Mehmet GÖKTAŞ
Hangimiz sevebiliriz nankör birini?
Yağmurlu bir havada otomobilinize alıp gideceği yere kadar götürdüğünüz, sonunda hiçbir şey demeden inerek kapıyı çarpıp giden birisini hangimiz sevebiliriz?
Mecbur olmadığınız halde otobüste yer verdiğiniz, her hangi bir bekleme kuyruğunda sıranızı verdiğiniz ama bunun karşılığında ufacık bir teşekkürü esirgeyen birini hangimiz sevebiliriz?
Yükünü kaldırmaya yardım ettiğiniz, çantasının/valizinin ucundan tuttuğunuz, karşıdan karşıya geçmesini sağladığınız ama sonunda ardına bile bakmadan giden bir kişiyi sevebilir misiniz?
Ufak miktar da olsa ödeme noktasında bozuk parası çıkışmayan ve sizin tamamladığınız, sonunda hiçbir şey demeden çekip giden bir kişiyi sevebilir misiniz?
Şehir içi yolculukta kartı yetersiz olduğu için kendi kartınızla ödemesini yaptığınız ama dönüp bir kerecik teşekkür etmeyen kişiyi sevebilir misiniz?
Hastanede veya her hangi bir devlet dairesinde vaktinizden birazcık ayırarak işlemlerine yardımcı olduğunuz, bunun karşılığında dönüp bir defacık tebessüm etmeden giden kişiyi sevebilir misiniz?
İyilik örneklerimizi biraz daha büyütelim:
Kapanan elektriğini, kesilen suyunu açtırdığınız ama neticesinde sizi bir defacık aramayan birisini sevebilir misiniz?
Bir yüksekokulu kazandığı halde parasızlıktan okuyamayacak durumda, sizin desteğinizle okuyan, ama daha sonra sizi hiç hatırlamayan bir genci sevebilir misiniz?
Diyeceksiniz ki, söylediklerinizin hiç birisi de olacak şey değil, toplumda böyle birilerinin bulunması düşünülemez, insanoğlu bu kadar nankör olamaz.
Evet, bir anlamda doğrudur, gördüğü bir iyilik karşısında teşekkür etmeyen bir insanın bulunması düşünülemez.
Bundan dolayı insanların öğrendikleri şeylerin başında teşekkür gelir, çocuklarımıza teşekkür etmeyi öğretiriz, yabancı dil öğrenirken de öğrendiğimiz kalıp cümlelerin başında teşekkür gelir. Çünkü teşekkür etmek insan olmakla eş değerlidir. Nankörleri asla sevmeyiz.
Peki, hiç düşündünüz mü? Âlemlerin Rabbi olan Allah(celle celalühü) kendisine karşı nankörlük edenlere hangi gözle bakar acaba?
Nankörlüklerin en büyüğü Allah’a karşı yapılan nankörlük değil midir?
Birisinden gördüğü ufacık bir iyilik karşısında büklüm büklüm eğildiği halde, kendisini böylesine güzel yaratan Allah'ı bilmezlikten, görmezlikten gelen insanoğlu değil midir?
Söyleyin, bir fincan kahve için kırk yıl hatır saymaya yeltenen, bunun yanında kendisi için gökten yağmurlar indiren, yerden pınarlar fışkırtan Allah (cc) kendisine yapılan bu nankörlüğü sever mi dersiniz?
"Ey insan! Kerîm olan Rabbine karşı sana nankörlük yaptıran nedir! Halbuki O seni yarattı, hem de en mükemmel ve dengeli bir biçimde yarattı. Sonra sana dilediği sureti verdi..."(82/6-8)
Şimdi bir daha düşünelim; kendimiz nankörleri asla sevmediğimize göre, acaba Allah (cc) karşısında böyle birisi olup olmadığımızı hiç düşünüyor muyuz?