Erdoğan'dan Ermenistan'a şartlı "evet"

Erdoğan'dan Ermenistan'a şartlı "evet"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Ermenistan sınırına ilişkin, "Biz kapıları kapattık. Sebep işgal, netice kapıları kapatmamız. O zaman sebep kalksın, biz kapıları açalım" dedi.

Erdoğan, TRT Türk'ün canlı yayınına katılarak, gündemdeki konularla ilgili soruları yanıtladı.

Azerbaycan ile ilişkilerde sorun bulunmadığını belirten Erdoğan, oluşturulan dezenformasyon ortamından rahatsızlığını dile getirdi.

Erdoğan, Ermenistan'la ilişkiler konusunda da tarihsel iddiaları kabul etmelerinin mümkün olmadığını ifade ederek, ortak sınır kapısının açılmasının ön koşulunu tekrarladı.

Başbakan Erdoğan, "Burada bir sebep-netice ilişkisi var. Bu ilişkiye gelince kapılarla ilgili konuda bir defa Dağlık Karabağ, Ermeniler tarafından işgal edilmiştir. Sonra 1 milyon Azeri tehcire zorlandı. Biz kapıları kapattık. Sebep işgal, netice kapıları kapatmamız. O zaman sebep kalksın, biz kapıları açalım" şeklinde konuştu.

Kabine değişikliği

Kabine değişikliğine ilişkin soru üzerine de Erdoğan, bunun yeni bir heyecan katma olarak değerlendirilebileceğini belirterek, böyle bir gerekliliğin ortada olduğunu, her yenilenmenin yeni bir heyecan getireceği düşüncesiyle bu adımı attığını söyledi.

Bu değişikliğin, arkadaşlarına güvensizliği, itimatsızlığı ya da onları başarısız görmesiyle alakalı olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Biz ilkeler partisiyiz. Bir programımız var. Bu program çerçevesinde, hükümetin acil eylem mantığı içinde her Bakan arkadaşım çalışıyor. Dolayısıyla onun yerine gelen Bakan arkadaşım, bu hükümetin politikasından farklı bir politika uygulamayacak. Şimdi beyefendi kendi köşesinde yazıyor ve o arkadaşımdan adeta intikam alırcasına bir yola giriyor. Böyle bir yola girmek çok büyük haksızlık. Ben arkadaşlarımın hepsinin de görev süresi içerisinde başarılı olduğuna inanıyorum" dedi.

Anayasa değişikliği

Başbakan Erdoğan, "Anayasa değişikliğinin boyutuyla ilgili konularda tartışmalar devam ediyor. Çok geniş kapsamlı mı olacak?" şeklindeki soru üzerine de o konudaki düşüncelerini daha önce söylediğini, çok geniş kapsamlı bir değişiklik düşünmediklerini kaydetti.

Erdoğan, "Dar kapsamlı ve üzerinde mümkün olduğunca mutabakatın sağlanabileceği bir yaklaşım olsun istiyoruz. Şu ana kadar arkadaşlarımız zaten konuyla ilgili çalışmalarını yaptılar. Bunun da bir yerde parlamento içinde grubu olan siyasi partilerin bu konsensüse ne denli bağlı veyahut da onların mutabakat kuracağı maddeler hangileri olabilir, yani bunu aramızda oluşturabilirsek, belki o zaman böyle bir adım atılabilir. Onun için biz şu anda bu konuda da sabırlıyız, aceleci değiliz. Meclis Genel Kurulu'nda da çok yoğun görüşülmesi gereken kanunlarımız var. Bir an önce onları da çıkaralım istiyoruz. Gerilime fırsat verecek hiçbir kanunu da görüşmekten yana değiliz" diye konuştu.

"Muhalefetin üzerine gittiği konulardan biri Cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili. O konuda bir kararınız var mı? Anayasa değişikliğine bunu koyuyor musunuz? Sayın Gül'ün görev süresi kaç yıldır?" şeklindeki sorulara karşılık Başbakan Erdoğan, "Şimdi ben burada (şu kadar yıldır) dersem, yanlış bir şey söylemiş olurum. Burada yapılacak çalışmalar sonucunda ancak böyle bir karara varılabilir. Eğer bu görüşülecekse, çalışma içerisinde görüşülür ve bu konuda orada belli bir karar bağlanır. Tabii 5 diyen var, 7 diyen var. Bu konuda değişik kanaatler var. Şu anda kesin şudur diye bir yaklaşım içine giremem, ama istişare ettiğimiz anayasacı hocalarımız, parlamentodaki arkadaşlarımız farklı farklı kanaatlerini belli bir yere getirip netleştirecekler, ondan sonra da biz kanaatimizi ortaya koyarız" dedi.

Ekonomi

"Ekonomide patron değişti, değişmekten ziyade tek elde toplandı. Bunun ekonomiye nasıl bir etkisi olacak?" şeklindeki soru üzerine de Başbakan Erdoğan, baştan beri iddialı bir ifade kullandığını, ancak bazı medya çevrelerinin bunu farklı yorumladığını belirterek, "(Teğet geçecek) dedim, onlar farklı yorumlayarak kimi dalgasını geçti, kimi (Yüreğimizden geçti, şöyle vurdu, böyle vurdu) dedi. Ama şu andaki rakamlar bizi doğrulamaya başladı" diye konuştu.

Göreve gelmeden önce programlarına, iktidar olmaları halinde ekonomiyi tek elde birleştirmeyi aldıklarını, bunu ilk çıkışlarında başaramadıklarını ifade eden Erdoğan, "Şimdi bu son gelişmelerden sonra, (tamam, bu iş için bu fırsattır, çünkü krizi fırsata dönüştüreceksek, burada bu adımı atmamız lazım) dedik. Ali Beyi çağırdım, bunu oturup konuştuk. (Hazine sendeydi, tekrar sende olacak. Tüm bankaları sana bağlıyoruz. Ekonominin koordinasyonu senin asli görevin olacak) dedim" şeklinde konuştu.

Erdoğan, ABD ve Avrupa ülkelerinin piyasaya "korkunç" paralar sürmesine rağmen hala krizi atlatamadıklarını belirterek, "Biz 60 civarında tedbir oluşturduk. Tedbirleri aldık, bu olay ise şimdi bu tedbirleri uygulama alanına sokacak aktörlerin değişimidir. Tedbirleri açıkladık, şimdi de aktörlerini ortaya koyuyoruz. Bu aktörlerle beraber bu tedbirleri uygulama alanına sokacağız" dedi.

Erdoğan, ihracata endeksli bir ekonomi benimsediklerini dile getirerek, bunu başaracaklarını söyledi. Ülkenin ileri gelen iş adamlarıyla bu ay içinde veya gelecek ayın başında toplantı yapacağını bildiren Erdoğan, ekonomiden sorumlu bakanları da yanına alarak iş adamlarıyla bir araya geleceğini kaydetti.

Erdoğan, bu ayın 22'sinde Ford'un Amerika'ya göndereceği araçlarla ilgili çok önemli bir tören olduğunu belirterek, "Şimdi düşünün, biz buradan Amerika'ya Ford aracı ihraç edeceğiz. Taksi olayında belki de onlar bu araçları kullanacak. Bu, ihracatta bizim için çok önemli bir sıçramayı getirecek" diye konuştu.

IMF ile görüşmeler

IMF ile görüşmelere ilişkin soru üzerine de Erdoğan, IMF'de şu an bir kararsızlık görüldüğünü ifade ederek, "Tabii bu noktada bizim imzalama konusunda bir kararımız yok, ama biz diyoruz ki, kalkıp da sistemimizle akşam başka, sabah başka derseniz, öyle bir şeyde yokuz. Türkiye olarak biz eski Türkiye değiliz. Bizim önümüze getirip, şöyle masanın üzerine bir şablon koyup, (Bu şablonu imzala) derseniz, bizim iktidarımız böyle şablon imzalayacak bir iktidar değil. Menfaatlerimiz neyi gerektiriyorsa buna bakacağız. Türkiye ekonomide ayakları üzerinde duran bir ülke, öyle yıkılan bir ülke değil. Kaldı ki, biz IMF'in ortağıyız. Yani ortağı olan bir ülkeye kriz döneminde destek olması gereken bir kuruluşun kalkıp da bazı durumlarda zorluklar çıkarması bizi de üzüyor. Kararsız kalırsa fazla üzülmeye de gerek yok yani" dedi.

"IMF'in kararsızlığı parasal mı, yoksa yönetim yapısıyla mı ilgili?" şeklindeki soru üzerine de Erdoğan, "Şu anda onların kararsızlığının nedeni, özellikle bizim bütçedeki gelir hanesinde veya giderle ilgili olarak verdikleri rakamlar var ki, o rakamları bizim aynı şekilde kabullenmemiz mümkün değil. (O rakamı düşürün) diyorlar. Biz o rakamı düşüremeyiz. Biz o kadar büyükçe bir rakam düşürmeye kalkarsak, o zaman biz yatırımlarda zora gireriz. Yatırımlarımızı bir defa devam ettirmek istiyoruz. Yatırımları durduğumuz anda istihdam olmaz" dedi.