Emin Güneş: Ümmetin Maruz Kaldığı Hastalık
İslami Analiz.com yazarı Emin Güneş'in yazısını iktibas ediyoruz
Emin Güneş: Ümmetin Maruz Kaldığı Hastalık / İslami Analiz
"Her hangi bir kavim veya mezhebimize düşmanlık eden asla Erbakancı veya Humeynici olamaz. Şii de olsa Sünni de olsa ancak FETÖ’cü olabilir."
Öyle sapkın bir taife ile karşı karşıyayız ki, bunların fikirleri basit, tasavvurları dardır. Bu yüzden "dinde mutaassıp, muhakeme güçleri noksan" insanlardır. Çabuk öfkelenirler, kolaylıkla infiale kapılırlar. Sert tabiatlı, katı kalplidirler.
Gayri Müslimler yerine hep Müslümanlarla uğraşırlar.
Hoşgörüsüzlük, fanatiklik, kendinden olmayanlara kapıları kapatmak, kaba kuvvete, şiddete başvurarak politik değişimi etkilemek ve dar kafalılık bunların en belirgin özelliklerindendir.
Çok Kur’an okur ancak okuduklarından bir şey anlamazlar. Hak söz ile batılı murad ederler.
Kendilerini nispet ettikleri mezhep ve cemaat imamlarının ne sözleri ne de fiillerini umursamazlar.
Kendilerini imamlarından daha dindar, daha duyarlı, daha âlim sayarlar.
Konuşmalarında imamlarına saygıdan söz eder, yeri geldiğinde onlar için canımız feda derler ancak İmamlarının demediklerini söylemekte, yapmadıklarını yapmakta ısrar ederler.
İmamlarına inat mezheplerini din edinen bu taifenin en bariz özelliği tevhidi değil, tefrikayı savunmalarıdır. İmamların birleştirici çağrılarını tevil ederek “dinde taviz” olarak nitelerler.
Biraz daha somutlaştıralım.
Bu taifenin kendini Hz. Ali taraftarı sayanları Ebu Süfyan’ın Sakife olayını duyunca Hz. Ali’ye hitaben “eğer isterseniz onlara karşı süvari ve piyade askerler hazırlarım, böylece sizler de onları çıkmaza sokarsınız!” talebine balıklama atlayacak tiplerdir.
Hz. Ali (ra): “Geri dön! Allah’a andolsun ki söylediklerin Allah rızası için değil, sen daima İslam’a zarar verip, Müslümanları aldatmaya çalışmaktasın!” buyurarak burada sayılamayacak kadar çok haklarından feragat etmiş, boğazında kılçık ile yaşamayı kabullenmiş ama ümmetin ali menfaatlerini her şeyin üstünde tutmuştur.
Ancak basiretten ferasetten mahrum fanatik Şiiler için önemli bir fırsat kaçırılmıştır!!!
Çünkü bu zihniyet hem İmam Humeyni’nin hem de İmam Hameney’in bütün vahdet çağrılarına rağmen ihtilafları kaşımayı öncelikleri haline getirmekten vazgeçmiyor bu ifsat faaliyetlerini “hakkı söyleme” kılıfı ile pazarlıyorlar.
Ehli Sünnet imamlarının Şia’nın Müslümanlığına hükmetmesine rağmen kendilerini ehlisünnete nispet eden bu sapkın taife “Şiileri kâfirden beter” kabul ederler. Her fırsatta Şiilerin İsrail’den daha tehlikeli olduğunu dillendirirler. Haçlıların Müslümanların kadınlarına kızlarına mabetlerine ilişmeyeceğini söylerler. Ebu Gureyb ve Guantanamo hapishanelerinde tecavüze uğrayan işkenceyle öldürülen Müslümanların intikamını alan yüzlerce katil Amerikan askerini cehenneme gönderen Kudüs şehidine kin ve öfkeleri Trump, Biden ve Netenyahu’dan daha fazladır.
Hem Erbakancı hem de Şii düşmanlığı yapan, hem Humeynici hem Sünni düşmanlığı yapan bu hastalıklı zihniyet sahipleri ümmetin umuduna dönüşen D-8 projesini hiç anlamamışlardır. D-8, ümmetin bütün ırk ve mezheplerini bir çatı altında toplama projesidir. Her hangi bir kavim veya mezhebimize düşmanlık eden asla Erbakancı veya Humeynici olamaz. Şii de olsa Sünni de olsa ancak FETÖ’cü olabilir.
Bu zihniyet Resulullah’ı adaletsizlikle itham eden zihniyettir. O günden günümüze bu zihniyet hiç bitmedi, bitecek gibi de görünmüyor.
Şimdi ümmetin her tarafına dağılmış irili ufaklı bu öbekler bünyedeki virüsler gibi ümmeti zayıflatmakta hasta düşürmektedir. Ama her şeye rağmen bünyede yer alan (şii/sünni) sağlıklı hücreler bu yıkıcı kanser hücrelerine karşı galip gelecek ümmet sıhhat ve afiyet içinde izzetli günlerine dönecektir.
Bu kanserli hücrelere karşı antikor görevi gören her kavim ve mezhepten müteşekkil direniş cephesine, şehitlerine ve komutanlarına selam olsun!!! (islamianaliz)