Gazze"de Mağduriyet Devam Ediyor
Prof. Dr. Harun Cansız, Yeryüzü Doktorları ile Şubat ayında Gazzeye gidenlerden Notlarını aktarıyor...
Gazze'den 1200 civarında ağır hasta Mısır'a gönderilmek istenir. Mısır 1200 kişiden sadece 300'üne izin verir. Gidecekler kura ile belirlenir. Kapıda ise 250 kişi hayal kırıklığı yaşar. Çünkü ne yazık ki sadece 50 hasta alınır! Durum Türkiye'ye intikal ettirilir. Sağlık Bakanlığı, TİKA, Beyaz Eller Derneği ve Yeryüzü Doktorları organizasyonu ile "Kardeş Coğrafyalarda Sağlık Baharı Projesi" hayata geçirilir. Birinci ekip Ocak'ta gider Gazze'ye.
Benim içinde bulunduğum ikinci ekipteki doktor arkadaşlarım Ethem Güneren, Mehmet Akif Kaygusuz, Metehan Eseoğlu, Kadir Ceylan, Ahmet Güneşi, Harun Cansız ve eczacı Ramazan Dilek ile Gazze yollarındayız bir kez daha. Amacımız savaşın -savaş denmez ya, vahşetin- geç dönem etkilerini düzeltmek, Gazze'de yapılamayacak ileri ve zor olguları orada ameliyat etmek, Gazzeli doktorlara eğitim desteği vermek. Orada tedavisi mümkün olmayan hastaları Türkiye'ye getirerek tedavi etmek, ayrıca sağlık konusunda altyapı desteği vermek, nitelikli uzman sağlık personeli yetiştirmek ve mevcutların niteliğini artırmak"
Gazze'de mağduriyet devam ediyor
25 Şubat'ta yola koyuluyoruz. Plastik cerrahi, ortopedi, beyin cerrahisi ve KBB dallarında değerli hocalarımızla dokuz kişiyiz. Kahire, Sina, El Ariş, Refah ve... Bir kez daha altı yanı kontrol altında olan yeryüzünün en büyük açık hapishanesi Gazze'ye varıyoruz Yeryüzü Doktorları'yla.
Rekor bir sürede Refah kapısından geçiyoruz. Bahar buraya da gelmiş galiba zannediyoruz! Bu durumun, izin alarak geldiğimiz için olduğunu öğreniyoruz. Refah kapısı anlayacağınız hâlâ muhkem! Kontrol altında. Mısır'da geçiş dönemi yavaş ve sancılı. Gazze'de mağduriyet devam ediyor. Temel ihtiyaçlar hâlâ Refah'dan geçmiyor. Gelinlik yüklü bir tır bile dört aydır izin bekliyor. Güneş parıldıyor, çiçekler yavaş yavaş açmaya başlıyor.
Küçük çocuklarımın ürkmeyeceği, korkmayacağı bir yüzüm olsun istiyorum
İlk günü hasta bakarak geçiriyoruz. 2008'de gördüğümüz, füzelerle, şarapnellerle, fosfor bombalarıyla vurulan, koparılan kol, bacak, baş ve gövde yaralarının üç yıl sonraki durumlarını görüyoruz. Bizden, kopan/eksilen parçalarını, uzuvlarını yerine koymamızı istiyorlar. Doktorduk. Türkiye'den gelmiştik. Ertesi günlerin ameliyat programlarını yapıyor, Türkiye'de yapılması gereken ameliyatları planlıyoruz. Tuhaf duygular yaşıyoruz.
İki gözünü ve yüzünün bir bölümünü yitirmiş genç bir Gazzeli'nin eşi, yüzünün ve gözlerinin yerinde olduğu yakışıklı fotoğrafını bize uzatıyor, "aynısını istemiyorum ama küçük çocuklarımın ürkmeyeceği, korkmayacağı bir yüz!" diyor. Çaresizlik ve acizlik içerisinde kahroluyor. Belki bir epitez (dıştan bir protez) olabilir diye düşünüyoruz.
İki gözünü, burnunun havayolu ve bir bölümünü yitirmiş bir genç bütün sevimliliğini takınarak "bana öyle bir burun ve yüz yapın ki bütün kızlar peşimden koşsun!" diyor, espri yapabiliyor. Buruk bir gülümsemeyle "senin peşinden koşmayacak kıza yazıklar olsun" diyorum, mutlu oluyor.
Çok genç ve güzel bir kız, kaybolan parçalarının yerlerini gösteriyor, "evlenebilmek...,!"
Hâlâ bekleyen hastalar var. Öğlen ve akşam yemeklerini henüz yiyemedik. Deniz sakin, dalga yok; ay parıldıyor, gökyüzü berrak. Gün boyu tepemizde duran Gazze'yi havadan her an gözetleyen zeplini göremiyoruz. 1000 m ötemizde İsrail'in Askalen'inin ışıkları parıldıyor. Filistin karanlığa gömülmüş. Gazze'den seyre dalıyoruz Filistin'i" Ve bir bomba sesi kulaklarımızı tırmalıyor. Sıradan" Kimse tınmıyor. Bir daha... Hep olurmuş!
1 Mart" Bugün yine yoğun bir gün. Gördüğüm en zor gırtlak ve nefes borusu darlığı vakasını ameliyat ediyorum. Yeryüzü Doktorları'mız Dr. Ethem, Dr. Akif, Dr. Kadir ve Dr. Metehan zor vakalara imza atıyorlar. Yüz aklarımız, avuntularımız. İsrail iki kez daha vuruyor Gazze kıyılarını... Çok şükür zayiat yok. Saat 21.00'de öğlen ve akşam yemeği yiyor, 23.30'da otele dönüyoruz.
50 ameliyatla bir misyonu daha tamamlamanın huzuruyla dönüyoruz
3 Mart" Cuma tatil. Biz ameliyata gidiyoruz. Hayırlısıyla bir Cuma namazı kılalım. Hayırlı Cumalar ey insanlar! Son ameliyatlarımızı yaparak Gazze'yi turlayacağız. Tanık olmak için.
Toplam 400 civarı muayene ve çoğu zor ve özellikli 50 ameliyatla bir misyonu daha tamamlamanın, Gazze için biraz olsun bir şeyler yapabilmenin huzuru, Gazze'yi terk etmenin burukluğuyla dönüş hazırlığına başlıyoruz.
Ey Gazze. Sana özgürlük, sana direniş sembolü takılar, onurun sembolü taçlar sunmaya geldim. Kurtuluşun en yüksek doruklarına takman için... Koluna protez, yüzüne epitez değil, gözüne göz...
Ve şimdi dönüş vakti! Sen ey barınaksız, korumasız hüzün gecelerine gark olan, her an gelecek vahşi bir saldırıyı bekleyen, büyük bir tevekkülle...
Ey yolu olmayan, limanı olmayan, çıkışı olmayan, kimsesiz, korumasız, mahzun, Gazze.. Hoşça kal! Kimsesizlerin Kimsesi'ne emanet. Hoşça kal!
"Yatık ul afiye" Allah kolaylık versin"
Prof.Dr. Harun Cansız, Gazze'de tuttuğu notları aktardı.
dunyabizim