Gazeteciler ABD'nin Suriye Politikasını Sorguladı
Beyaz Saray’da gazeteciler Bodrum'da Suriyeli çocuğun cansız bedeninin kıyıya vurmasını hatırlatarak, Obama yönetimini az sayıda Suriyeli sığınmacı kabul etmesi ve Suriye politikası hakkında sorguladı.
Bodrum'da kaçakları taşıyan botun batması sonucu cansız bedeni kıyıya vuran 2 yaşındaki Aylan ile 3 yaşındaki Galip’in dünyayı sarsan fotoğrafları Beyaz Saray’ın da gündemine oturdu. Beyaz Saray'da gazeteciler Washington yönetiminin Suriye politikasını ve neden az sayıda sığınmacı kabul ettiğini sorguladı.
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest’a günlük basın toplantısında, fotoğraflar ve yaşanan göçmen krizi hatırlatılarak, ABD’nin neden daha fazla Suriyeli sığınmacıyı kabul etmediği, ABD Başkanı Barack Obama’nın bu olaylara bakarak ABD’nin Suriye’de daha fazlasını yapması gerektiğini düşünüp düşünmediği hakkında ısrarlı sorular yöneltildi.
Sorulara karşılık, Ortadoğu’da özellikle Suriye’de, Kuzey Afrika'da Libya gibi ülkelerde “korkunç insani krizlerin” yaşandığını belirten Earnest, bu ülkelerdeki istikrarsızlıkların çok fazla kan dökülmesine yol açtığını ve milyonlarca kişinin evlerinden göç ederek çaresiz durumlara düşmesine neden olduğunu söyledi.
“Politikalara dair bazı detayları konuşurken sığınmacılara insani açıdan bakmayı gözden kaçırmamak gerektiğine” işaret eden Earnest, ABD olarak AB’nin 14 Eylül’deki toplantı çağrısından memnuniyet duyduklarını bildirdi.
"AVRUPA’NIN BU SORUNU ELE ALABİLECEK KAPASİTESİ VAR"
Josh Earnest, “ABD’nin rolü bağlamında ise Suriye’deki krize 2011 yılından bu yana 4 milyar dolar insani yardım aktardık. Bu önemli bir taahhüt ve tüm diğer ülkelerin yaptığından daha fazla katkı” dedi. ABD’nin BM yoluyla da katkılar sağladığını ifade eden Earnest, ayrıca sorunla ilgili olarak AB'deki ortaklarına teknik uzmanlık desteği verebileceklerini dile getirdi.
Meksika’dan göçmen akışını hatırlatarak ABD’nin bu konuda kendi deneyimleri olduğuna işaret eden Earnest, “ABD, şu anda AB’nin yaşadığı önemli göçmen sorununun ele alınmasına dönük uluslararası çabaları kesinlikle destekliyor” diye konuştu.
Bu sözlerinin ardından “Ama ABD’ye daha fazla sığınmacı getirmeyi düşünmüyorsunuz” yorumu üzerine Earnest, şu aşamada bu konuya yönelik herhangi bir duyurularının olmadığını bildirdi.
Earnest, “ABD neden daha fazla sığınmacıyı kabul etmeye açık değil” şeklindeki soruya da "Çünkü Avrupa’nın bu sorunu ele alabilecek kapasitesi var ve ABD de Avrupalı ortaklarının yanında duruyor. ABD’nin Avrupa’daki dost ve müttefiklerine sunabileceği çok çeşitli yardımlar bulunuyor ve bunları yapmaya hazırız” yanıtını verdi.
"OBAMA DA CLİNTON GİBİ PİŞMANLIK BİLDİRECEK Mİ?"
Obama’nın kıyıya vuran cansız bedenlerin fotoğraflarını görüp görmediğine yönelik soru üzerine Earnest, kendisiyle bu konuyu görüşmediğini ama gördüğünden emin olduğunu kaydetti.
Earnest’a ayrıca, “(Eski ABD Başkanı) Bill Clinton, görevinden ayrıldıktan sonra Ruanda’nın en büyük pişmanlığı olduğunu söylemişti. Başkan Obama da gözlerimizin önünde cereyan eden hayatımızın en büyük sığınmacı krizinin yaşandığı, yüz binlerce insanın öldürüldüğü Suriye’de olanlara bakınca şöyle bir geri çekilip ‘ABD daha fazla ne yapabilirdi, ne yapmakta başarısız kaldım’ diyor mu” sorusu yöneltildi.
Buna karşılık, Suriye’de yaşananların “gerçek bir trajedi” olduğu yanıtını veren Earnest, ABD’nin göçmen akınıyla uğraşan ülkelere önemli ve etkili desteklerde bulunduğunu, insani yardımda en büyük bağışçı ülke olduğunu söyledi.
Earnest, bu duruma Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in liderlik edememesinin yol açtığını vurguladı ve “Esed’in askeri gücünü kullanarak kendi ülkesinin masum halkına saldırılarda bulunma istekliliği alçakça ve bu bizim kınadığımız bir durum. Soruna bir çözüm bulmak için aktif biçimde çalışıyoruz” ifadesini kullandı.
"ABD GÖZÜNÜ KAPATMIYOR"
Suriye'ye ABD yönetiminin daha kuvvetli karşılık vermesi gerektiğine yönelik eleştirilere de karşı çıkan Earnest, belki bunun Esed’in gidişini hızlandırabileceğini ama ABD’yi daha ciddi risklere atabileceğini kaydetti.
Earnest, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Obama, çok zor bir politika kararı aldı ama odak noktası ABD’nin ulusal güvenlik çıkarlarına en iyi şekilde hizmet etmek oldu. Başkan olarak bu onun görevi. Ancak geniş çaplı ve önemli bir insani durumu önlemek veya azaltmak da ülkemizin çıkarına. Bu nedenle ciddi miktarda insani destek sunuyoruz, Suriye’ye diplomatik çözüm getirmek için çok zor ihtimallere yönelik mücadele veriyoruz. Bu noktada pek ilerleme sağlanamadığını kabul ediyoruz ama bu ABD’nin bu korkunç ve trajik duruma gözünü kapadığı anlamına kesinlikle gelmiyor.”
Beyaz Saray Sözcüsü, "Yani ortaya çıkanlara rağmen Başkan Obama Suriye konusunda verdiği kararların doğru olduğundan emin mi” sorusu üzerine, bu konuyla ilgili kararları tarihçilerin değerlendireceğini söyledi.
ABD yönetimi, daha önce 2015 mali yılında bin ila 2 bin arasında, 2016 mali yılında ise bu rakamın biraz üzerinde Suriyeliye daimi oturma izni verileceğini açıklamıştı.
"ŞOK OLDUK"
Aylan ile Galip’in dünyayı sarsan fotoğrafları, Beyaz Saray'ın yanı sıra ABD Dışişleri Bakanlığı'ndaki günlük basın toplantısının da en önemli gündem maddesi oldu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Avrupa’daki "çok üzücü ve yürek parçalayıcı fotoğraflardan şok olduklarını" söyledi.
Bu tür göçmenlik sorunlarında hayatların korunması ve kurtarılmasına odaklanılması gerektiğini belirten Toner, AB'nin konuyla ilgili toplantı kararı almasını memnuniyetle karşıladıklarını bildirdi.
ABD'YE ALDIĞI MÜLTECİLERİ DETAYLI BİÇİMDE ARAŞTIRIYOR
Toner, bir soru üzerine, bu mali yılın sonuna kadar kabul ettikleri Suriyeli mülteci sayısının bin 800'e çıkmasını beklediklerini dile getirdi.
Başka bir soru üzerine, Suriye'deki krizin başlamasından bu yana 17 bin başvurudan sadece bin 500'ünü kabul ettiklerini ve bu yılın sonuna kadar buna 300 kişi daha eklemeyi planladıklarını anlatan Toner, bu durumun, kişilerin ciddi arka plan taramalarının yapılması sürecinden kaynaklandığını anlattı.
Toner, "ABD'nin bu kadar az sayıda mülteci kabul ederken, nasıl bu insanlara yardım etmek için herşeyi yaptığını iddia edebilir?" sorusu üzerine, bölgede birçok terörist grup bulunduğundan, ABD’ye gelen insanlara yönelik önemli taramalar yapmaları gerektiğini ifade etti.
Toner, "(ABD, nasıl buna yeterli derecede cevap verdiğini söyleyebilir) dediniz. Şunu söyleyebilirim ki insani krize karşı diğer donörlerden daha fazla, 4.1 milyar dolarlık destek gönderdik" diye konuştu.
"UZUN VADELİ ÇARE SİYASİ ÇÖZÜM"
Avrupa’daki mülteci krizinin acil bir konu olduğunu ama Suriye’deki çatışmalara uzun vadeli çarenin çözümün siyasi çözümden geçtiğini belirten Toner, "Bu nedenle kredibilitesi olan bir barış sürecine ihtiyacımız var. (Suriye Devlet Başkanı Beşşar) Esed’in iktidardan ayrılması gerekli. İstikrarlı ve güvenli bir Suriye yaratan Cenevre bildirisine bağlı bir barış süreci lazım. DAEŞ’i yok etmemiz ve onu artık resimden çıkarmamız gerekli. Mültecilerin evlerine dönebileceği bir ortam yaratılmalı" diye konuştu.