Hollandalı Fitneci Vekil Sus Pus Oldu!
Hepimiz İsrailliyiz sözleriyle bilinen Wilders, Vakit'in röportaj talebine önce olumlu karşılık verdi; ancak soruları gördükten sonra kararından vazgeçti.
Müslümanların Avrupa'dan atılmasını isteyen Hollandalı Milletvekili Geert Wilders, Vakit'in sorularını cevaplandırmaktan kaçındı. "Hepimiz İsrailliyiz" sözleriyle bilinen Wilders, Vakit'in röportaj talebine önce olumlu karşılık verdi; ancak soruları gördükten sonra kararından vazgeçti. Wilders'e gönderdiğimiz 15 soru içerisinde, Wilders'in İsrail ile olan ilişkilerinden Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki görüşleri, Yahudi Soykırımı'nı sorgulamanın ifade özgürlüğü olup olmadığına dair birçok soru
Geert Wilders, Irkçı görüşleriyle bilinen Hollandalı bir politikacı. Geçtiğimiz yıl İslam'a ve Kur'an-ı Kerim'e hakaret içeren 15 dakikalık "Fitne" isimli bir film yayınladı. Hollanda'daki Müslüman göçmenlerin geldikleri ülkelere geri gönderilmesini isteyen Wilders, geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamada Hollanda'da başörtüsü takan Müslümanların yıllık 1000 Avro ödemesi çağrısı yaptı. Kur'an-ı Kerim'in yasaklanmasını isteyen Wilders, Peygamberimize de hakaretlerde bulunmuştu.
AMERİKALI YAHUDİLERDEN FİNANS DESTEĞİ ALIYOR
2 yıl İsrail'de yaşamış ve son 25 yılda bu ülkeyi 40 defa ziyaret etmiş olan Wilders, İslam ve Müslümanlara karşı ırkçı ve faşizan bir tutum takınırken; İsrail'e karşı son derece dostça fikirlere sahip. "Hepimiz İsrailliyiz. Ben Ortadoğu'da birçok ülkeyi ziyaret ettim ama hiçbirinde Ben Gurion Havaalanı'nda aldığım kardeşlik havasını alamadım" ifadeleriyle İsrail'i öven Wilders, Hollanda devlet televizyonuna göre, Amerikalı Yahudilerden de finansal destek alıyor. Wilders, bu yılın başında İngiltere'ye davet edildi; ancak dönemin İçişleri Bakanı Jacqui Smith tarafından "istenmeyen adam" ilan edilerek geri çevrildi. Wilders'ın avukatları, bunun üzerine açtıkları davayı Eylül ayında kazanarak İngiltere'ye girme hakkı sağladılar.
RÖPORTAJ TALEBİNE OLUMLU CEVAP VERDİ
Wilders, 16 Ekim'de İngiltere'ye gelmeden önce 14 Ekim'de kendisiyle bağlantıya geçip, yazılı bir röportaj vermek isteyip istemediğini ve Londra'ya geldiğinde kendisiyle görüşüp görüşemeyeceğimizi sordum. Röportaj ve görüşme talebinin nasıl cevaplanacağını merak ederken, çok kısa bir süre sonra Wilders'ın ofisinden Halkla İlişkiler Müdürü Gaelle de Graaff, talebimize bir cevap gönderdi. Cevapta, sorularımız ile irtibat telefonlarımızı kendilerine göndermemiz istenirken; Wilders Londra'ya geldiğinde görüşme imkanı sağlamaya çalışılacağı da belirtilmişti. Kısa sürede talebimize gelen cevaptan cesaretlenerek soruları hazırlayıp gönderdim. Rastgele bir konuşma üslubuna sahip olan Wilders'in soruların rengi ve tonunu sevmese de, yine de cevaplandıracağını; ancak ne olur ne olmaz endişesiyle kısa bir tanıtım ve bilgilendirme yazısı da yazdım. Yazıda şöyle deniliyor:
WILDERS'E HİTABEN yazılan yazı...
"Sayın Wilders, 'Fitne' isimli filminiz ve sizin İslam ve Müslümanlara yönelik söyledikleriniz, büyük tartışmalara yol açtı. Sizin de anlayacağınız gibi, gazetemizin okuyucuları sizin görüşlerinizi gazete ve televizyonlardan biliyor; ancak görüşlerinizi ajanslardan ya da üçüncü şahıslardan almak yerine, direkt sizinle irtibata geçerek ne düşündüğünüzü öğrenmenin daha doğru olacağını düşündük. Siz, İslam'la ilgili görüşlerinizi 'ifade özgürlüğü' altında gerçekleştirdiğinizi söylerken, inanıyorum ki; ifade özgürlüğüne dikkat çeken biri olarak sorularımızı sert ve gücendirici bulmazsınız. Sizin, görüşlerinizi çok açık şekilde ifade eden biri olduğunuzu bildiğimiz için, sorularımızı da aynı açıklıkla cevaplayacağınızı umuyoruz. Şunu da belirtmek isteriz ki; biz sizinle bir konuyu tartışan kişi değil, bir gazeteciyiz. Dolayısıyla sorularımızı sorarken sizinle tartışmaktan ziyade, okuyucularımızın sizin ne düşündüğünüzü öğrenmesine yardımcı oluyoruz. Sorularımıza vereceğiniz cevaplardan dolayı şimdiden teşekkür ederiz. Saygılar..."
İKİ HAFTA SONRA GELEN CEVAP
Bu yazının hemen altına Wilders'in cevaplayacağı umuduyla 15 soru gönderdik. Ancak sorularımıza cevap alamadık. İki defa irtibat kurmaya çalıştığımız partisinin halkla ilişkiler danışmanı; ancak üçüncü seferde cevap yazdı. Cevapta, Wilders'in çok yoğun olduğunu ve kendileriyle bir sonraki hafta irtibata geçmemiz istenirken; o zaman bir cevap verebilecekleri yazılıydı. İkinci hafta tekrar irtibata geçmemize rağmen hemen cevap alamadık. Sorularımızdan rahatsız olduklarından olsa gerek, Wilders'in ofisi 30 Ekim tarihi itibariyle gönderdikleri cevapta şu açıklamayı yaptı: "Maalesef, sizi hayal kırıklığına uğratmak zorundayız. Sayın Wilders, yoğun programı nedeniyle sorularınıza cevap veremeyecektir."
İŞTE IRKÇI WILDERS'İN CEVAPLAMAktAN KAÇINDIĞI SORULAR
Peki Wilders'in cevaplamaktan kaçındığı sorular nelerdi? Sorular hazırlanırken, Wilders'e karşı herhangi bir önyargı hissetmeden, sadece onun başkalarına karşı söylediklerini ona söyleyerek cevap istendi. İslam'a hakaret ederken 'ifade özgürlüğü' şemsiyesine sığınan Wilders'in, aşağıdaki sorulara bir cevabının olamayacağı, soruları gördükten sonra cevaplamama isteğinden ortaya çıktı. İşte, Wilders'in cevaplayamadığı o sorular:
WILDERS FİLİSTİN YA DA IRAKLILARLA HİÇ EMPATİ KURDU MU?
- Sizin İslam'la ilgili görüşlerinizin, Musevi bir kökenden gelmenize bağlanıyor. Bu iddialar karşısındaki cevabınız nedir?
- Tarihçi Lizzy van Leewen'e göre, sizin kökeniniz Endonezyalı Musevi bir aileye dayanıyor; ancak siz kendinizi bir Hıristiyan gibi göstererek İsrail'in görüşlerini savunuyorsunuz. Bu iddiaya katılıyor musunuz?
- Bazı Ortadoğu ülkeleri ABD ya da Avrupa ülkeleri, Filistin örneğinde olduğu gibi İsrail tarafından işgal edilmiş. Bu işgaller olduğundan beri milyonlarca insan hayatını kaybetmiş ve yaralanmış. Siz, "Hıristiyan-Yahudi Birliği" dediğiniz güçler tarafından öldürülen ya da yaralanan bu insanlara karşı hiç empati kurdunuz mu?
- İslam ve Müslümanlara karşı olan görüşlerinizi çok açık bir şekilde dile getiriyorsunuz ve bunun ifade özgürlüğü olduğunu söylüyorsunuz. İfade özgürlüğünü savunan biri olarak, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Yahudi Soykırımı'nın olup olmadığının sorgulanması özgürlüğüne inanıyor musunuz? Eğer inanıyorsanız, İngiliz tarihçi David Irwing ve İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın Yahudi Soykırımı'nın sorgulanması çağrılarını ifade özgürlüğü adına savunur musunuz?
- İsrail'in uluslararası hukuka aykırı olan Filistin topraklarını işgal etmesinin doğru olduğunu düşünüyor musunuz?
- Filistinlilerin kendilerini savunmak ve topraklarını korumak için direnme hakkına inanıyor musunuz? Eğer inanmıyorsanız, Hollanda, Belçika ya da Almanya tarafından işgal edilseydi nasıl davranırdınız?
- İsrail'in Gazze'deki 'Dökme Kurşun Operasyonu' sırasında İsrail gazetelerinde yer alan haberlere göre, İsrail ordu hahamı askerlere dağıttığı bir kitapçıkta sivillerin ve çocukların öldürülmesini doğru olduğunu söylüyor. Eğer İsrail askeri olsaydınız, ordu hahamının bu söylediklerini gerçekleştirir miydiniz?
- Avrupa'daki Müslümanlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Daha önceki açıklamalarınızda Avrupa'daki tüm Müslümanların geldikleri ülkelere geri gönderilmesi gerektiğini söylediğiniz basında yer aldı. Sizin Endonezyalı bir Yahudi ailesinden olduğunuz söylendiğine göre, siz de Endonezya'ya geri gönderilmek ister miydiniz? Ya da sizin bir göçmen olduğunuz saptanırsa ve sizin Hollanda'dan ayrılmanız istenirse, nasıl bir tutum takınırdınız?
- Bazıları, sizin 'Fitne' filmini yaparak toplumlar ve medeniyetler arasında fitneye sebebiyet verdiğiniz söyleniyor. Bu konudaki iddiaları nasıl cevaplandırırsınız?
- İsrail ve başka birçok ülkeye gidiyorsunuz? Seyahat masraflarınızı kim karşılıyor?
- Allah'a ve ahiret gününe inanıyor musunuz? Eğer inanıyorsanız, neden Avrupa'nın Müslümanlardan temizlenmesi gerektiğini söylüyorsunuz? Tüm insanların Allah tarafından yaratıldığına inanıyorsanız, sizin tüm insanları onların etnisitilerine ve dinlerine bakmaksızın kabul etmeniz gerekmez mi?
- Beyaz "Hıristiyan-Yahudi üstünlüğüne inanıyor musunuz?
- Eğer Müslümanların geldikleri Müslüman ülkelere geri gönderilmesini istiyorsanız, aynı şeyi Müslüman ülkelerde yaşayan Hıristiyanlar için de söyler miydiniz? Size göre, Müslüman ülkelerde yaşayan Hıristiyanların Hıristiyan çoğunluklu ülkelere gönderilmesi gerekir mi?
- Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılmasına nasıl bakıyorsunuz? Eğer Türkiye'nin AB'ye katılımına karşı iseniz, Türkiye Hıristiyan bir ülke olsaydı, yine de aynı görüşü benimser miydiniz?
vakit