Her Zaman Her Yerde Başörtüsüne Özgürlük

Her Zaman Her Yerde Başörtüsüne Özgürlük

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 109. başörtüsü eylemini gerçekleştirdi.

HER ZAMAN HER YERDE BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK

Değerli Basın Mensupları, kıymetli katılımcılar; İnanç Özgürlüğü Platformu adına hepinize hoş geldiniz der, katılımlarınız için teşekkürlerimi iletirim.

Bu gün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü… bugün, pek çok etkinliklerde yine bildik nutuklar atılacak, kadınlara birçok hak ve özgürlüklerin verildiğinden dem vurulacaktır.

Kadının yüceltildiği bu günde; "Kanunda açıkça yazılı olmayan her hangi bir sebeple kimse yüksek öğretim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez" hükmünü âmir Anayasanın 42. maddesine rağmen, maalesef, hâlâ başörtülü kızların eğitim hakkı, despotça engellenmektedir.

Kadın hak ve özgürlükleri konusunda mangalda kül bırakmayanlar; "Kişilerin belirli bir kılık ve kıyafet tarzını benimsemeleri veya terk etmeleri yönünde zorlamaya tabi tutulması, Türk Ceza Kanunu'nun 106. maddesinde tanımlanan tehdit suçunu oluşturur" ifadesi ile belirtilen, "Kızlarımıza başlarını açma yada açmazlarsa okullarına alınmama" tehdidinde bulunarak, bu suçu işlemektedirler.

Kadın ve kızların okutulması konusunda âhkam kesenlerin, yine Dünya Kadınlar Günü'nün kutlandığı şu günlerde; "Yürürlükteki kanunlara aykırı olmama kaydı ile Yüksek Öğretim Kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir" açık hükmü ile başörtüsüne serbestlik getiren YÖK KANUNU'NUN 17. MADDESİ'ne rağmen, başörtülü kızları okullara sokmamak için ne kavgalar verdiklerini görmekteyiz.

Üniversitelerde şimdiye kadar, başörtülü - başörtüsüz kavgası asla olmamıştır. Ama şimdi, Anayasal değişliğe göre başörtülü kızların okullara alınmaları gerekirken birden bire tek taraflı bir kaos oluşturuldu ve başörtülü öğrenciler kimi üniversitelerde okullara alınmamaya başlandı. Dikkat edilirse, başörtülü – başörtüsüz kavgası yoktur. Sadece, bâzı üniversite rektörleri ve yöneticileri ile onların yönlendirdikleri kimi öğrencilerin tek taraflı saldırıları söz konusudur.

Başörtülü kızları okula almayanlar; "EĞİTİMİN ENGELLENMESİ", "AYRIMCILIK" ve "GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA" suçlarını işlemektedirler. Savcıları, bunlar hakkında yasal işlem yapmaya davet ediyoruz.

Yıllarca, başörtüsü bahanesi ile Anayasal bir hak olan "EĞİTİM ÖZGÜRLÜĞÜ" gasp edilen kızlarımızın, "HİZMET ALAN, HİZMET VEREN" ayrımı ile yine Anayasal bir hak olan "ÇALIŞMA ÖZGÜRLÜĞÜ" de gasp edilmeye çalışılmaktadır.

Hizmet alan, hizmet veren ayrımına son verilmelidir. Bu Anayasal hak olan eğitim özgürlüğünün yanında çalışma ve mesleğini icra etme özgürlüğünün, halkına hizmet verme özgürlüğünün de verilmesi gerekir. Çünkü, üniversiteler sadece bilgi ve kültür vermez, aynı zamanda meslekte edindirirler. Bu mesleğin icrası, başörtüsü bahanesi ile engellenemez.

Milletin dini değerlerine karşı adeta savaş ilan eden baskıcı zihniyet başörtüsünden, yani başın dışından sonra içine de karışarak "DİN EĞİTİMİ"ne de karşı çıkmaktadırlar. BU KARŞI ÇIKIŞ ANAYASAL BİR SUÇTUR. Çünkü, Anayasanın 24. maddesinde şöyle denilmektedir: "DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK ÖĞRETİMİ İLK ve ORTAÖĞRETİM KURUMLARINDA OKUTULAN ZORUNLU DERSLER ARASINDA YER ALIR." Bu hükme rağmen, alevi bir öğrencinin, "Din Kültürü dersinden muaf tutulma talebi" üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararına atıfla talebi yerinde gören DANIŞTAYIN 8. DAİRESİ bu uygulamasıyla:

-                              "Okullarda din kültürü değil, İslâm dini dersi verildiği" şeklinde bir gerekçeyi ileri sürerken "Alevi vatandaşların müslüman olmadığı" gibi bir hükmü de gündeme taşıyarak, Alevi vatandaşları rencide etmektedir.

-                              Anayasanın 24 maddesi ile çelişen ve hiçbir bağlayıcılığı olmayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin indî kararına atıfta bulunarak usul hatası yapmıştır.

-                              Son olarak da; KENDİSİNİ ANAYASANIN BİR HÜKMÜNÜ GEÇERSİZ KILABİLECEK KADAR, ANAYASA'NIN ÜZERİNDE BİR MEVKİYE OTURTMUŞTUR.

Temennimiz bu yanlışlardan bir an önce dönülüp, insanımıza bütün özgürlük yollarının açılmasıdır.

Hepinizi saygıyla selamlar, Teşekkürlerimi sunarım.

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu adına

Muhittin ÖZDEMİR (VAHDET VAKFI Ankara Şube Başkanı)