'Dünyanın En Başarısız Partisi AKP'

'Dünyanın En Başarısız Partisi AKP'

Basın toplantısı düzenleyen Abdüllatif Şener, AKP'ye yüklendi. Şener, Erdoğan hükümetini dünyanın en başarısız hükümeti ilan etti...

Abdüllatif Şener: "Recep Tayyip Erdoğan hükümeti, dünyanın en başarısız hükümetidir"

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, ''Kurumlar arası güvensizliğin, ülkeyi büyük bir tehlikeye sürüklediği kanaatindeyim'' dedi.
Şener, partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında, ekonominin, Türkiye'nin en önemli gündem maddesi olduğunu belirterek, Türkiye'de 13 milyon insanın yoksulluk sınırının altında yaşadığını söyledi.
Hükümetin halkın çilesini hissetmediğini ve feryadını duymadığını savunan Şener, Türkiye'de halktan kopmuş ve uzaklaşan bir hükümet bulunduğunu öne sürdü.

Hükümetin ekonomi ile ilgili aldığı ciddi bir önlem bulunmadığını iddia eden Şener, ''Sürekli kavga çıkaran ve çıkardığı gürültü ekonomiyi daha da kötüye götüren bir siyasal iktidar var'' diye konuştu.

Hükümetin çıkardığı ekonomik paketlerin gecikmiş ve etkisiz olduğunu ileri süren Şener, bu çerçevede bürokrasinin de hükümete uyum sağladığını söyledi.

Şener, 2009 yılı ilk çeyreğine ait büyüme rakamlarının TÜİK tarafından bugün açıklandığını anımsatarak, OECD ve OECD'ye aday ülkeler arasında ilk çeyreğe ait büyüme rakamları bugüne kadar açıklanmayan tek ülkenin Türkiye olduğuna işaret etti.

Özellikle kriz ortamında veri açıklamanın geciktirilmesinin doğru olmadığını vurgulayan Şener, ''Ayrıca neden dün değil, bugün? Bunun da sorgulanması lazım'' dedi. Şener, verilerin Milli Güvenlik Kurulunun toplandığı günde açıklanmasını eleştirdi.

Şener, savaş dönemlerinde ve kriz dönemlerinde dahi Türkiye'nin böyle bir küçülme yaşamadığını belirtti.

Türkiye'nin, ''krizin damardan girdiği tek ülke'' olduğunu iddia eden Şener, hükümetin 2007 seçimlerinden bugüne kadar, ''Şunu yaptık, iyi yaptık'' diyebileceği tek bir şeyin bulunmadığını savundu. Şener, ''Hükümetin bir an önce sorunlara eğilmesini istiyoruz'' diye konuştu.

-SORULAR-

Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şener, bir gazetecinin, bugün Milli Güvenlik Kurulu toplantısı olduğunu hatırlatarak, ''28 Şubat süreci ile bugünkü süreç açısından bir benzerlik görüp görmediğini'' sorması üzerine, 2002-2007 tarihleri arasında MGK üyesi olduğunu belirterek, ''Bazı benzetmeler, bazı benzeştirme çalışmaları ülke açısından faydalı değil'' dedi.

Türkiye'nin, ekonomisiyle ve siyasi konumuyla uluslararası güçler tarafından yeniden yapılandırıldığını iddia eden Şener, şöyle konuştu:

''Böylesine kritik bir süreçte, riskli, tehlikeli bir süreçte, bu ülkenin sahipleri, bu ülkenin ancak ve ancak bu ülkenin kurumlarıdır. Biz insanlarımızla tüm kurumlarımızla birlikte iş birliği içinde olmak zorundayız. Onun için kurumlar arası güvensizliğin, ülkeyi büyük bir tehlikeye sürüklediği kanaatindeyim.

Ülkede kurumlar ve insanlar birbirlerine karşı güven duymazlarsa, birbirlerini risk olarak algılamaya başlarlarsa sistemin çözüm üretme yeteneği zaafa uğrar ve bu ülke adına senaryoları hep dışarıda yazarlar, hazırlarlar ve dışarıda hazırladıkları senaryoları burada uygularlar. Başta siyaset kurumu olmak üzere bu ülkenin yeniden bir araya gelmesi ve gündemini oluşturup sorunlarına çözüm araması lazım.''

-''MÜDAHALE DÖNEMLERİ YARGILANABİLMELİDİR''-

Taraf gazetesinde yayımlanan iddialarla ilgili soru üzerine Şener, Türkiye'nin, demokrasinin tam ve mükemmel, çağdaş standartlara göre işlediği bir ülke olmak zorunluluğuna işaret etti.

Demokrasinin güçlenmesi için herkesin çaba sarf etmesi gerektiğini vurgulayan Şener, antidemokratik gelişmelerin hiç kimsenin benimsemeyeceği bir durum olduğunu kaydetti.

Şener, ''Son günlerde Türkiye, oluşturulan gündemlerle ve tartışma ortamıyla demokrasi ve demokrasi dışı güçler arasında görüntü veren bir ülke haline sokulmaya çalışılıyor. Biz, oluşan bu gündemin ve tartışma ortamının da ülkeye zarar verdiğini düşünüyoruz'' diye konuştu.

Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin yasa değişikliği ile ilgili soru üzerine de Şener, Anayasa'nın geçici 15. maddesiyle ilgili tartışmaların da sürdüğünü hatırlatarak, ''Müdahale dönemleri yargılanabilmelidir. Bununla ilgili yapılması gereken düzenlemeler de yapılmalıdır'' dedi.

Askeri yargının yetkilerinin çağdaş, demokratik ülkelerdeki benzer kurumların yetkilerine uygun olması gerektiğini ifade eden Şener, TBMM'de yapılan düzenlemenin aslında temel mantığı itibarıyla doğru bir düzenleme olduğunu kaydetti.

Böyle bir düzenlemenin yasalaşmadan önce toplumda ve TBMM'de tartışılması gerektiğini dile getiren Şener, böyle bir yasal değişikliğin, bağlı olduğu anayasal değişikliklerle birlikte ele alınması gerektiği kanaatinde olduğunu belirtti.

''1982 Anayasası'nın bir askeri müdahale anayasası'' olduğunu vurgulayan Şener, Anayasa'da pek çok değişiklik yapılmasına rağmen, yürürlükteki Anayasa'ya demokratik bir anayasa denemeyeceğini, Türkiye'nin sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söyledi.

Şener, pek çok geçici maddenin yürürlükten kaldırılması gerektiği gibi, yasama, yürütme, yargı, temel hak ve özgürlüklerle ilgili pek çok maddenin de sivilleşmesine ihtiyaç bulunduğunu ve bu konuların bir anayasa paketi olarak ele alınması gerektiğini kaydetti.

Şener şöyle devam etti:

''Eğer yasal değişiklikleri bir ucundan yapıp, bir ucundan mekanizmayı korumaya çalışırsanız samimi olmazsınız ve yaptığınız düzenlemelerde başka maksatlar aranır. Dolayısıyla mevcut iktidarın ve muhalefetin son günlerde gündeme getirdiği konularda bir demokratikleşme, bir sivilleşme arayışından öte, kamuoyunu yanıltma, gündemi çarpıtma ve kurumlar arası güvensizliği derinleştirme arayışı gözükmektedir.''