Gül'ün Suud Övgüsü Garipsendi
İki ülke işadamlarını biraraya getirecek toplantılara katılmak ve resmi temaslarda bulunmak üzere dün Suudi Arabistan'a giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Şura Meclisi'ne hitap etti. Gülün Suudi Kralını Gazze nedeniyle öven ifadeleri ise çok garip durdu.
Şura Meclisi'nde konuşan ilk yabancı isim olan Abdullah Gül, burada açıklamalarda bulundu.
Türkiye ve Suudi Arabistan arasında, dün gerçekleşen görüşmelerde deniz taşımacılığı ile gençlik ve spor alanlarında işbirliğine ilişkin anlaşmalar imzalandı. Abdullah Gül konuşmasında yapılan anlaşmalara değinerek, "Dün akşam yaptığımız görüşmelerde gayet olumlu ve faydalı kararlar aldık. Hissiyatımızı paylaştık" dedi. Ortadoğu barışı için Kral Abdullah'ın önderliğinin altını çizen Gül, Suudi Arabistan'ın Gazze için yaptıklarının yol gösterici olduğunu söyledi. Gül'ün, Ortadoğu politikasında çoğunlukla ABD çizgisini benimsemesiyle maruf olan Suudi Arabistan'ın ve Kral'ın "önderliğine" vurgu yapması dikkat çekti!
"S. Arabistan'ın Yaptıkları Yol Göstericidir!"
Cumhurbaşkanı Gül, gittiği yerde yanlış bilgilendirilmiş olmalı ki sürekli Kral'ın ve S.Arabistan'ın Gazze ile ilgili gayretlerinin yol gösterici olduğuna yönelik açıklamalarda bulundu. Oysa Arabistan'ın Hamas'a karşı Abbas'ı desteklediği ve yardımlarını da bombalar altında yaşam savaşı veren Gazzelilere ve direnişe değil; Abbas yönetimine ulaştırdığı biliniyor. Kaldı ki Arabistan'ın -istisnai bazı durumlar olmakla birlikte- birçok durumda ABD'nin istediği politikayı güttüğü bir vakıa. Buna rağmen Gül'ün bu sözlerinin nereye oturduğu merak konusu:
"Bu çerçevede Suudi Arabistan'ın Türkiye'nin de desteklediği yaptığı maddi ve manevi katkılar yol gösterici olmuştur. Suudi Arabistan'ın Gazze için yaptıkları yol gösterici olmuştur. Sayın Kral'ın Filistin davası için verdiği gayreti de çok takdir ettik. Destekledik. Taraflar eğer orada verdikleri sözü tutmuş olsalardı, eminim ki Filistin davası çok daha fazla güçlü olacaktı ve son günlerde yaşadığımız o acılar gerçekleşmeyecekti. Ümit ediyorum ki bu gerçekleşir. İki tane ayrı Filistin devleti düşünebilir miyiz? Filistinliler arasındaki bölünme, Filistin'in bağımsızlığındaki en büyük dinamittir. O bakımdan birinci mesele, Filistinler, bütün Arap dünyası ve İslam dünyasının birleşmesi ve büyük meseleler karşısında hep beraber hareket edebilme şuurunu gösterebilmemizdir. Gazze'de yaşananları hep beraber izledik. Artık bugünkü dünya eski dünya değil. Olup bitenleri hep beraber izliyoruz canlı bir şekilde evimizde izliyoruz. İnanıyorum ki bu konuda önemli çalışmaları el birliğiyle yapacağız. Suudi Arabistan'ın bizim düşüncelerimizi desteklediklerini görmekten de son derece kıvanç duydum."
"Bizim Dinimiz Barış Dinidir!"
"İslam dinin yanlış anlaşılması, çarpıtılarak tanıtılması çok üzücüdür. Bazıları kötü niyetinden, bazıları cahilliğinden yapmaktadır. Bizim dinimiz barış dinidir. Terörle işimiz olmamıştır. Teröristler her dinden çıkabilir. İslam diniyle terörün beraber alınmasının yanlışlığını her yerde söylüyoruz. İslam düşmanlığı gizli gizli dünyaya yayılıyor. Bizim dinimiz barış dinidir, huzuru emretmektedir. Bizim hiçbir zaman terörle işimiz olmamıştır. Ama teröre hizmet edenler her dine mensup üyelerden oluşuyor."
Bu açıklamayla ilgili Gül'e şu soruyu sormaktan kendimizi alamadık: Madem sizin terörle işiniz olmaz; peki neden ABD ve İsrail ile bu kadar birlikteliğiniz, ortak amaç ve hedefleriniz, anlaşmalarınız var? Onların yaptığı devlet terörü değil mi?
HAKSÖZ