Emin Güneş: Biden'ın Ölüm Öpücüğü!
İslami analiz .com yazarı Emin Güneş'in yazısını iktibas ediyoruz
28 Şubatın aktörleri bunun için çok çaba sarf etmişlerdi. Hem Laik, hem Seküler, hem Kemalist, hem de NATO üyesi bir ülkeyi Müslümanlar nezdinde meşru ve ümmete lider/model kılma çabalarını dün gibi hatırlıyorum. Bunun için belli sayıda âlimi topluyor istişarelerde bulunuyor, Müslümanların rejime muhalefetini kırmak için İslami(!) bir çözüm arıyorlardı. Mesela bu çerçevede MGK “İslam gerçeği” adlı kitabı Ankara İlahiyat fakültesine yayınlatmıştı. (*)
28 Şubatçılar amaçlarına ulaşmak için Kur’an’dan ve sünnetten delil bulamayınca edille-i erbaadan “icma” deliline sarılmışlardı. Bu delil geçmişte de çok iş görmüştü. Kılıç zoruyla korkutulmuş, susturulmuş ve sindirilmiş ulema sultanların zorbalıklarına susarak ikrar vermişlerdi. Bu ikrar süreç içerisinde fıkıh kitaplarına derç edilmiş ve zorba sultanlık “İslami yönetim” olarak maalesef tescil edilmiştir. Bir meselede “icma” varsa, Kur’an ve Sünnette olmasına gerek yoktu.
28 Şubatçılar bütün çabalarına rağmen muvaffak olamadılar. Onlarla yakın temas kuran ulema(!) derhal işbirlikçi hain kabul edildi. Her gün TV.lere çıkıp kendini parçalasalar da ötekileştirilip gözden düştüler.
Arkasına küresel güçleri alan, her türlü zorbalığı yapmaktan çekinmeyen, sözde demokratik dünyanın gözleri önünde demokrasi putunu helva gibi yiyen zinde güçlerin direnci kırılmıştı. Her saldırıları geri tepiyor İslami bilinç daha da pekişiyordu.
Bu kapının kırılması imkânsızdı. İhaleyi alan taşeron firma yani cuntacılar pes etmişlerdi. İhaleyi veren patron yeni bir yöntem bulmalı idi. Ne yapıp yapıp kapıyı içerden açmanın bir yolu bulunmalı idi. Zalimlerin kırarak açamadığı kapıyı mazlum ve mağdurlar eliyle açtılar. Yani kapı içerden açılmıştı.
Şimdi laiklik dimdik ayakta. Ülke NATO üyesi ve Amerika’nın stratejik ortağı. Amerika ile birlikte ordular kuruluyor, ortak operasyonlarla İsrail’in güvenliği teminat altına alınıyor. Ama bütün bunlara rağmen bu ülke ümmetin(!) umuduna dönüşüyor!!!
Dünya Müslümanlarının önüne gerçek İslam yerine Amerikancı İslam’ın iki versiyonu çıkartılıyor. Bu iki seçenekten birine razı olunacak:
1-Radikal İslam yani Irak Şam İslam Devleti(IŞİD).
2-Laik demokratik NATO’ya üye, AB’ye girmeye aday İslam devleti(!)
Bir zamanlar bize sadece sağcılık ve solculuğun sunulması gibi.
Her biri Amerikan üsleri ile donatılmış müstemleke devletlerin gözde uleması; laiklik, sekülerizm, NATO ve AB üyeliklerinin ümmete liderlik için engel oluşturmayacağına “icma-ı ümmet”(!) ile hükmetmişlerdir.
Bu “icma”ın delil kuvveti ve meşruiyetini mahşere bırakıyoruz. Ancak şöyle bir pratik faydasını görmezden gelemeyiz. Hakiki İslam’ın hâkimiyeti için NATO ve avanesi ile karşı karşıya gelmekten kurtuluyor ağır bedeller ödenmiyor! NATO’da düşman gördüğü İslam’ın kahir ekseriyetini emir komutası altına almakla daha zayıf bir kanatla savaşmak avantajını elde ediyor. Bu dünyada kazan kazan ama öbür dünyada NATO ile haşrolmak yani kaybet kaybet!
Hülyalara dalmış güzel rüyalar gören kardeşlerim, dürterek uyandırdığım için özür diliyorum. İslam ve laiklik, ümmet ve NATO bağdaşır şeyler değil! Bundan sonra isterseniz uyuma numarası yapabilirsiniz.