Ey Çamur Ceseti...
"İnsanlar, Allah'ın namusudur, Allah'ın ailesidir ve Allah, ailesine karşı herkesten daha kıskançtır"!
Hayat, döngüsel bir hareket, kısır döngü, boş, anlamsız, tekdüze git-geller...
Peki işin aslı? Yaşlanmak, gerçek sonuç mu? Çürümek. Tek düze ve aptalca bir sallantı. Acımasız bir işkence. Gündüz, geceye bir giriş, gece de gündüze.
Ve: Ölünceye değin ömür ipini kemirerek kısaltan bu iki siyah ve beyaz farenin soğuk mükerrer oyunuyla oyalanmak.
Hayat mı?
Temaşa; sonuçsuz, anlamsız sabah ve akşamların seyri. Tatsız, sonu gelmez bir oyun... Zamanın yoktur... Her ıstırap, telaş, intizar... Vakit bulduğunda elde ettiğin şey, bir hiç, boş, abes felsefesi, nihilizm...
Sen her kim olursan ol, insan idin, Adem'in evladı idin; fakat tarih, hayat, insanlık dışı sosyal düzen seni çirkinleştirmiş, kendine yabancılaştırmış, âline kılmış, seni kendinden, o fıtrî özünden uzaklaştırmıştır. Zerreler Alemi'nde insan idin, Allah'ın halifesi idin. Allah'ın sohbetdaşı idin, Allah'ın özel emanetçisi idin. Tabiatın sahibi, Allah'ın yakını idin, Allah'ın ruhu sana üflenmişti. Allah'ın özel öğrencisiydin. Allah sana bütün isimleri öğretmiştir. Allah sana kalemi öğretmiştir. Allah seni kendine benzeterek yaratmıştır. Seni yaratmış ve kendi yaratığı olan sana büyük bir makam vermiştir. Seni yaratıp kaldırmış, uzak ve yakınındaki bütün melekleri ayağına kapandırtmıştır. Bütün melekleri sana boyun eğdirtmiştir.
Yer, gök ve onlarda var olan her şeyi senin güçlü ellerine bırakmıştır. Senin yanına gelerek kendi özel emanetini omuzlarına yüklemiştir. Seninle anlaşma yapmış, seni toprağına getirmiştir. Senin fıtratına yerleşmiş, seninle yuvadaş olmuştur. Ne yaptığını görmek için seni gözetlemede kalmıştır.
Sense tarih caddesini önüne katıp yola düştün, Allah'ın "emanet" yükü omuzunda, Allah'ın sözleşmesi elinde, Allah'ın sana öğrettiği isimler yüreğinde, Allah'ın ruhu,"varlığının" bedeninde ve...
Bütün sermayen "Asr". İşin ne? Bütün yaptığın sermayeden yemek! Hayatının hüneri ne? Zarar etmek; kardan zarar değil, sermayeden zarar: "Hüsran". "Ve asra andolsun ki insan daima ziyandadır". Bunun adı da yaşamak oluyor! Sen şu ana kadar ne yaptın? Güya yaşadın!
- Şimdi elinde ne var?
- "Kaybettiğim yıllar"!
Ne hale gelmişsin? Ey Allah'ın siması üzere olan! Ey Allah'ın emanetinden sorumlu olan! Ey Allah'ın meleklerinin secde ettiği! Ey Allah'ın yeryüzündeki halifesi! Evrendeki halifesi!
Para oldun; şehvet oldun, işkembe oldun, yalan oldun, vahşileştin, yırtıcı oldun, kof, içiboş oldun, bomboş! Yoksa dopdolu mu! Olsa olsa çamurla dolu, başka birşey değil, birhiç! Başlangıçta çamurdan, murdar bir kalıp idin. "Hamein mesnûn": pis, kötü kokan çamur! Allah, bu çamur olan "sana" kendi ruhundan üfledi! Hani nerede o ruh! Ahuraî ruh, Allah'ın ruhu! Ey çamur yiyen karga! Varlığını bu bataklıktan, yaşamını bu çamur deryasından kurtar! Kendini hemen sahile at, ey çürümüş beden, ey çamur ceseti! Bu"utanç verici" şehir, bağ ve bayındırlıktan, yarımadanın güneş çölüne baş koy; kuru, kızgın, kum deryası çölünde, Vahyin yağdığı göğün altında Allah'a yönel.
Ey kurumuş, sararmış, boşalmış ney! gurbet, sürgün ve yabancılıktan inle dur! Ey yabancıların, düşmanların eğlence aracı! Ey başkalarının dudaklarına tatlı melodiler konduran! Kendi sazlığına yönel.
Ali Şeriati