Emin Güneş : Evi Camdan Olan, Komşusunun Penceresine Taş Atmamalı
Hürseda Haber Yazarı Emin Güneş'in yazısını iktibas ediyoruz
Komşu ile iyi ilişkiler ne kadar gerekli ve faydalı ise kötü ilişkiler de bir o kadar zararlı ve tehlikelidir. Bu nedenle komşularla iyi geçinmek zaruri ve elzemdir.
Türkiye bir dönem komşularla sıfır sorun politikası oluşturmuş Ermenistan kapılarını dahi açma aşamasına gelmişti.
Özellikle sınır kentlerinde “sınır ticareti” zirve yapmış, komşu halklar arasında maddi zenginlik manevi zenginlikle yarışır hale gelmişti.
Ticari faaliyetler için sınırdaş olmak nasıl işi kolaylaştırıyorsa, terör faaliyetlerini de bir o kadar kolaylaştırıyor maalesef.
Şimdilerde hemen herkesin itiraf ettiği üzere Suriye ile ilişkilerimizi bozan sözde müttefiklerimiz olan Amerika ve batılı devletler (Koalisyon) olmuştur.
Geçim kaynaklarının en önemli kalemlerinden biri silah teknolojileri olan bu devletler dünyada savaş ve iç kargaşa çıkardıkları oranda refah düzeylerini yükseltiyor veya koruyorlar.
O yüzden silah sektörü gibi ABD ve ortaklarının oluşturup geliştirdikleri “terör örgütü” sektörleri vardır. Birçok terör örgütünün temelleri o merkezlerde atılır ve üst düzey kadroları koruma altına alınır.
Dünyada ittifakla “terör örgütü” olarak ilan edilmiş bir tek örgüt bulamazsınız. Çünkü bir devleti içerden karıştırmakla görevli örgütü dışardan destekleyenler ona asla terör örgütü demezler. Üstelik kendileri kurmamış olsalar dahi o örgütten yararlanmanın yollarını ararlar.
Örgütlerin arkasındaki devletler için “savaşılan devlet” diktatörlük, gayrimeşru, zalim ve despottur. “Örgüt” ise mazlum halkın kurtuluşu için mücadele eden bir “özgürlük hareketidir”. Bütün devletler bekalarına kast eden bu terör örgütlerine karşı en sert tedbirlerden kaçınmazlar.
Komşular arasında hemen her konuda “mütekabiliyet” esastır. Komşuna düşmanca davranır, ona düşman örgütleri içerde beslersen, komşun da aynısını yapmayı kendine hak olarak görür. Bunu en güzel şu Rus atasözü açıklar: “Evi camdan olan, komşusunun penceresine taş atmamalı.”
Bu günlerde Türkiye için en büyük tehdit olarak görülen PYD örgütü Suriye fitnesinden önce yoktu. PKK lideri Suriye’den çıkartılmış, Adana Mutabakatı ile kalıntılarına da göz açtırılmıyordu.
Ne zaman ki Türkiye Suriye ile savaşmak için Amerika ile birlikte bir örgüt kurdu, adına da “özgür” Suriye ordusu dedi, arkasından Suriye ile savaşacağı umudu ile PYD liderini kırmızı halılarla Ankara’da karşıladı(1), Türkiye için tehdit olan bu örgüt günden güne büyüdü. Suriye ÖSO'ya karşı bir gece de Suriye’nin kuzeyini kendi eliyle PYD’ye terk etti. Çünkü bu örgüt açıkça Türkiye ile birlikte hareket etmeyeceğini ilan etmişti. Böylece Türkiye komşusu için kazmış olduğu kuyuya tepetaklak düşmüştür. “Düşmüştür” yerine dost ve müttefikleri tarafından itilmiştir demek daha doğru olur. Nitekim müttefiklerimiz(!) açıkça bu örgütün yanındadırlar.
Başından itibaren “bu bir tuzaktır, kuyudur, aman dikkat” dememize karşın boğulmakta olanı kurtaracak kahraman edasıyla balıklama atlandığında bu yazıyı yazmıştım (2)
Kuyuların özelliği, düşmesi çok kolay ama çıkması nerdeyse imkânsız olmalarıdır.
Türkiye şimdi sözde dost ve müttefikleri eliyle itilmiş olduğu kuyudan kurtulmanın çabası içindedir. Kuyudan kurtulmak isteyenlerin uzatılan doğru eli tutması gerekir. Ama ne yazık ki Türkiye elini hep kendisini kuyuya itenlere uzatma gafletine düşmüş, kurtarması muhtemel eli de “ben o eli tutmam” diyerek itmiştir.
Kurtuluş mümkün mü? Bu saatten sonra çok zor, ama imkânsız değil. 15 Temmuzda düşmanlığı güneş gibi parlayan ABD ve NATO’dan kurtulduğumuz gün sonsuza dek fitnelerden, hilelerden, desiselerden kurtulmuş olacağız. Ama nerdeeeee!!!
Suriye fitnesi önemli ölçüde başarılı olmuş, dost olması gereken komşular arasında düşmanlık tohumları ekilmiş, filizlenmiş ve fitne odaklarınca bu filizler sulanmakta özenle büyütülmektedir.
Allah (cc) akıbetimizi hayreylesin!
(Emin Güneş - Hürseda Haber)
1. https://www.haberturk.com/dunya/haber/996818-pyd-lideri-ankarada
2. https://dogruhaber.com.tr/yazar/emin-gunes/5742-bir-karikaturist-olsaydim/