İdam fotoğraflarıyla siyasete baskı yapılıyor

İdam fotoğraflarıyla siyasete baskı yapılıyor

Eski Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, 1960 darbesinin kendileri için bir hicran olduğunu söyledi.

Soylu, 50-60 döneminin organize bir şekilde karartıldığını ileri sürerek, statükocuların rahmetli Menderes'in idam fotoğraflarıyla Türkiye'deki sivil siyaseti ürkütmeye çalıştığının altını çizdi.

Türkiye'de sistemin ne kadar kötülükleri varsa bunun başlangıcının 1960 olduğunu, Türkiye'nin içinden çıkılmayacak bir dengesizliğe itildiğini vurgulayan Soylu, 60 darbesi ile hesaplaşılmaması halinde sonraki muhtıra ve darbelerin anlaşılmayacağını kaydetti.

Soylu, "27 Mayıs bu millete hakarettir. İdamlar hainliktir. Bizim bu konudaki ölçümüz de budur. Türkiye 60'ı çözmeden demokrasisini kamil ve olgunlaşmış tam demokrasiye, adaletini tam adalete, hürriyetini tam hürriyete taşıyamaz. 60'ı çözmek bizim yaptığımız mücadeledir. Demokratik mücadeledir." şeklinde konuştu.

Darbenin yıldönümünde Cihan Haber Ajansı'na konuşan Soylu, 1950-1960'ın Cumhuriyet ve demokrasinin taçlandığı en önemli dönem olduğunu, milletin, millet olma anlayışını yakaladığını kaydeden Soylu, "Kendisini rahat hissettiği, insan, birey yerine konulduğu ve ülkemin ekonomisinin, dış politika onurunun, topraklarının bolluğunun, bereketinin yeniden arttığı en önemli dönemdir. Fabrikaların çalıştığı, elektrik üretiminin ülkemin insanıyla buluşturulduğu bir dönemdir. Türkiye'nin baştan başa yatırımlarla, zenginliklerle donatılmaya çalışıldığı büyük mesafenin alındığı yepyeni bir dönemdir. 50-60 dönemi organize bir şekilde karartılmıştır. Halk 50-60 dönemi için bilerek yanlış bir şekilde bilgilendirilmiştir. Aynı süreç Türkiye'de devam etmektedir." diye konuştu.

1960 darbesinin Türkiye'yi içinden çıkılmayacak bir dengesizliğe ittiğine dikkat çeken Soylu, Türkiye'nin 60 darbesi ile hesaplaşmaması halinde 71 muhtırasını, 80 darbesini, 28 Şubat'ı, 27 Nisan'ı anlayamayacağına vurgu yaptı.

"60 darbesinin yanlış çıkışından hareket edenler, bugün Türkiye'de aslında demokrasinin önünü kesmeye ve milleti hiçe saymaya çalışmaktadırlar." diyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "50-60, millet kahramanlığıdır, millet sevgisidir, millet dostluğudur, Türkiye sevdasıdır, sevgisidir, bu toprakların yüzünün güldüğü en önemli dönemlerden bir tanesidir. Rahmetli Menderes'in ve DP'nin, Bayar'ın, Zorlu'nun, Polatkan'ın başına gelenlerin bugünkü siyasete örnek gösterilmesi, bugünün işi değildir. 1960'dan sonra başının derde düşeceğini düşünen statükocuların tamamı, rahmetli Menderes'in idam fotoğraflarıyla Türkiye'deki sivil siyaseti ürkütmeye çalışacaklardır. Bizi korkutamazlar. Biz nerden geldiğimizi biliyoruz. Milletin hakkının milletle beraber, değerleriyle beraber bütünleşeceğine inanan taraftayız. O gün oldu Adalet Partisi kuruldu, ondan sonra oldu Doğru Yol Partisi kuruldu. Biz yolumuza devam ediyoruz. Hem de sabırla ve itina ile."

27 MAYIS BU MİLLETE HAKARETTİR

Türkiye'nin çağdaşlaşma, kalkınma, demokratikleşme, zenginleşme, özgürleşme ve özgüveninin yeniden bu ülke insanıyla bütünleşmesi mücadelesine devam ettiklerini anlatan Soylu, "27 Mayıs bu millete hakarettir. İdamlar hainliktir. Bizim bu konudaki ölçümüzde budur. Türkiye 60'ı çözmeden demokrasisini kamil ve olgunlaşmış tam demokrasiye, adaletini tam adalete, hürriyetini tam hürriyete taşıyamaz. 60'ı çözmek bizim yaptığımız mücadeledir. Demokratik mücadeledir." şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın rahmetli Menderes'in başına gelenler ima edilerek tehdit edilmeye çalışılmasını da değerlendiren Soylu, "Elinden geleni ardına koymasınlar." ifadesini kullandı.

Soylu, şunları söyledi: "Menderes, 48 yıldır milletin gönlünde her gün daha büyüyen, hem de birçok saptırmalara rağmen, yanıltma çalışmalarına rağmen, birçok düşmanlığa rağmen doğru milletin gönlündeki yerini almıştır ve alacaktır. Ölçü orasıdır. Bu ölçüyü hep beraber takip edeceğiz. Sivil siyaset korkutulabilinir. Dönem dönem korkutulmuştur. Neticede insanlar yapıyor bunu. Önemli olan, siyaset müessesesinin kendi gücünü milletten almasıdır. Gücünü milletten alıyorsa millet ona o dermanı verir. Biz de o dermana talibiz."