Güneşin İlk Doğduğu Yer-FOTO

Güneşin İlk Doğduğu Yer-FOTO

Aktarmalı olarak geldiğimiz Moskova’dan tam 9 saat süren ve Sibirya üzerinden geçerken gözümüze çarpan buzullarla büyülendiğimiz bir uçuşun ardından nihayet Kamçatka’dayız

Serkan Nergis

Güneşin ilk doğduğu yer

İHH İnsani Yardım Vakfı'nın bu yıl 19.'sunu gerçekleştirdiği Kurban organizasyonunda listeye yeni eklenen ülkelerden birinde, Kamçatka'da olacağız. Rusya'nın en doğusunda, Japonya ve Çin'in kuzeydoğusunda yer alan Kamçatka, aynı zamanda dünyanın da en doğusunda bulunuyor. Bir yarımada olan Kamçatka'ya haritadan bakınca bile yolculuğun ne kadar uzun süreceği belli oluyor. Ayrıca Sibirya'nın güneydoğusunda bulunması, Alaska'nın da komşusu olması nedeniyle bölgenin bir hayli soğuk olacağı konusunda kuşkumuz yok.

Aktarmalı olarak geldiğimiz Moskova'dan tam 9 saat süren ve Sibirya üzerinden geçerken gözümüze çarpan buzullarla büyülendiğimiz bir uçuşun ardından nihayet Kamçatka'dayız.

Böylesi bir soğukla hiç tanışmamıştık

Uçaktan indiğiniz anda keskin soğuğu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Kar yok ama inanılmaz soğuk bir hava var. İki hafta önce kısa süreli bir kar yağışı olmuş. Sonrasında bir daha yağış olmamış ama her yeri buz kaplamış. İstanbul'da neredeyse yazdan kalma bir günden çıkıp buzul soğuğuna girmeye bünyemizin alışması biraz zaman alacağa benziyor.

Yanardağlar şehri

Havaalanında bizi karşılayan kardeşlerimizle birlikte şehir merkezine doğru ilerliyoruz. Yelizova şehrinde bulunan havaalanından çıktığınızda sizi yan yana duran üç tane volkanik dağ selamlıyor. Üçü de aktif durumda. Bir tanesinin üzerinden çıkan dumanları görmek bile insanı ürkütüyor. Otelimize gidip biraz dinlendikten sonra kısa bir şehir turu yapıyoruz.

Kısaca Kamçatka

Kamçatka, yaklaşık 250 bin kişilik bir nüfusa sahip, Rusya'ya bağlı özerk bir bölge. İlk izlenimlerimiz, bölgenin biraz gelişmiş bir balıkçı kasabası olduğu yönünde. Bölge ekonomisinin temel dinamosunu balıkçılık oluşturuyor. Bir yarımada olma özelliğini taşıyan Kamçatka'nın hiçbir yere karayolu bağlantısı yok. Bölgeye ulaşım sadece hava ve deniz yolu ile sağlanıyor. Şehrin etrafını saran buzullar ve sıralı volkanik dağlar, bölgeye karayoluyla ulaşımı engelliyor.

Kamçatka'nın en büyük özelliği, Alaska ile arasından geçen izafi tarih çizgisi. Yani dünyada günler Kamçatka'dan başlıyor. Orada doğan güneş, o günün dünya üzerinde doğan ilk güneşi. Alaska ile komşu olmasına rağmen, Alaska Kamçatka'yı tam bir gün geriden takip ediyor.

Cami, bölge Müslümanlarının birincil ihtiyacı

Burada okunan sabah ezanı, aynı tarihte dünya üzerinde okunan ilk sabah ezanı oluyor. Bize rehberlik eden kardeşlerimizden bölgede yaklaşık 20 bin civarında Müslüman olduğunu öğreniyoruz. Bu Müslümanları Azeriler, Ahıska Türkleri, Özbekler, Tatarlar, Tacikler, Dağıstanlılar ve Çeçenler oluşturuyor. Ancak bölgedeki Müslümanların toplu bir şekilde ibadet edebilecekleri bir camileri yok. Devlet tarafından kendilerine tahsis edilen eski bir binanın giriş katını mescide çevirmişler. Burası ise en fazla 40 kişilik bir cemaati kaldırabilecek kadar küçük.

Devlet 1999 yılında Müslümanlara cami yapmaları için bir arazi tahsis etmiş ancak Müslümanlar temeli atmalarına rağmen çeşitli sebeplerden ötürü bir türlü bu camiyi tamamlamayı başaramamışlar. En sonunda devlet bu araziyi Müslümanların elinden alarak buraya devasa bir spor kompleksi yapmış. Müslümanlara da toplu ibadet etmeleri için şimdi kullandıkları bina girişini tahsis etmiş. 2006 yılında Müslümanlara cami yapmaları için yeniden bir arazi tahsis edilmiş. Bu arazi, şehir merkezinin en işlek caddesi üzerinde yer alıyor. Ancak bölge Müslümanları bu araziye de henüz cami inşa edememişler. Şu an onların en büyük korkusu, bu arazinin de ellerinden alınması ve kendilerine şehir merkezinden uzak bir bölgede yer gösterilmesi. Kamçatka'nın önde gelen Müslümanları, yeni cami inşasına en kısa sürede başlanılması konusunda hemfikir.

Jet lag mağduru olduk

Otelimize geri döndüğümüzde hayatımın belki de en uzun gecesine başlıyorum. Arada oluşan saat farkından dolayı gözüme bir türlü uyku girmiyor. Kamçatka'da saat gece 02.00 iken İstanbul'da akşam 17.00'ye tekabül ediyor. Bütün gece odamda bir sağa bir sola dolanıp duruyorum. Uykuya dalabileli henüz sadece iki saat olmuşken uyanmak zorunda kalıyorum. Fakat jet lag'ın etkileri bütün gün üzerimizden gitmiyor. Bu sefer de öğle vakti uykusuzluktan bitkin düşüyoruz ve akşama kadar bir şekilde dayandıktan sonra akşam otelimizde uyumaya çekiliyoruz. Ertesi gün arife.

Arife ve kar

Arife günü uyandığımızda bizi bir sürpriz bekliyordu. Otelimizin penceresinden dışarıya baktığımızda her tarafın karla kaplı olduğunu görüyoruz. Açıkçası bu, biz buradayken pek gerçekleşmesini istemediğimiz bir durumdu. Çünkü burada kar bir kez yağmaya başladığında ne zaman duracağı hiç belli olmuyor. Uçak seferleri bilinmeyen bir tarihe kadar uzatılıyor. Yani tam bir mahrumiyet yaşanıyor. Bunun yaşanmamasını ve planlandığı gibi bayramın üçüncü günü dönebilmeyi umut ediyorum.

Sıkıca giyinerek kendimi dışarı atıyorum. Kar yağışı yoğun olmamakla birlikte tipi şeklinde etkili oluyor. Açıkçası o esen rüzgâra karşı yürümek pek mümkün olmuyor. Şehirde bir tane ana cadde var. Burada adresler bu ana cadde baz alınarak veriliyor. Kardan dolayı sadece bu ana cadde işlek durumda. Ara caddelerin çok az bir kısmında kar temizleme çalışması yapılabiliyor. Karın altında güçlükle yürüyebiliyorum. Tipiden göz gözü görmüyor. Eğer rüzgârı arkanıza almadıysanız yürürken sadece bastığınız yeri, en fazla 50 metre ilerisini görebiliyorsunuz. Sabah yürüyüşüm sadece 20 dakika sürüyor ve hızlıca otele dönüyorum. Odamın penceresinden dışarıya baktığımda buraya neden "ateş ve buzun ülkesi" dendiğini şimdi daha iyi anlıyorum. Her an patlamaya hazır onlarca volkanı bünyesinde barındıran bir buz diyarı burası.

Kar dolayısıyla arife günü boyunca otelde mahsur kalacağa benziyoruz. Planımız kurbanlıkları gidip görmekti ancak bu pek mümkün gözükmüyor. Bu işlerin yürütülmesi için, bize bölgedeki kurban organizasyonumuzda yardımcı olan kardeşlerimizi arıyoruz. Kendilerinden, bizim için biraz fazla olan bu kar yağışının aslında burası için sıradan bir durum olduğunu öğreniyoruz. Bize, kurbanlıklar ve dağıtılacak erzak konusunda hiçbir sıkıntı olmadığını iletiyorlar. İçimiz rahat ediyor.

Bayrama önceden gireceğiz

Allah izin verirse yarın bütün İslam âlemi uykudayken biz buradaki Müslüman kardeşlerimizle birlikte omuz omuza, aynı safta bayram namazı kılacağız. Bizim bayram namazını eda ettiğimiz saatlerde Türkiyeli Müslümanlar henüz arife gününü yaşıyor olacaklar; saat yaklaşık 22.00 olacak. Çok heyecanlıyız. İHH ekibi olarak bu yıl bayram namazımızı bütün dünya Müslümanlarından önce kılacak olmanın tarifsiz duyguları içerisindeyiz.  

Kurban Bayramı'na saatler kalmışken, Türkiyeli hayırseverler tarafından burada kestirilecek olan kurbanlıkları görmeye gidiyoruz. Etlerin dağıtılacağı aileler belirlenmiş, ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılacak olan kumanyalar hazırlanmış ve yetim aileleri de tespit edilmiş durumda. Artık bayrama hazırız