Eğitim Bir Sen'den Başörtüsü Düşmanlığı
30 Mart ile 3 Nisan tarihleri arasında Nazilli Öğretmen Evinde öğretmenlere yönelik bir seminer düzenlenir. Bu seminer, Rehberlik Araştırma Merkezi (RAM) tarafından yürütülür.
Yürütülür yürütülmesine de RAM ın müdür vekili Zekeriya Arak'ın hedefinde sadece başı örtülü bayan öğretmenler vardır. Bu tür toplantılarda "Kılık Kıyafet Yönetmeliği"nin uygulanacağı kanaatinde değilim. Erkeklerin kravatsız, bayanların da genel ahlaka mugayir bulunmamak kaydıyla istedikleri kıyafetle seminere katılabileceği muhakkaktır. Hizmet İçi Eğitim Kurumlarına katılan meslektaşlarım bunun böyle olduğunu görmüşler ve yaşamışlardır. Burada herkesin içerisinde başı örtülü bayan öğretmenlere müdahale etmek, onların onurlarını kırıp meslektaşları içerisinde küçük düşürmek Zekeriya Arak'ın gayretkeşliğinden başka bir şey değildir. Bu tür menfi tavırlar Zekeriya Arak için ilk de değildir. Daha önceden de Anadolu Öğretmen Lisesinde verdiği seminerde başörtülü bayanlara karşı aynı menfi ve keyfi tavrı gösterdiği bilinmektedir.
Kendisi şu anda Eğitim-Bir-Sen in Nazilli Şube Başkanıdır. Milletin temel değerlerini, milli ve dini hassasiyeti korumayı, sendikalarının temel ilkeleri içerisine koyan Eğitim-Bir-Sen gibi bir sendikanın Nazilli Şube Başkanlığında Zekeriya Arak gibilerinin görevlendirilmesi, sarhoşluğuyla meşhur olan Bekri Mustafa'nın Sultan Ahmet Camiine imam tayin edilmesine benziyor. Bizim sendika üye sayımız diğerlerine göre daha fazla olsun düşüncesiyle Eğitim-Bir-Sen'in temel değerlerini düşünmeyip, hurdacı mantığıyla sendikaya üye kaydeden daha önceki sendika yöneticileri de bu vebale ortak değil midir?
Başı örtülülere olur olmaz yerde müdahaleyi alışkanlık haline getiren Zekeriya Arak'ı eski sendika yönetimini baypas edeceğiz düşüncesiyle görevlendiren Aydın'ın ve Ankara'nın bu günahta hiç mi dahli yoktur?
Şu bir hükm-ü ilahidir ki "kim bir zalime destek çıkarsa Allah o zalimi, destekçilere musallat kılar"
Rehberlik Araştırma Müdür Vekili Zekeriya Arak'a ve Eğitim-Bir-Sen Nazilli Şube Başkanı Zekeriya Arak'a sesleniyor ve diyoruz ki:
a) Şayet yukarıda zikredilen "başörtü" olayı yalansa yalan de, ben de ÖZÜR dilemeye hazırım.
b) Ben bu işi "kılık kıyafet yönetmeliği" çerçevesinde yaptım diyorsan kot pantolonla seminere katılan bayanlara bu hassasiyeti niçin göstermedin.
Cevabi yazını satır satır yayınlayacağımıza, noktasına ve virgülüne varana kadar hiçbir müdahalede bulunmayacağımıza "Taraflı Gazetecilik" ilkelerimiz içerisinde söz veriyoruz.
Kaynak: Abdullah KAVLAK - Nazar Gazetesi