Erdoğan ''7. Avrasya İslam Şurası''nda Konuştu

Erdoğan ''7. Avrasya İslam Şurası''nda Konuştu

Başbakan Erdoğan, adı hep barış anlamına gelen bir dinin mensupları olduklarını belirterek, ''Uygulamada, tatbikatta bu anlayışın tezahürünü yeterince göremediğimiz bir gerçek" dedi ve ekledi:

Erdoğan, "Alnı secdeye varan bir insanın herhangi sebeple olursa olsun, herhangi inanca ve mezhebe ait olursa olsun bir başka insanın canına kıymasını izah edemeyiz'' dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığının ev sahipliğinde Ceylan Otel'de gerçekleştirilen, ''7. Avrasya İslam Şurası''nın açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, bütün zamanların ve mekanların kılavuzunun hiç şüphesiz ''İlim'' olduğunu belirterek, ilim erbabının birlikteliğinde de ortaya yol gösterici ilimin çıkacağını söyledi.

Erdoğan, Avrasya coğrafyasının farklı merkezlerinden gelen konuklarla birlikte olmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

''Şunun altını çizerek ve aynı zamanda gururla ifade etmek istiyorum. Bizim ortak medeniyetimize ev sahipliği yapmış bu coğrafya, tarih boyunca ilimle, irfanla, erdemle tüm insani değerleri yüceltmekle, hoşgörü ve toleransla anılan bir coğrafyadır. Bu topraklar yüzyıllar boyunca ilim ekilen ve ilim hasat edilen topraklar olmuştur. İslam kültür ve medeniyetinin bölgede bıraktığı mirasın önemli izleri vardır. İslam medeniyeti bu topraklara bilgi ve marifet, ahlak ve erdem, ötekine saygı ve insana sadece insan olduğundan dolayı gösterilen sevgi numuneleri bırakmıştır. Son asırda bu coğrafyanın mayasını değiştirmeye yönelik atılan adımlar kendisine hayat bulamamış, fitne tohumları bu topraklarda yetişememiş, özümüzü kirletmeye dönük girişimler filizlenememiştir.''

-SEVGİ MEDENİYETİ-

Başbakan Erdoğan, hiç istenilmeyen, arzu edilmeyen savaş, katliam ve çatışma dönemleri olduğunu, bugün de bazı ülkelerde bunların büyük bir teessür ve acıyla yaşandığını anımsattı. Ancak bu çalkantılı dönemlerin tarihte kendisine yer bulamayacak kadar gelip geçici olduğuna inandıklarını en azından bu umudu muhafaza ettiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu bölgenin inşa ettiği sevgi medeniyetinin kaybolmaya yüz tuttuğuna inananlar, açık söylüyorum, umutlarını yitirir. Dolayısıyla her şeylerini kaybederler. Bizim coğrafyamızın her bir zerresi ilim ocaklarıyla, bilgi yuvalarıyla, sevgiyi aşkı özleyen mabetlerle donatılmıştır. Bu coğrafyanın halkları bilgi ve aşkı özlerine bilinmeyecek şekilde nakşetmişlerdir. Bizi yaratan Allah, bize bir ikaz mı, tespit mi diyelim, bunu haber veriyor. 'Ey iman edenler, yapmadıklarınızı niçin söylüyorsunuz'. Biz yaptıklarımızı söyleyeceğiz. Yapmadıklarımızı değil. Bu bizim için ciddi bir uyarı. Şu anda dünyada bunun ağır bedellerini ödüyoruz. Yapmadıklarını söyleyen bir toplumuz. Ama işin aslı o değil, yaptıklarımızı söyleyeceğiz ki onun tesiri olsun. Güzel bir Anadolu sözü var, 'Bal bal demekle ağız tatlanmıyor.' Balı yersen ağız tatlanıyor. asıl olan budur''

Erdoğan, bundan 700 yıl önce Anadolu'dan tüm dünyaya seslenen Yunus Emre'nin, ''Biz sevdik aşık olduk/Sevildik maşuk olduk/Her dem yeniden doğarız/Bizden kim usanası?'' sözlerini anımsatarak, aşkı bilgiyle, sevdayı ilimle eşdeğer gören bu kültürün, bu medeniyetin değerini yitirmesinin ve eskimesinin asla söz konusu olmadığını vurguladı.

''Bu miras tarihin bir noktasında tekrar yeşerecek, canlanacak ve mutlaka yeni bir diriliş gerçekleştirilecektir'' diyen Erdoğan, konuşmasında, Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın ''Hak şerleri hayreyler/zannetme ki gayr eyler/Arif bunu seyreyler/Mevla görelim neyler/Neylerse güzel eyler'' sözlerine yer verdi.

-İSLAM'DA KUL HAKKININ ÖNEMİ-

Başbakan Erdoğan, Avrasya coğrafyası üzerinde devraldıkları bu eşsiz kültür ve medeniyeti iyi anlamak ve gelecek tasavvuru bu medeniyet üzerine inşa etmek gibi ağır bir mesuliyet taşıdıklarını ifade ederek, ''Bizler, adı barış anlamına gelen bir dinin mensuplarıyız. Mensup olduğumuz dinin her bir mesajı barışı, hoşgörüyü, ilim ve hikmeti insan sevgisini tavsiye eder'' diye konuştu.

İslam inancında bir cana kıyanın bütün bir insanlığın canına kıymış sayılacağına işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Bizde kul hakkı her şeyin üzerindedir. Kul hakkı denilen şey illa para pul götürmek değil, o kadar hassas bir konu, ama bu hassasiyete ulaşamamışız. Biz öyle bir derinliğe sahibiz ki eğer arabanla giderken pet şişesini sokağa atıyorsan bu kul hakkıdır. Çünkü belediyenin çöpçüsü senin sokağa attığın pet şişeyi toplamakla değil, doğal pisliği toplamakla mükelleftir. Sokakta giderken affedersin, balgamınızı caddeye atarsanız bu kul hakkıdır, bunu gören insan şöyle bir iç geçirse bu yeter. Biz böyle bir medeniyetin mensubuyuz, bu hassasiyet var mı? Yok. Temizlik imandandır. Maalesef temizlikten binasip bir toplumuz. Bunlar gerçek, belediye başkanlığı yaptım biliyorum.''

-ANNE VE BABAYA HÜRMET-

Erdoğan, anne ve babaya hürmet, kardeşlik, komşuluk, dayanışma ve yardımlaşmanın, bu dinin temel unsurları olduğuna işaret ederek, bu sevgi dininin, sınırlarını kendisine inananlarla daraltmadığını, tam aksine bütün bir insanlığı kuşattığını vurguladı.

''Yaradılanı yaradandan ötürü severiz'' anlayışıyla tüm insanlığa sevgiyle, merhametle, hoşgörüyle cömertlikle, tevazu ve samimiyetle yaklaşmayı dinin esası olarak bildiklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Hiç kuşkusuz bu ve benzeri bir çok tavsiye, tüm bu coğrafyadaki her bir insan tarafından çok yakından biliniyor. Bizler, adı hep barış anlamına gelen bir dinin mensuplarıyız. Ancak uygulamada, tatbikatta bu anlayışın tezahürünü yeterince göremediğimiz de bir gerçektir. Alnı secdeye varan bir insanın herhangi sebeple olursa olsun, herhangi inanca ve mezhebe ait olursa olsun, bir başka insanın canına kıymasını izah edemeyiz. İşte buyurun Mardin'de 44 vatandaşımızın acımasızca katledilmesi olayı, çocuk, kadın 44 insan, hiç bunun izahı yok.''

Ajanslar