosunu ana haber olarak kocaman bir resimle verirken, sağ alt köşede ufacık bir haberle Boko Haram’ın eşzamanlı olarak katlettiği 2000 masumdan dem vuruyordu. Kullanılan resmin yeri ve ebatı ile doğru orantılı olarak adeta değerli ve değersiz hayatlar kategorileri oluşturuluyordu. Her daim, her yerde onlarca, yüzlerce, binlerce cinayet işleniyor ama dünya Paris için “11 Eylül” tamlamalı bir çıkış noktasında karar kılıyordu.
Paris’te 12 sivil öldürülmüştü. İsrail’in katlettiği Mavi Marmara şehitlerinin sayısı 9 idi. T.C. vatandaşıydılar. Onlar da sivildi, hem de uluslararası sularda katledilmişlerdi. Ama onlar için, Paris’tekinin benzeri bir ortamda dünya liderlerinden oluşan bir yürüyüş grubu oluşturulmamıştı. Paris’te Mavi Marmara’nın müsebbibi Netanyahu salına salına yürüdü. Teröristin teröre karşı yürüyüşü mü demeliyiz buna...
Sivillerin öldürüldüğü bir dünyada öldürülen sivilin kim olduğu, ırkının, renginin, dininin, milletinin ne olduğuna göre değişen bir terörist tahayyülü var. Netanyahu terörist değil, Meşal öyle! Mi!! Bu kadar mı! Hayır. Terör de aynı süzgeçten geçiyor. Teröristin kim olduğu kadar terör eyleminin tanısı da filtreden geçen şiddet olaylarıyla belirleniyor.
Buna göre İsrail, en büyük demokrasi, Hamas’ın kontrolündeki topraklar terörist yuvası. Buna göre İsveçli Breivik’in önceden düşünülmüş, websitesinde yayınlanmış, hesaplanmış, ölçülüp biçilip hazırlanılmış, katliamı kişisel bir saldırı, ismi Ahmed, Mahmoud, Ebu.. ile başlayan her Ortadoğulunun işlediği cinayet örgütlü terörist eylemi.
“Bizim deli”mize karşı “sizin “terörist”iniz, tipolojisi üzerinden okuyorum ben bunu. Breivik’in işlediği ve 77 kişinin hayatını kaybettiği ve 242 kişinin yaralandığı katliam, kişisel bazda değerlendirilmesi gereken neredeyse bir “kaza”, ama Fort hood’daki askeri üste görev yapan psikiyatrist Nidal Malik Hasan’ın on üç kişiyi öldürmesi ve 39 kişiyi yaralaması, ruhsal sorunları olduğu bilinmesine rağmen organize bir suç.
Terör mağduru ülkenin başkanı Hollande ile terörün sistematik uygulayıcısı Netanyahu kolkola. Yürüyün bakalım…
yeniakit