Fehmi Koru: AK Parti MYK'sında Hiç Ekonomist Yok Mu?

Fehmi Koru: AK Parti MYK'sında Hiç Ekonomist Yok Mu?

İyi haber alan kaynaklara göre, AK Parti yönetimi, kendi arasında bir değerlendirme yapmış ve anayasa değişikliği halkoylamasına OHAL devam ederken de gidilebileceği kanaatine varmış…

İyi haber alan kaynaklara göre, AK Parti yönetimi, kendi arasında bir değerlendirme yapmış ve anayasa değişikliği halkoylamasına OHAL devam ederken de gidilebileceği kanaatine varmış…

Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK) alınmış bu kadar.

Aceleleri olmalı ki, daha önce Başbakan Binali Yıldırım tarafından ‘yaz başı’ olarak ilân edilmiş halkoylamasının muhtemel tarihini de, aynı kaynak, 26 Mart veya 2 Nisan 2017 olarak bildirmiş…

“Fransa da cumhurbaşkanlığı seçimini OHAL’de yapmayacak mı?” diye de sormuş.

Öyle mi yapacak Fransa?

İki ülke benzer de benzemez de

Fransa ile Türkiye, Avrupa Birliği (AB) perspektifi içerisinde iki ülke; Fransa üyesi AB’nin, Türkiye de AB ile üyelik müzakereleri yürütüyor. Dolayısıyla ikisinde de uygulamaların birbirine yakın olması gerekiyor.

Oysa, daha dün açıklandı, Türkiye’de OHAL ilânına sebep olan ‘darbe girişimi’ ile ilgili olarak cezaevlerinde bulunanların sayısı 41 bin kişi…

Fransa OHAL’i Paris’te meydana gelen terörist saldırısından sonra ilân etmiş, Nice’deki terör eylemi sonrasında da uzatmaya karar vermişti.

AB üyesi Fransa’da uygulanmakta olan OHAL hem ülke içerisinde hem de dışında, insan hakları savunucuları tarafından en sert ifadelerle eleştiriliyor. Bir uluslararası kuruluş adına yayımlanan konuyla ilgili raporda dillendirilen OHAL yüzünden Fransız hükümetine yöneltilen eleştiriler, yenilir yutulur cinsten değil.OHAL, Fransa’da, güvenlik güçlerine, evlere baskın düzenleme, ev hapsi, gösterileri yasaklama, gerektiğinde camileri kapatma hakkı veriyor. Bunun için mahkemeden karar veya onay alınması gerekmiyor. OHAL uygulamalarına maruz kalanların yapabilecekleri fazla bir şey de yok…

Bu sebeple eleştiri alıyor ‘sosyalist’ cumhurbaşkanı Françoise Hollande ve muhtemeldir ki, yeniden seçilmek istemediğini ilanının ardındaki sebeplerden biri de sürekli eleştiri aldığı ve kendisine bile kabul ettiremediği ‘OHAL’ uygulamalarıdır.

Fransa’da OHAL uygulaması başlayalı bir yılı geçti.

Peki bu bir yıl içerisinde kaç kişi OHAL yüzünden rencide edildi?

Raporda konuya ilişkin satırlar göz açıcı: 3600 eve baskın düzenlenmiş polis tarafından; ancak bunların çoğu OHAL sayesinde kazanılmış olağanüstü yetkileri polisin terör-dışı operasyonlarda –en çok da narkotik baskınlarda– kullanmasıyla ilgiliymiş…

Terörle ilgili sadece 6 (yazıyla: ALTI) soruşturma yapılmış, onlardan da yalnızca BİRİ hakkında dava açılmış…

Bir ayrıntı daha: 404 kişi OHAL yüzünden ev hapsine maruz bırakılmış, ama onlardan da 24’ü Paris’te yapılan İklim Konferansı öncesinde ihtiyaten gözaltına alınan militan çevrecilermiş…

Çok eleştirilen Fransa’daki OHAL uygulamaları tablosu bu…

Fransa’daki uygulamalara insan hakları savunucuları eleştiri yöneltiyor, ama olağanüstü uygulamalar çok geniş bir kitleyi içine almadığı için ve bir de terör olaylarını önlemede etkili olduğu varsayıldığından toplumdan fazla tepki çekmiyor.

Evleri basılanların genellikle Müslüman olmaları da tepkisizlikle irtibatlı olabilir.

Avrupa’dan ayağımızı kesiyorlar

Mukayese kabul etmeyecek iki farklı tablo var karşımızda: Çoğu terörle ilgili olmayan 3600 ev baskını yapılmış Fransa’da OHAL kullanılarak, bizde ise 41 bini tutuklu olmak üzere 100 binin üzerinde işinden olmuş insan var…

Halkoylamasına gidildiğinde, Türkiye’deki aile bağları sebebiyle, en azından 1 milyon insanın bizdeki uygulamadan moral açıdan OHAL uygulamalarından etkilenmiş olabileceğini düşünürsek, bunun sandığa yansımasından AK Parti’nin endişe etmesi beklenirdi.

Eğer bu insanların hepsinin AK Parti’ye oy vermeyen bir kitle olduğu düşünülüyorsa.. bunun yanlış bir düşünce olduğunu söyleyebilirim.

Türkiye’nin OHAL uygulaması ülkemize dönük yaptırımlara dönüşmeye başladı.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun Avrupa Yargı Konseyleri Ağı’ndaki (ENCY) ‘gözlemci üye’ statüsü geçen hafta askıya alındı. Avrupa Konseyi’nin Venedik Komisyonu da, Avrupa Parlamentosu’nun üyelik müzakerelerinin askıya alınması tavsiyesi istikametinde bir irade belirtti; yine geçen hafta.

AB ile ilişkilerimizin en kötü olduğu dönemlerde bile görülmeyen bir tartışmanın odağı Avrupa’da Türkiye şu sıralarda; AB ülkeleri dışişleri bakanları toplantısı, Avusturya’nın “Türkiye ile ilişkileri sona erdirelim” tavrı yüzünden, karar alamadan dağıldı.

ENCY.. Venedik Komisyonu.. Avrupa Parlamentosu.. AB dışişleri bakanları toplantısı.. Buralardan tepkilerine yakından bakıldığında, hepsinin, Türkiye’deki yargının durumuyla ilgili olduğu görülebiliyor.

Yargı bağımsız görülmüyor…

Amerikan Newsweek dergisinin son sayısında, yeni seçilen ABD başkanı Donald Trump’ın değişik ülkelerle iş ilişkilerinin ülkesinin çıkarlarını zedeleyebileceğini irdeleyen geniş bir değerlendirme yer alıyor; yazıyı okuduğunuzda, Türkiye ile ilgili bölümün ‘yargı yürütmenin emrinde’ varsayımıyla kaleme alındığını fark ediyorsunuz.

O varsayımın hareket noktası, son birkaç ayın uygulamaları… OHAL…

MYK’da ekonomist yok mu Allah aşkına?

Üzerinde pek durulmayan bir yönü daha var bu konunun: Ekonomiyi olumsuz etkileme boyutu…

TL’nin Dolar karşısında beklenmedik bir değer kaybına uğramasının elbette birden fazla sebebi var. Önceki gün Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) aldığı faizleri artıran ve daha da artıracağını belli eden karar da önemli.

Ancak bizde artış FED’den önce beklenmedik bir noktaya fırladı.

Ekonomistler yeni yabancı yatırımcının isteksizliğine paralel olarak, Türk ekonomisini yatırıma uygun bulduğu için gelmiş olan yabancıların çıkma isteğini de gerekçe olarak gösteriyorlar.

Çoğu yatırımını veya Borsaİstanbul’daki şirketlere ait hisselerini elden çıkarıyor, eline geçen TL’yi Dolara çevirdiği için Dolara artan talep sebebiyle TL’nin değeri düşüyor…

Söyledikleri bu.

Neden kaçıyor yabancı yatırımcı?

Yine aynı ekonomistler “OHAL uygulamaları yüzünden” cevabını veriyor.

Merak ettiğim şu: “Halkoylamasına OHAL devam ederken de gidilebilir” görüşüne varırken, AK Parti MYK’sında yer alan isimler arasında hiç ekonomist yok muydu?

Halkoylaması güvenoylamasına dönerse ne olacak?

Belki de ben hesabı yanlış yapıyorumdur.