Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Eyvah! ABD Türkiye’ye demokrasi getirecekmiş!!

Dostumuz, stratejik ortağımız, NATO’da müttefikimiz ABD, bize demokrasi getirecekmiş! Daha önce Afganistan’a, Irak’a da demokrasi getirmişti. Yeni projenin adı “Turkish Democracy Project”.. “Arap Baharı” dedikleri süreçte de bölgede aktif olan örgüt “İslam and Democracy Fondation”du. Nasıl bir İslam getireceklerini sorarsanız; bakınız “Gülen hareketi”!!. Yeni TDP’de de yine FETÖ’cüler en önde tabii. Tabii demokrasi deyince akan sular duruyor. Sahi demokrasi imanın kaçıncı şartıydı? Her işin başına sonuna demokrasi ekleyeceksiniz ki tadı olsun.

Yeni demokrasi havarisi Bolton hazretleri(!) “Türkiye’de alarma geçmenin vakti geldi” diye buyurmuş. TDP derken Sarıgül’ün Türkiye Değişim Partisi’nden söz etmiyorum. Kaldı ki, o da demokrattır. Zaten Türkiye’de demokrat olmadığını söyleyen parti var mı? HDP de demokrasi istiyor, AK Parti de KADEM de demokrasi istiyor, daha birçok vakıf, dernek de.

DB’u TDP’nin kurucularından ABD Ulusal Güvenlik Eski Danışmanı John Bolton, “Türkiye’de alarma geçmenin vakti geldi” demiş. Bolton, AK Parti için “Bir zamanlar güvenilir NATO müttefiki idi, şimdi demokrasiye sırtını dönüyor ve Rusya’yı kucaklıyor” demiş. Muhalefet kıpır kıpır. Biden, muhalefeti bir bütün olarak mı destekleyecek yoksa birilerine göz mü kırpacaklar, göreceğiz.

Demokrasi 2. Körfez Savaşında Kuveyt-Basra Ölüm Otoyolu (Highway of Death)’de kendini göstermişti. Buyurun “Basralı Ömer” o günleri anlatıyor: Ben Basra’dan Ömer. / Belki haberin yoktur diye yazıyorum Franks; / Önce demokrasi yağdı göklerden / Sonra özgürlük geçti üstümüzden palet palet. / Ve insan hakları namlularından / Yüzü maskeli adamların / Saniyede bilmem kaç bin adet. / Demokrasi bizim eve de isabet etti / Bir gün sonra anladım ayaklarımın koptuğunu / Babamın vücudunda / Tam on sekiz adet / İnsan hakları saymışlar. / Annem zaten yoktu / Ben doğarken / İlaç yokluğundan ölmüş. / Ambargo falan dediler ya / Anlamadım, çocuk aklı işte / Sen daha iyi bilirsin. / Sizde de barış böyle midir Franks? / İnsan hakları çocukları yetim / ve ayaksız bırakır mı orada da? / Ya demokrasi? / Güpegündüz pazara düşer mi? / Ve zenginlik. / İnsanları korkudan uykusuz bırakır mı? / Ve kuşlar gökyüzünü terk eder mi orada da? / Babamla söylediğim son dua dilimde, / Ayaklarım hastanede, / Ve giymeye kıyamadığım ayakkabılar / Elimde kaldı…/ Çocuğun var mı Franks? / Al çocuğuna götür onları / Bir işe yarasın. / Kim bilir baktıkça, / Belki beni hatırlarsın. / “Bu nasıl Demokrasi Franks? / Düştüğü yeri yaktı / Merhamet hür dünyaya / Bu kadar mı Irak’tı?”

Bu bize demokrasi getirecek projede eski Florida Valisi Jeb Bush, İtalya’nın eski Dışişleri Bakanı Sant’Agata gibi isimler de bulunuyormuş!. Kurucuları arasında ayrıca FETÖ’den hakkında yakalama kararı bulunan Aykan Erdemir de yer alıyormuş.

Bir alem bu batılılar, işi gücü bırakmışlar bize demokrasi getirecekler.

Demokrasi Projesi, “Türkiye’nin son zamanlarda demokrasiden uzaklaşmasına ve otoriterliğe dönüşmesine cevap olarak oluşturulmuş, kâr amacı gütmeyen, partizan olmayan, uluslararası bir politika örgütü” olarak hayata geçiriliyor ve bu yolda siyasi partiler, sivil toplum, media ve bu projeye katkı sağlayacak işadamları ve akademisyenlerle birlikte çalışacak. Yani yeni Gezinin fahri danışmanı bunlar olacak. Yeni sağ, yeni sol, yeni merkeze bunlar yeni liderler kazandıracaklar.

2020’de “Freedom House” örgütü, Türkiye’yi “özgür olmayan ülke” ilan etmişti. Şimdi harekete geçiyorlar.

Bir süre önce de ABD’li Demokrat Senatör Bob Menendez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a taviz verilmemesini istedi.

Biden da zaten, özellikle LGBT konusunda negatif tavır içinde olan ülkelerle ilişkilerini gözden geçireceklerini açıklamasından önce de, Türkiye’de demokrasinin kökleşmesi için muhalefete destek vereceklerini açıklamıştı. Biden’ın Ermeni soykırımı iddialarını kabul etmesi, S400, F35 konusu, ayrıca Kıbrıs, Yunanistan, İsrail, PKK, PYD, HDP ile ilgili konular Türkiye ile öteden beri hep sorun olmaya devam etti.

Biliyorsunuz, Türkiye’de darbelerin ve terörün arkasında ABD var. Darbeciler, teröristler kaçınca nereye sığındıklarını da biliyorsunuz. Soğuk savaşın özel harbinin Türkiye’deki sağ-sol kavgasının merkezinde yer aldığını da biliyorsunuz. İşte şimdi o Amerika bize demokrasi getirmek için kolları sıvamış!

ABD’nin “demokrasi sicili”(!) kabarık. 1945’ten yani 2. Dünya Savaşından bu yana 25 ülkeyi bombalamış, işgal etmiş / etmeye çalışmış: Çin, Kore, Guatemala, Endonezya, Küba, Kongo, Dominik, Peru, Laos, Vietnam, Lübnan, Grenada, Libya, El Salvador, Nikaragua, İran, Panama, Irak, Kuveyt, Somali, Bosna, Sudan, Afganistan, Suriye bunlardan bazıları. Nerede ise zulmetmedikleri kıta kalmamış.

1975’te Nixon: “Vietnam’ı işgal etmeyeceğiz, halkına zulmeden bir iktidara karşı Vietnamlıları koruyacağız,” demiş ama 2 milyon insan öldürülmüş. Bush: “Niyetimiz, Afganistan’a barış, adalet ve özgürlük götürmek” demişti, arkalarında kan ve gözyaşı, viran olmuş kargaşaya teslim bir ülke bıraktılar. Kayıt tutan da yok. 2. Kerbela’da 2003’den bu yana 2 milyonu aşkın ölü. Çoğu kadın, çocuk, hasta, yaşlı.. 2001’den bu yana Afganistan’da bir milyona yakın insan öldü. Yine Bush: “Gayemiz, Irak’taki kimyasal silahları imha etmek. Irak’a barış, adalet ve DEMOKRASİ götürmek” diyordu. Obama: “ABD’nin ulusal güvenlik çıkarları için Suriye’ye müdahale edeceğiz” demişti. Ettiler sonuç ortada.

Zulmetmedik ahali kalmamış. Şimdi de CoVID ile dünyayı öldürüyorlar. Yine, her zaman olduğu gibi “ıslah edici” rolündeler. 1945 Japonya’da Nagazaki ve Hiroşima ve çevrede atom bombasının etkisi ile toplum ölüm 500.000, aynı yıl Dresden katliamı 3 günde 200.000 kişi öldü. 1950 Kore’de 4 milyon ölü, 1950 Guatemala’da 200.000 ölü, 1953 İran’da on binlerce insan infaz edildi.. 1955’de Endonezya, Laos, Kamboçya’da çok sayıda ölümlü toplumsal olaylar.1956 Mısır, 1958 Lübnan, 1958 Tayvan, 1959’a kadar son 9 yılda Küba’da Batista operasyonunda 60.000 ölü.1960 Kongo’da iç isyanda 3 milyonu aşkın can kaybı, 1961 Laos, 1962 Küba, 1962 Vietnam’da 3 milyon can kaybı, 1965 Dominik, 1970 Laos, 1973 Şili, 1975 Kamboçya, 1981 El Salvador, 1986 Bolivya, 1988 Honduras, 1989 Panama,1990 Hawai, 1990 Liberya, 1991 Irak. Dolar operasyonu ile dünyayı soyup soğana çevirenler bunlar. Kızılderili katliamı, kara derililerin köleleştirilmesi, sarı ırkın sömürülmesi, dünya savaşları, soğuk savaş kimin eseriydi?! Dünyada 1950 yılından beri tam 475 askeri darbe girişimi gerçekleştirilmiş. Bunların 236 tanesi amacına ulaşmış ve başarılı olmuş, 239’u ise başarısızlıkla sonuçlanmış.

“Sevinin başlar yüksekte”.. Her yeri donatın “Welcome” diye. 15 Temmuz’da geliyorlardı (!) olmadı, şimdi daha farklı bir yolla Amerika bize demokrasi getirecek! Sağlık getirecek! Hadi hemen aşı olun! Aşı olmayana demokrasi de yok. Bir yetmez 3 aşı olacaksınız, 6 ay sonra aşk ile vecd ile bir daha. “Bill amcamız” öyle diyor, ondan iyi mi bileceksiniz. Heey “Tom Amcanın çocukları”!!! Allah sizin şerrinizden insanlığı korusun. Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 519 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar