43.yıldönümü idrak edilen İran İslam İnkılabı, Batı emperyalizminin üstünlüğünün Müslümanlarca içselleştirildiği bir zaman diliminde Müslümanlar için yeniden bir umut ve diriliş imkanı doğurdu.

Amerika ve İsrail’in kuklası Şah İmparatorluğu, İmam Humeyni’nin ‘Bağımsızlık, Özgürlük, İslam Cumhuriyeti’ sloganı ile harekete geçirdiği kitleler karşısında büyük bir hezimete uğradı, ve 11 Şubat 1979’da gerçekleşen İslam Devrimi sonrası ilk hamle ABD Büyükelçiliği ile İsrail Misyon Binası’nın kapatılması oldu. Tahran’daki İsrail Misyon Binası, Filistin Büyükelçiliği’ne çevrildi.

İmam Humeyni, bütün Müslümanlar arasında ırk ve mezhep ayrımı gözetmeksizin vahdet oluşturulması gerektiğine dikkat çekti, bu vahdetin merkezine Kudüs’ün konulacağını ilan etti.

Kendisine düşman olarak dünya istikbarını seçen İran; Filistin, Lübnan ve Bosna cihadlarında çok aktif rol aldı.

İran, batı ve doğu emperyalizmlerini hedef alan politikaları nedeniyle küresel sistemin ağır ambargolarına maruz kaldı ve başta Suudi Arabistan olmak üzere İslam coğrafyasındaki işbirlikçiler de İran’ın Şiiliğini gerekçe göstererek Sünni halklar nezdinde devrimi şeytanlaştırdı.

İran’ın devrimine sahip çıkan basiretli siyasi önderler de vardı. Bunlardan biri de Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan Hoca’ydı.

Erbakan Hoca, vefatından kısa bir süre önce gerçekleştirdiği Tahran ziyaretinde İran İslam Devrimi hakkındaki görüşlerini anlattı.

Erbakan Hoca, ‘Kuvveti üstün tutan zihniyet Firavun zihniyetidir. Hakkı üstün tutan zihniyet Peygamberlerin zihniyetidir. İran İnkılabı Hakk’ın üstün tutulduğu bir dünyanın önünü açan çok büyük bir olaydır, tarihe altın harflerle geçecek bir olaydır. Sizler sadece İran’ın değil bütün insanlığın kurtuluşuna hizmet eden kahramanlarsınız’ ifadeleriyle devrimi özetliyor.

#