Filistinlileri ağlatan kadın...
Hizbullah ile İsrail arasında gerçekleşen esir değişiminde çok duygulu anlar yaşandı. Filistinliler, Delal el-Mağribinin adını duyunca gözyaşlarına hakim olamadılar.
Geçtiğimiz günlerde Hizbullah ile İsrail arasında yapılan esir değişiminde çok duygulu anlar yaşandı. Lübnan direnişçilerine teslim edilen tabutlardan birinin üzerinde tanıdık birinin ismi vardı. Gerçekten adı anıldığında Filistinliler için birçok hatıraların canlanmasına yol açıyordu bu isim. Esir değişimi esnasında isim listesinde Delal'in sadece isminin okunmasıyla Filistinliler gözyaşlarını tutamadı.
Esir değişiminde İsrail 5 Lübnanlıyı serbest bırakırken Hizbullah da iki yıl önce esir aldığı 2 İsrail askerini salıverdi. Esir İsrailli askerlerin sağlık durumlarıyla ilgili bir bilgi edinilemezken İsrail, bu iki askerini kurtarma bahanesiyle iki yıl önce Lübnan'a saldırmıştı. Rıdvan operasyonu olarak anılan esir değişimi kapsamında iki yüzden fazla direnişçi şehidin cesetleri Lübnan Hizbullah'ına teslim edildi. Lübnanlı direnişçi gerillaların omuzlarına aldıkları tabutların arasında çoğu Filistinli için hatırası büyük olan birkaç isim de vardı. Delal el-Mağribi işte bunlardan biri"
Delal ve arkadaşları tarafından rehin alınan otobüs
Delal el-Mağribi'nin cesedi yanında yüzbaşı Ehud Barak
KİMDİ DELAL el-MAĞRİBİ?
19 Kasım 1977 tarihinde Mısır Devlet başkanı Enver Sedat'ın İşgal edilmiş Filistin'e yapmış olduğu beklenmedik ziyaret Filistin tarihinde yeni bir sayfanın açılmasına sebep olmuştu. Daha birkaç gün öncesine kadar sınırları Siyonist rejimle yapılan savaşta ön cephe olarak anılıyordu bu ülkenin. Evet, Enver Sedat Mısır havayollarına ait bir uçaktan inerken uçağın merdivenlerinin hemen önünde İsrail Cumhurbaşkanı ve Başbakanı sırıtarak kollarını açmış onun uçaktan inmesini bekliyorlardı. O günlerde televizyonlarının başında şaşkın ve hayretler içinde bu karşılama törenini izleyen dünya Müslümanlarının yanında Filistinliler de yaşlı gözlerle kendilerini bekleyen günleri merakla gözlüyorlardı. O zamanlar Siyonistlere karşı direnişin bayrağını sadece FKÖ lideri Yaser Arafat yüklenmişti. Arafat Sedat'ın bu ziyaretinin Filistin direnişi için kara günleri geride taşıdığını biliyordu. Mısır'ın Siyonistlerle yapılan savaşta cepheden çekilmiş olması fiilen Filistin'in yalnızlaşması anlamına geliyordu. Çünkü artık diğer Arap ülkeleri Mısır olmadan Siyonist ordusuna karşı savaşamayacaklarını düşünüyorlardı. İşte böylesi bir atmosfer Siyonist rejim için Filistinliler ve özellikle de FKÖ üzerindeki hesaplarını diğer Arap ülkelerinin hiçbir tehdidiyle karşılaşmadan yerine getirme fırsatı sunuyordu.
Tarih 11 mart 1978 gece geç vakitte küçük bir yük gemisinden iki bot işgal edilmiş Filistin sahilinde Akdeniz'in sularına bırakılmıştı. Bottaki yolcuların tamamı Siyonist ordusunun askeri üniformasını giyinmişti. Filistin fedailerinden bir gruptu bunlar, hedefleri ise Siyonist rejimin başkentiydi. Amaçları Telaviv'de Siyonist rejim aleyhine büyük bir eylem yapmaktı.
Fetih hareketinin liderleri, bu eylem karşısında Telaviv'in Mısır ve İsrail arasında gerçekleşen barış müzakerelerini durdurmasa bile yavaşlatacağını düşünüyorlardı. Bu hedefe ulaşılamasa bile bu eylemin Siyonist rejim makamlarına ve Arap ülkelerinin liderlerine iyi bir uyarı olabileceği tasarlanıyordu. Hulasa Filistinli fedailer bu eylemleri ile bir defa daha varlıklarını savaşın tüm taraflarına göstermek istemişlerdi.
Fetih hareketinin iki numaralı ismi Ebu Cihad senenin başlarında eylemin hazırlık planlarını yapmıştı. Eylem için hareketin en tecrübeli ve yetenekli on üç kişisi bir daha dönüş olmayacak bu eylem için seçildiler. Bu eylem timinin komutanı Delal Said el-Mağribi adında genç bir kızdı.
Delal 1958 yılında İşgal altındaki Filistin'de doğmuştu. İbraniceyi de Arapça gibi güzel konuşabiliyordu. Delal'in komutanlığını yaptığı 13 kişilik tim Deyr Yasin Timi adını taşıyordu. Bu adlandırma Yahudi devletine karşı açık bir mesaj taşıyordu. Çünkü o sıralar Siyonist rejiminin Başbakanlığını Menahem Begin yürütüyordu. 30 yıl önce Begin'in kontrolu altındaki bir terörist grup Deyr Yasin adındaki bir köye saldırmış ve yüzlerce kadın ve çocuğu katletmişti. Eylem aynı zaman da 1973 yılında Beyrut'ta Siyonist komandolar tarafından şehit edilen Kemal Udvan'a ithaf ediliyordu.
Filistinli fedailerin içinde bulunduğu Delal el-Mağribi komutasındaki botlar Telaviv sahillerine elli kilometre mesafede suya bırakıldılar. Kayıklardan biri bu yolculuk sırasında alabora oldu ve battı, iki fedai de teçhizatlarının ağırlığından dolayı boğuldular. Kalan on bir fedai bir buçuk saat sonra Hayfa otobanına yakın bir yere ulaştılar. Otobana doğru ilerlerken kendilerini fark eden bir Siyonisti öldürdüler.
Otoban'a ulaştıklarında Delal el-Mağribi fedailere iki otobüsü durdurmaları emrini verdi. Fedailer iki otobüsü durdurup otobüslerden birinin yolcularını diğer otobüse bindirdiler. Otobüste on bir fedai hariç yüz elli kadar yolcu vardı. Filistinli on bir fedai rehin aldıkları otobüsü Telaviv'e doğru yönelttiler. Delal'e imkân dâhilinde Güney Tel Aviv banliyösüne ulaşıp orada müşterileri kalabalık bir oteli basması ve müşterilerinin rehin alınması emri verilmişti. Bu rehin alma karşılığında birkaç Filistinli esirin değiştirilmesi düşünülüyordu.
Hem Delal hem de Ebu Cihad böyle bir esir değişiminin gerçekleşmeyeceğini biliyorlardı çünkü Menahem Begin ve İsrail Savaş Bakanı Moşe Dayan'ın daha önce benzer durumlarda Siyonist esirleri kurtarma yoluna hiç gitmedikleri görülmüştü. Ama Delal eylem planını sonuna kadar sürdürmüştü.
Delal otobüs dolusu rehinelerle kendisi ve timi için tayin edilen hedefe doğru ilerliyordu. Fakat Siyonist ordusunun özel bir birliği maiyetlerindeki tanklar ve zırhlı araçlarla Telaviv'in Kuzeyinde Celilat bölgesinde otobanı kapatmıştı. Rehineleri ve fedaileri taşıyan otobüsün yaklaşması ile Siyonistler otobüsteki fedailerle hiçbir ön pazarlık ve görüşme yoluna gitmeyerek Otobüsün tekerleklerini kurşun yağmuruna tuttular. Otobüsün durmasıyla birlikte fedailerle Siyonistler arasında çatışma çıktı. On beş dakikadan daha az bir süre içinde otobüs üzerine yağan kurşunlar itibariyle adeta bir ateş topuna dönmüştü. Filistinli fedailerle Siyonistler arasında, o sıralar bu birliğin başında Yüzbaşı Ehud Barak bulunuyordu, süren bir saatlik çatışmanın sonunda Delal el-Mağribi başına isabet eden bir kurşunla şehit edilmişti. Diğer fedailerden sekizi de onun yanında şehit olurken sadece iki fedai esir düşmüştü. Yaylım ateşinin dinmesi ile birlikte Siyonistler yaralıları toplamaya başladılar. Olayın sonunda ortaya çıkan rakamlar korkunçtu. 37 ölü 88 yaralı.
Evet, Kemal Udvan operasyonu Telaviv sakinlerini öylesine dehşete düşürdü ki hatta bugün bile Siyonistler bunu Siyonist Rejim tarihinde gerçekleşen en feci bir olay olarak görüyorlar.
Bu operasyonda şehit düşen Delal el- Mağribi ve diğer fedailerin cesetleri İdad mezarlığında toprağa verilmişlerdi. 30 yıl sonra 16 Temmuz günü İsrail ve Lübnan Hizbullah'ı arasında gerçekleştirilen esir değişimi ile defnedildikleri mezarlarından çıkarılarak Hizbullah'a teslim edildiler.
TİMETURK