Gül'ü Süikastla Tehtid Eden Kim?
Gül'e suikast tehdidi ima eden ve muhtıraya "oh" diyen çok ünlü kişinin kim olduğuyla ilgili Gazeteci Şamil Tayyar bugün yeni ipuçları verdi.
Şamil Tayyar/Star
Nah diyeni pişman ederim
Pazartesi günkü yazımda yer verdiğim özel bir sohbetteki ifadeler, Türkiye'nin nasıl zorlu bir süreçten geçtiğini ve hangi iklimde demokrasi mücadelesinin verildiğini göstermesi bakımından tarihi niteliktedir.
Tabi tüm okuyucular, ısrarla o ismin deşifre edilmesini istiyorlar. Samimi olmak gerekirse, ben de aynı heyecanı duyuyorum. Elimde 'delil' olabilecek önemli bilgiler mevcut. Ancak danıştığım hukukçular bu konuda farklı görüşlere sahip.
O nedenle dün doğrudan muhatabı aradım. Şöyle dedi: ' Ben resmi görüşlerimi yazılı olarak yaparım veya televizyonlarda konuşurum. Onlarla ilgili teyit edecek bir bilgi soruyorsanız cevap veririm. Ama bilgi sahibi olmadığım konularla ilgili bir konuşma varsa değerlendirme yapamam, onu, o belgeleri kimden aldıysanız ona sorun.'
Israrla 'malum' ifadeleri hatırlatmak istedim, okumama
Bu arada ifadelerde, üniversitelerdeki kadro talepleriyle ilgili olarak görüşüp 'Nah alırsınız' diye tepki gösterdiği isim olarak geçen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'le konuştum. Konuşmanın sahibini kendisine söyledim.
Çelik çok şaşırdı: '22 Temmuz seçimlerinden önce de başka zamanlarda da ihtiyaç duyulduğunda görüştüm, konuştum. Ama öyle iddia ettiği gibi 'Nah alırsınız' şeklinde asla bir ifadesi olmadı. Yanımda biri olsa da olmasa da bana böyle bir laf söylenmiş olsa altında kalmam, söylediğine pişman ederim adamı.'
Neden böyle konuşmuş olabilir?
Bakan devam etti: 'Onları çok iyi tanıyorum. Benim yanıma geldiklerinde o kadar ölçülü, saygılılar ki inanamazsınız. Maalesef yanımdan ayrıldıktan sonra yandaşlarına hava atmak için veya başka bir sebeple esip gürlüyorlar. Benim yanımda farklılar, dışarıda farklılar. Toplum bunları çok iyi tanıyor.'
Ben de aynı kanaatteyim. ' Gül'e suikast iması' başlıklı yazım yayınlandıktan sonra beni arayan veya mesaj gönderenlerin neredeyse tamamı, ifadelerin kime ait olduğu konusunda doğru tahminde bulundu.
İnançlarımızdan
bir milim sapmadık
Pazartesi yazımızda ismi geçenlerden biri de ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu'ydu. Genel başkan, yazılı bir açıklama gönderdi: 'İsmi açıklanmayan zatın sözleri bizim açımızdan iftira ve hakaret niteliğindedir. Hakarete konu olan sözlere ilişkin haklarımızı yargı yoluyla arayacağız.'
Mumcu'nun Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde izlediği politikaları daha önce eleştirmiştim. Ama kuşku yok ki, hiç kimsenin eleştiriyle hakareti birbirine karıştırmaması lazım. O nedenle, yazımıza konu olan şahsın, Mumcu'ya yönelik sözlerini tasvip etmemiz mümkün değildir.
Bir çok okur gibi Mumcu da şahsın ismini deşifre etmemizi istiyor. Bu konuda zamana ihtiyacımız olduğunu belirtmeliyim.
'Gerçek şudur' diyerek yazılı açıklamada tartışmalı döneme ilişkin görüşlerine de yer veren Mumcu, şunları söyledi: ' Cumhurbaşkanlığı seçimi konusundaki tutumumuz baştan sona doğrudur. Bizim tutumumuz başından beri, Cumhurbaşkanını halkın seçmesi yönünde olmuştur. Eğer kaynağınız Cumhurbaşkanını halkın seçmesini tutarsızlık olarak görüyorsa -görüyor olabilir- bu onun tutarsızlığıdır. Ama biz aksine inanıyoruz.'
Nedir o aksine inandıkları?
Mumcu devam ediyor: 'Bize göre tutarsızlık AKP'nin tutumundadır. Bir taraftan halkın seçmesi konusunda halka taahhütte bulunmuş iken diğer taraftan mevcut sistemi devam ettirici bir uygulama arayışına girmiş olmaları herkesin gözü önündedir. Anavatan Partisi, bütün süreç boyunca inançlarından bir milim bile sapmadan cumhurbaşkanını halkın seçmesi gereğini savunmuş ve bunda da başarılı olmuştur. Bütün bu hususlar kamuoyunun gözü önünde açıkça cereyan etmiştir.'
Mumcu'nun son sözü ise hakkında ağır ithamlarda bulunan şahsa: ' Sözü olan, sözünün altına adını açıkça yazacak onuru ve dirayeti de göstermelidir.'
Savunma hakkını kutsal gördüğüm için Mumcu'nun bu ifadelerine yer verdim. Benim de temennim aynı yönde. Umut ederim, kapalı kapılar ardında darbe goygoyculuğu yapanlar, bir gün ortaya çıkarlar.