“FBI Ajanı Askeri"ye Misilleme İçin Tutuklandı”

“FBI Ajanı Askeri"ye Misilleme İçin Tutuklandı”

Amerika’nın “Security National” sitesinin iddiasına göre, FBI’ın eski görevlilerinden biri 1980 yılında şah rejiminin elemanlarından



Amerika"nın "Security National" sitesinin iddiasına göre, FBI"ın eski görevlilerinden biri 1980 yılında şah rejiminin elemanlarından birini suikast sonucu öldüren ve İran"da ikamet eden bir Amerikalı yetkiliyle Kiş adasında görüştüğünü iddia etti. Bu Müslüman Amerikalının bildirdiğine göre, FBI"ın eski görevlisi, İran cumhurbaşkanının geçen sene Amerika"ya yaptığı ziyaret sırasında parmak izlerinin alınmasını engellemiş ve buna karşılık İran cumhurbaşkanından kendisinin affedilmesini istemiş bulunuyor.

National Secrity sitesinin iddiasına göre, FBI"ın eski görevlisi Robert Luvinson, İran savunma bakanı eski yardımcısı Ali Rıza Askeri"yle mübadele edilmesi amacıyla İran istihbarat güçlerince Kiş adasında tutuklanmıştır. Aynı sitenin iddiasına göre, İranlılar, emekli general Ali Rıza Askeri"nin CIA tarafından Türkiye"den kaçırıldığını ileri sürüyorlar. Fakat CIA, İran savunma bakanı eski yardımcısı Askeri"nin kaçırılmasına müdahale etmediğini ileri sürüyor. Fakat İranlılar bazı karinelere dayanarak general Askeri"nin Türkiye"deyken CIA tarafından kaçırıldığına inanıyorlar. Şimdi çözümlenmeyen sır şudur ki, İran ile Amerika karşılıklı olarak vatandaşlarını kaçırdıkları sırada Luvinson için İran"ı ziyaret etti. Açık olan şey şudur ki; Luvinson, pek ünlü olmayan İslamcı bir teröriste dönüşen ve 1980 yılında İran devleti için terörist b ir eylem gerçekleştiren Amerikalı biriyle Kiş adasında görüşmüştür. FBI memuru Robert Luvinson, Amerika"nın Merilend eyaletinde devrik şah"ın sözcüsünü öldürdükten sonra İran"da yaşayan Deyvid Bilfild"le görüşmüştür.

Müslüman olduktan sonra Davud Selahaddin adını seçen Bilfild, 1995 yılında Security National muhabiri Juterintoya yaptığı açıklamada, İran İslam inkılabı yüksek mahkemesinin fetvası üzerine şahın sözcüsü Ali Ekber Tabatebai"yi infaz ettiğini söyledi. NBC şebekesinin eski yapımcılarından Ayra Silvermen, Luvinson ile Bilfild"in tanışmalarına yardımcı olmuştur. Fakat Ayra Silvermen bu olaylarda oynadığı rol hakkında açıklama yapmaktan sakınmıştır.

Silvermen, Selahaddin"i Luvinson"la buluşmaya zorlamıştır. Halbuki Amerikalı sığınmacı Selahaddin, gergin ortamda bu buluşmanın uygun olmadığı uyarısında bulunmuştu. Selahaddin diyor ki, ben Luvinson"un buluşma tarihini ertelemesini istedim. Fakat o bu teklifimi reddetti ve Dubai"den Kiş adasına gelerek buradaki bir otelde benimle görüştü.

Davud Selahaddin ayrıca diyor ki; İran istihbarat teşkilatı, benim İran pasaportu taşıyan bir Amerikalı olduğumu sanıyordu ve Luvinsonla buluşacağım haberini almıştı. Ben Luvinsonla buluştuktan altı saat sonra, sahte pasaport taşımak suçundan tutuklandım. Fakat Luvinson otelde kaldı. Sonraki gün ben serbest bırakıldım. Fakat Luvinson tutuklanıp, Tahran"a götürüldü.

Silvermen 2002 yılında yazdığı makalede, Bilfild"in tutuklanıp, yargılanmasının Amerika yargı sisteminin bir başarısı olacağını kaydedip, istihbari açıdan şunları belirtmişti:İranlılara ulaşmak için Bilfild zamanı gelince faydalı bir rol üstlenebilecektir. Terinto"nun ifadelerine göre, Amerika defalarca Bilfild"i casus olarak kullanmaya çalıştı. Fakat İslam uğruna adam öldüren yeni adıyla Selahaddin, bu gerçeği unutamaz. Amerika 11 Eylül sonrası "Bilfild –Selahaddin" e ulaşmak istedi. Selahaddin o dönemde "Kandahar"a yolculuk" filminde rol almıştı. Bu yüzden ben Amerikalılara dedim ki; eğer onu bulmak isterseniz, sinema bileti almanız yeter.

Washingtonlu dedektif Carel Shaftler Nisan 1995 yılında Jo Terinto ile görüşüp, onun Bilfild-Selahaddinle buluşma şartlarını sağlamasını istedi. Shaftler"in amacı, teröristlerle irtibat kurmaktı. Terinto, 1995 yılı yaz mevsiminin başlarında Bilfild"le Moskova"da buluşma zamanı ve mekanını belirledi. Fakat FBI tarafından bir yem olarak kullanıldığını, FBI"ın bu vesileyle Moskova"da Bilfild"i tutuklamak istediğini anlattı.

Terinto ile ABC şebekesi elemanlarından bir grupla birlikte Dubai"den Kiş"e uçmaya çalıştılar. Fakat Kiş-Air hava yolları şirketi, onlara uçuş izni vermedi. O daha sonra ABC elemanlarının CIA"nın direktifiyle Bilfild"le müsahabe yapmakla görevlendirildiklerini anladı. Terinto"nun inancına göre, Amerika"nın Bilfild"e yakın ilgi duymalarının sebebi, Clinton"un Bosna ziyareti sırasında, İslami bir grubun saldırısına uğrayacakları konusunda bir uyarıda bulunmasıydı.

Terinto 2005 yılının son baharında, İstanbul hayat otelinde Bilfild-Selahaddinle gizlice görüştü ve daha sonra ABC şebekesi elemanlarını, Bilfild"le tanıştırdı. Yapılan TV. Söyleşisi ise, Amerika kamuoyunun büyük ilgisini çekti. Geçen Ekim ayında Terinto ile eşi Suzan uluslar arası hava yolları güvenliği hakkında bir kitap yayınlayıp, Amerika"ya uçan kara listeyi incelediler. Fakat bu listede Bilfild"in adına rastlanmadı. Terinto diyor ki; bunun anlamı şudur: Amerika gizli servisleri Bilfild"in henüz uçabileceğine inanıyorlar. Bu önemli bir meseledir. Şayet Amerika gizli servisleri henüz Bilfild"in izini sürüyorlar. Bazı iddialara göre FBI memuru dedektif Luvinson, sigara kaçakçılığı ve benzer konularda Bilfild"le görüşmüş bulunuyor. "Selahaddin –Bilfild" Livinson"un buluşmak istediği belirlenen İranlıyla görüşmesine arabulucu olacağını kabul etmiştir. Fakat Bilfild muhafazakar cumhurbaşkanıyla ilişkileri iyi olmadığı ve yabancı sayıldığı için, bu işleri yürütmek için uygun biri sayılamaz. Selahaddin, Luvinson"un yetki ve nüfuzunu kullanarak geçen sene İran cumhurbaşkanının Amerika ziyareti sırasında parmak izlerinin alınmasını engellemiş ve şimdi bu muhabbetine karşılık verilmesini bekliyor. Selaheddin Luvinson ailesine gönderdiği sesli mesajda, Luvinson"un sağlığının yerinde olduğunu, fakat tutulu olduğunu söyledi.



Alman din adamı: Müslümanların vahdetini korumak, Avrupa şia ulema birliğinin önemli amacıdır



Almanya"nın şia din adamı Hüccetülislam Ali Baver Avrupalı şia ulema ve tebliğcilerin ikinci oturumunda yaptığı açıklamada en önemli amaçlarının Müslümanların vahdetini korumak olduğunu belirtti.

Oturumda Avrupa"da yaşayan Müslümanların durumunu değerlendirdiklerini kaydeden Baver İslam dininin akıl ve mantık üzerine kurulu olduğu ve dünyada barış ve güvenlik istediğini tanıtmanın diğer amaçları olduğunu vurguladı. Baver, İslam"ın Avrupa toplumu ile uyum sağlayabileceğini ispat etmeleri ve İslam dinini Avrupa halkına daha güçlü bir şekilde tanıtmaları gerektiğini belirtti.

Şia alim Baver ayrıca İslam adına mal edilen bazı şiddet uygulamalarının da bu semavi dinle hiç bir ilgisinin bulunmadığını ispatlamaları gerektiğini sözlerine ekledi.

Avrupalı şia ulema birliği ikinci zirvesi Cumartesi günü Hamburg kentinde çalışmalarına başlarken oturuma çeşitli Avrupa ülkelerinden 90 şia alimin katıldığı belirtiliyor.

Oturumun açılışında konuşan Hamburg İslami merkezi başkanı Hüseyni birliğin kuruluş amacının İslami mezhepler arasında takribi sağlamak olduğunu belirtti.



Şeyh Karadavi: sapık gençler şeriata bakış açılarını gözden geçirsin



Dünya Müslüman alimler birliği başkanı şeyh Karadavi başkalarını boş yere eleştiren sapık gençleri inzivadan kurtulmaya, şeriati gözden geçirmeye ve başkalarının inanç ve düşüncelerini irdelemeye davet etti.

Karadavi maalesef bu gençlerin işledikleri terör eylemlerini İslam adına yaptıklarına inandığını ve bu amellerini cihada benzettiklerini, oysa tüm bu amellerin masum kurbanlarından başka hiç bir getirisi olmadığını belirtti.

Karadavi bu amellerle sapık gençlerin Müslümanlara ve barışsever insanlara savaş ilan etmekten başka bir şey yapmadığını, Cezayir ve Fas"ta düzenlenen terör eylemlerinin de İslam ve cihad anlayışı ile hiç bir ilgisinin olmadığını vurguladı.