Nureddin Şirin
Erbakan Hoca'nın İran Ziyareti ve Siyonizme Karşı...
Milli Görüş lideri Necmeddin Erbakan"ın siyasi yasağının kalkmasının ardından beraberindeki bir heyetle İran İslam Cumhuriyetine ziyarette bulunup İslam Cumhuriyeti"nin yönetici ve yetkilileriyle görüşmelerde bulunması Türkiye ve dünya kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı.
Erbakan Hoca"nın İran ziyareti sırasında dünya Müslümanlarını bir kez daha vurgulu bir şekilde siyonizme karşı mücadeleye çağırması ve bu amaçla, İslam ülkelerinin ve Müslüman toplumların güçlerini her zamankinden daha çok birleştirerek aralarındaki vahdet ve dayanışmayı artırmasını istemesi, doğal olarak Siyonistlerin dikkatlerini Erbakan hocanın üzerine dikmesine yol açtı.
Bu noktada denilebilir ki, Erbakan hocanın İran ziyareti ve görüşmeleri herkesten daha çok Siyonistleri yakından ilgilendirmekte olup, zamanlama ve konjonktür açısından stratejik bir önem taşıyan bu ziyaretin sonuçları üzerine odaklanmalarını beraberinde getirmiş durumdadır.
Örneğin, Andrew G. Bostom adlı bir siyonist "Türkiye"de Yahudi Düşmanlığı" başlıklı uzunca yazısında Erbakan hoca için şu ifadeleri kullanır:
"Erbakan1969 yılında fundamentalist İslamcı Milli Görüş hareketinin kurucusudur"
"Erbakan"ın konuşmaları siyonizm ve yahudiler için kullandığı "mikrop" ve "hastalık" nitelemeleri ile doludur"
"Erbakan modern yahudileri para ve insan gücünü ele geçirmek için bir dünya düzeni kurma peşinde olduklarını söyler"
"Erbakan 30 yıldan fazla liderlik ettiği hareket ve onun dalları büyük ölçüde Türkiye"nin İslami politik örgütlerini temsil eder. Bütün bunların hepsi Yahudi ve Siyonist düşmanı olma noktasında oldukça bağnazdırlar."
"Erbakan"ın Ocak 1974 yılında başbakan yardımcısı olmasıyla birlikte, İslam Birliğini savunmasıyla göze çarpar. Erbakan bu süreçte gittikçe artan ve rahatsızlık veren bir şekilde İsrail devleti ve Siyonizm konusunda sözlü saldırılarda bulunur."
"Erbakan"ın Yahudi karşıtlığı noktasındaki gürleyen son açıklamaları Türkiye"de elitler arasında bile yankısını bulmaktadır"
Erbakan hocayı bu şekilde yakından mercek altına alan Siyonistler şimdi de gözlerini Tahran"a diktiler.
Milli Görüş hareketinin önde gelen şahsiyetlerinden Temel Karamollaoğlu da Erbakan Hoca ile birlikte. Karamollaoğlu Mart ayının başında Tahran"da düzenlenen Gazze konferansında yaptığı konuşmasına "size bütün ömrünü siyonizme karşı mücadeleye adayan Prof. Dr. Necmeddin Erbakan"den selam getirdim" diyerek başlamıştı.
Dolayısıyla, Erbakan hocanın İran ziyareti aynı zamanda, siyonizme karşı küresel bir işbirliğinin de işaret fişeği anlamına geliyor.
Erbakan hocanın dünya müslümanları ve İslami hareketleri üzerindeki nüfuzu, bu yeni süreçte İslami hareketlerin takip edecekleri yeni stratejinin anlaşılması noktasında öğretici olmaktadır. Artık, bundan sonra, Erbakan hocanın misyonu, İslam dünyasının dinamik ve direniş eksenli güçlerinin, Siyonist düşmana karşı işbirliği ve dayanışmasını sağlamaya yönelik tarihi adımlar olarak kendini göstermektedir.
Birtakım çevreler ve kalemler, Sayın Necmeddin Erbakan"ın, siyasi yasaklarının kalkmasının ardından yaptığı basın toplantısını "politik ihtiras" şeklinde tanımlayarak, onu yeniden partinin başına geçmeye çalışmakla suçlamışlardı.
Ancak Erbakan İran ziyaretiyle hangi kaygıları duyduğunu, neyin peşinde olduğunu, neyi yapmaya çalıştığını ve ne için uğraştığını açıkça ortaya koydu.
Erbakan hoca, Lübnan ve Gazze savaşlarının ardından, İslam Ümmeti ile Siyonist düşman arasında büyük bir savaşın gelmekte olduğunun farkındaydı ve dünya Müslümanlarına, bu Siyonist düşman karşısında sorumluluklarını kuşanmasını hatırlatıyordu"
Erbakan Hoca"nın Tahran"daki ziyaretlerinin sürdüğü sırada, Siyonist İsrail rejiminin her an İran"a saldırabileceği haberleri gündeme düşmeye başladı.
İngiliz Times gazetesi 18 Nisan tarihli haberinde, İsrail ordusunun İran"ın nükleer tesislerine büyük çaplı bir hava saldırısı düzenlemek için yeni hükümetten emir beklediğini ve bunun için hazır olduğunu yazdı.
Haberde, İsrail hükümetinden emir çıkması halinde birkaç gün içinde İran"a karşı saldırırın başlatılacağı yazıyor.
Haberde, İsrail savaş uçaklarının Sudan"da askeri bir konvoyu bombalamasının da İran"a yönelik saldırının bir provası olduğu belirtiliyor.
Siyonistler İran İslam Cumhuriyeti"ne saldırmaya cüret edebilir mi, edemez mi, bu ayrı bir konu. Ancak, Siyonistlerin politik ve askeri gündemini takip ettiğimizde, bu yönde bir çabalarının ve hazırlıklarının olduğunu görüyoruz.
Diğer yandan, Mısır rejiminin ABD ve İsrail istihbaratı desteğiyle Hizbullah"a karşı bir kampanya başlatmasının da bu sürecin bir parçası olduğu apaçık ortada. Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt"in, Hizbullah"ın Gazze"ye silah sağlama çabalarını "İran, Akdeniz'de Hizbullah görüntüsünde ortaya çıktı. Batıya, tüm Arap ülkelerine, Mısır'a ve İsrail'e şu mesajı verdi: "Biz, buradayız. Sizin bölgenizdeki çıkarlarınızı vuracağız!" şeklinde tanımlamasının ardından yatan gerçek sebep, İran"a karşı bir Arap refleksi oluşturmak, olası bir İran-İsrail savaşında hem İran hem de Hizbullah"ın kuşatılmasına yönelik psikolojik ve provakatif bir zemin oluşturmaktır.
Sonuç olarak, bölge alabildiğince ısınmış durumda. Her an yeni sürprizlere gebe olan bölgemizde, Erbakan hocanın da vurgu yaptığı üzere, siyonizme karşı küresel İslami cephe, Siyonistlerin saldırganlığı karşısında kendi sorumluluklarını kuşanarak, Siyonist düşmana tarihi ve kader belirleyici yenilgisini tattıracaktır"
velfecr.com